Cüz`i İrade İle Yapabileceklerinin Farkinda Mısın!

Hani Rabbin meleklere demişti ki "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım. Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!." (HİCR28/29)

Değilmi ki Rabbin ilk yaratılışından itibaren seni üstün kıldı ve sana kendi ruhundan üfledi: bu senin için kendini değerli görmen de yeterli olması gerekmez mi? Zaten yaratılışın da rabbin bütün mükemmel fıtratı özellikleri içine koymamış mı idi?, kendini okuyup, bulup bununla yola koyulmanın vakti gelmedi mi?

Düşünsene kudreti sonsuz olan Rabbinin ruhundan bir parça taşıyorsun bu parça bu dünyadaki birçok şeyi yine ALLAH’IN izni ile yapmana yeterli gelmez mi? Elbette ki gelmeli. Zaten Rabbin seni o kadar müthiş donanımlarla yarattı ki, fıtratındaki cevherleri bir farketsen, onunla yola bi çıksan işte o zaman neler yapabileceğini, bu koskaca dünyada küçük bedeninle nelere sebep olabileceğinin farkına varacaksın.

Peki neler yapabilirsin; önce Rabbinin sana verdiği donanımların farkına varmalısın, ruhen ve bedenen ne ye yatkın olduğunu bulup ki biz buna mizaç dıyoruz mizacında ne gibi özellikler olduğunu bilme yolculuğuna çikmalısın.Bu yolculuk seni varmak istediğin yere zaten ulaştıracaktır.Sonrasın da bu yatkınlıkların içinde nerede bulunman gerektiğini fark etmelisin hayatın neresin den sorumlu olmak istiyorsun senin yapmak istediklerin ve kişiliğine uyan severek yapmana sebebiyet verecek maharetler neler? Ve tabii ki hayatın şu anda neresindesin bir ebeveyn misin? Ya da bir müdür, patron mu ve ya çalışan mı? Öğrenci misin, yoksa öğretici mi, evli mi yoksa bekarmı? hayatın hangi alanın da olduğun ve ya aslın da maddi imkanların nasıl olduğu da bir etken tabiki ama asla durmanı gerektirmez. Bu hayatta ben de varım varlığımın farkında olup Allah’ın bana verdiği cüz’i irade ile neler başara bilirimi fark etmen ve tabii ki sonrasın da istemen yeter.

İstemen evet aslında en doğru noktaya geldik bile (istemen yeter). İşte bu noktada Rabbim diyorki: "isteyin benim sınırsız hazinemden, kudretimden isteyin ben zaten sizi Eşref-i mahluk olarak yarattım. Kainattaki herşeyi hizmetinize sundum. Fıtri olarak birçok şey verdim ve şimdi de diyorum ki: görmez misiniz, düşünmez misiniz, akletmez misiniz?

Peki şimdi soruyorum bende size; Allah'ın sizi bu kadar mükemmel yarattığını, her türlü imkânı önünüze serdiğini, doğru istenildiğin de her türlü ihtiyacınıza, duanıza icabet edeceğini, birazcık gayretinizin karşılığını fazlası ile vereceğini, üstelik bunu bu dünya ile sınırlandırmayıp ahirette kat kat daha fazlasıyla beklediğini, düşünmez miyiz, görmez miyiz akletmez miyiz?

Biz müminlerin en önemli maharetlerin den birisi de gören göz, duyan kulak işittiren ses olabilmemiz dir. Birbirimizin hayırgahı olarak artık farkındalıklarımızı arttıralım. Biz bugün den sonra bilelim ki Allah’ın izni ile  istersek, doğru kelimeler kullanarak, olumsuz bütün konuşmalardan sıyrılıp sadece varacağımız noktanın olacağına inanırsak tabi biraz gayret biraz çaba inanın yapamayacağımız şey yoktur. Yeterki değerli bir varlık olduğumuzun farkına varalım ve ALLAH’IN zaten bizi  birçok şeyi başarabilecek fıtrat ta yarattığını bilelim. Bu günde fıtrat yolculuğumuz olsun. MEVLANA HZ. Derki: "kaderi inkar etmek acizlik,

herşeyi kadere bağlamak cahilliktir ve cahillik acizlikten beterdir."

Mevla tealanın yazdığı kadere hükmetmek değil, değişmeyen hükümler haricinde ki herşeyi tamamen Allah’a isnad edip tembellik yapmakta bir iradesizliktir.

Şunu asla unutmayalım ki ALLAH’IN külli iradesinin dışın da ”takdir-i ezel gayrete aşinadır.” Bu düstur ile yola çıkarsak yapabileceklerimize inanın biz bile şaşırabiliriz.