Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen 10. Anadolu Medya Ödülleri Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül alan basın mensuplarını tebrik ederek, tüm medya çalışanlarına şükranlarını sundu. Gazze başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde hayatını kaybeden gazetecileri rahmetle andı. Erdoğan, “212 gazetecinin şehit olduğu Gazze’de, hakikatin savunucuları canice katlediliyor” dedi.
Erdoğan, Anadolu medyasının hem milli iradenin sesi hem de halkla en güçlü bağ kuran mecra olduğunu vurgulayarak, “Anadolu kadar bu topraklara ait olan yerel medyamız, halkın gündemine en yakın duran iletişim kanalıdır” ifadesini kullandı. Yerel basının zorluklarla mücadelesine de değinen Erdoğan, yerel yöneticilerin baskılarına rağmen gazetecilerin hakikati savunma çabalarını takdir ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat sürecinde medyanın vesayet odaklarıyla iş birliği yaptığı dönemlere atıfta bulunarak, “Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. Bugün gelinen noktada medya ekosistemi, geçmişe göre çok daha özgür ve çok daha çeşitlidir” dedi.
Ancak bu özgürlük ortamının zaman zaman sorumsuzlukla karıştırıldığını vurgulayan Erdoğan, “Sokak röportajları adı altında halkımıza hakaret ediliyor. Mikrofon ve kamera alan herkes gazeteci değildir. Millete saygısı olmayanın yaptığı işe de saygısı olmaz” diyerek etik dışı medya pratiklerini eleştirdi.
Medyanın toplum mühendisliği aracı olarak kullanılmasına karşı net duruş sergilediklerini belirten Erdoğan, “Yeni Türkiye’de eskiye rağbet kalmamıştır. Medya sopasıyla milleti hizaya sokmaya çalışanlara ne müsamahamız olur ne de saygımız” dedi.
Konuşmasının sonunda, hakikat mücadelesi veren tüm medya mensuplarına başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu medyasının varlığının Türkiye’nin demokratik direncinin göstergesi olduğunu yineledi.
