Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 30-05-2012 08:24   Güncelleme : 30-05-2012 08:24

Birlikte Dua Edelim

Bu gün 29 mayıs 2012

Birlikte Dua Edelim
Bu gün 29 mayıs 2012. İmparatorluk şehri Konstantin’in F.Sultan Mehmet Han ve askerleri tarafından İstanbul haline getirilişinin 559. yıl dönümü. Bir devrin kapandığı yeni bir çağın açıldığı o muhteşem günün seneyi devriyesi.
 
Bu tarihi yazan bir padişahın torunları olmak bizler için elbette ki bir övünç ve gurur vesilesi. Bu madalyonun hoşumuza giden tarafı. İyi de madalyonun bir türlü görmek istemediğimiz, yok saydığımız, her 29 mayıs da zayıflığımızı adeta yüzümüze haykıran tarafını ne yapacağız.
 
Geçmişimizle ve atalarımızla gurur duymak elbette ki Türk milleti olarak hepimizin hakkı. AmaTürk milleti olarak mevcut halimizle o geçmişe ve cihana adalet dağıtan, ilahi nizam tesis etmek ve kelimetullahı cihana hakim kılmak adına mücadele eden atalarımıza layık olmadığımız gerçeğinden payımıza düşen dersi ve sorumluluğu almakta mecburiyetimiz değil mi?
 
Geçmiş bizim geçmişimiz olduğu gibi gelecekte evlatlarımızın ve torunlarımızın geleceği. Biz nasıl atalarımızla ve yaptıkları güzellikler ile gurur duyuyorsak yavrularımız ve torunlarımızın da bizimle gurur duymaya hak ve ihtiyaçları var.
 
Millet olarak hatalarımızla ve günahlarımızla dolu yakın geçmişi değiştirme şansımız yok. O geçmişe hayıflanmanın da bir anlamı yok bu saatten sonra. Bundan sonrasında yapılacak en anlamlı şey “hatalarımızdan ders alarak güzel bir gelecek için zahirde mücadele, Batıni anlamda da gönülden dua etmek olmalı.
 
Çünkü şeytanın dostu olan zalimlerin gücüne biat etmeyen sadece ve sadece Allah’a inanan Ebu Zer karakterli mazlumların en büyük silahı duasıdır.
 
Bizim bu dualarımız ve Allah’a yakarışlarımız olmasa bizler Allah indinde birer hiç hükmünde olurduk.
 
O yüzden kendime ve sizlere diyorum ki içimizden çıkan ve dünün mazlumu oldukları halde (bugün kendilerine biat etmeyen mazlumlara zulmeden) bugünün zalimlerine karşı; İstanbul’un fethedildiği bu günün işgal altındaki gönüllerinde fethedildiği gün olması için hep birlikte Allah’a dua edelim.
 
Hadi bugünü bir milat kabul edelim. Açın ellerinizi semaya. Hep beraber dua edelim âlemlerin Rabbine. Edelim ki birey ve millet olarak bağışlanmayı dileyelim Allah’tan. Umulur ki bağışlanırız.
 
Eûzu billēhi mineş-şeytânirracîm. Bismillēhirrahmēnirrahîm.
 
Ey Rabbimiz
Bizleri bağışla. Bize asla merhamet etmeyecek olanları bize musallat etme.
 
Farkındayız sana karşı “asi” olduğumuzun. Her zaman rahatımız yerindeyken hayat rehberimiz olsun diye bize verdiğin Kuran’a “sırtımızı döndük”. Seni hakkıyla tespih edemez olduk. Ama bu senin şanını eksiltmez. Sen kendini senâ ettiğin gibi yücesin. Senin şanın her şeyden yüce ve övgüye layık olan da yalnızca sensin.
 
Biliyoruz, Şimdilerde “haz ve gurur mabetleri”ne dönüştürdüğümüz evlerimizde ve başına İslami kelimesini getirerek caizleştirdiğimizi sandığımız eğlence mekânlarımızda “nefsimize tapınma ayinleri” düzenliyoruz.
 
Biliyoruz, sana yalvarmaya yüzümüz yok. Ama işte görüyorsun şu mazlum ümmetin senden başka koruyucusu da yok. Biliyoruz başımıza gelenlerin sebebinin sana hakkıyla inanıyor olmamamız olduğunu. Ama sen daha iyi bilirsin ki aslını unutmuş olsak da bizler hala senin Müslüman kullarınız.
 
Bizi “adalet”li bir şekilde idare etsinler diye başımıza seçtiklerimiz, dünyalık makamları ve dünyanın nimetleri için canımıza kasteden birer canavara dönüştüler. Bu zalimlerin yaptıkları karşısında senden başka sığınağımız yok Rabbim.
 
Bizi Amerika’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın, Almanya’nın ve Siyonistlerin uşağı olmuş “sonradan görme gâvurdan dönme” merhametsizlerin merhametine muhtaç etme; bu insafsızların insafına bırakma. Kendi problemlerimizi haktan adaletten, merhametten ve basiretten ayrılmadan çözebilme basireti nasip et bizlere!
 
Dünyalık beklentilerimiz nedeniyle bu insafsız ve acımasız idarecileri başımıza bela edenin bizler olduğumuzun farkındayız. Bizi bu zalimlerden kurtaracak olanda ancak senin, kurtar bizi bu zalimlerin elinden Allah’ım.
 
Allah’ım
 
Ağlamayan gözden, ürpermeyen kalpten, haşyet duymayan gönülden, kabul edilmeyen duadan sana sığınıyoruz.
 
Fayda vermeyen ilimden, onu padişah yapan halkına merhamet etmeyen liderden, oyunu aldığı insanların derdiyle dertlenmeyen vekilden, içinde halkın huzurunun ve menfaatinin gözetilmediği meclisten sana sığınıyoruz.
 
Doymayan nefislerden, şişmiş göbeklerden, kalın enselerden, bitmeyen ihtiraslardan, sonu gelmeyen çıkar ve makam kavgalarından sana sığınıyoruz.
 
Allah’ım
 
Duyulmayan feryattan ve içinde insanlara yardım hissi barındırmayan “taş yüreklerden”  sana sığınıyoruz.
 
Ben Müslüman’ım diyen münafıkların yüz kızartıcı hallerinden sana sığınıyoruz ey Rab’bim.
Bir parçacık imanımız kaldı, onu da ülkemizde ve dünyanın dört bir tarafında Müslümanlara musallat ettiğin şu zalimler yüzünden kaybetmeyelim, tut ellerimizden buna izin verme Allah’ım!  
 
Eğer bizi helak edeceksen, sen helak et!  Allah’ım bizi Amerika’nın, NATO’nun, Rus un, Çin’in ve onlara hizmet eden içimizdeki hainlerin insafına bırakma.
 
Biliyoruz biz belayı hak ettik. Çünkü bizim başımızdaki idarecilerimiz, senden değil onlardan korkuyorlar!
 
Korkanların korktuklarının şerrinden ve insafsız idarecilerin şerrinden sana sığınıyoruz.  Bizi içimizdeki sefihlerden dolayı cezalandırma.
 
Sen onlara haddini bildir. Akıllarını başlarına almaları için onlara ve bize fırsat ver Allah’ım. Sabrını, merhametini, affını, mağfiretini ve bereketini bizlerden esirgeme. 
 
Hak etmiyorsak da bizlere affınla, merhametinle, mağfiretinle, bereketinle muamele et!  ALLAH'ım  (Amin )
adminadmin