Doğu Türkistan Ve Türkiye’nin Tavrı

En büyük çıkmazımız doğu Türkistan meselemizdir. Dünya mazlum milletlerinin yeryüzündeki tek banisi olan Türkiye'nin bu zulüm karşısında tutumunun ne olacağı ve alacağı tavır çok önemli. Tüm dünya ve kamuoyu sesiz bir bekleyiş içindedir. Bu duruş İlahi bir sınanışın geçidi olduğu gibi uluslararası diplomatik başarısının da örneğini teşkil edecek..

Gelişmekte olan Türkiye’nin, bu mücadeleden çok güçlü bir şekilde çıkması tüm emperyalistlerin gözlerini düşmanca Türkiye üzerine yeniden çevrilmesine neden olacak. Tabi ki burada oynanan oyunun amacı Türkiye’nin, Doğu Türkistan meselesinden başarısızlıkla çıkması ve itibarsız duruma düşmesidir. Yani Türkiye'nin Diplomatik başarısızlığı emperyalistlerin güçlenmesi için dünya kamuoyun önünde bir neden olacaktır. Amaç, orta Asya da bulunan Müslüman Türk devletlerinin ve yaşayan Türklerin ümitlerini kırmak Müslüman Türk birliğini engellemektir. Bunun içinde ellerinden gelen her şeyi yapacaklar.

Doğu Türkistan meselesi, dünyadaki dengelerin tamamıyla netleşeceği veya bozulacağı bir meheng durumundadır. Dünya bu insanlık ayıbıyla çetin bir imtihanla karşı karşıyadır. Hak ve batıl mücadelesinin daha geniş sahada açık olacak safların oluşmasına neden olacaktır. Şimdilik kader-i İlahinin ve kıyametin nihai şekilleneceği gerçeğe doğru insanlık sürükleniyor. Hak ve batılın sırrı burada ortaya çıkacaktır.

Kısaca hiristiyanların kıyamet savaşı olarak addedilen (Armageddon) yani hadislerle de işaret edilen mehdinin ordusunu oluşturacak unsurlarını ve taraflarının alt yapısının oluşması Doğu Türkistan meselesi sebeb olabilir. İnşaallah Türkiye olarak bu sınavı başarıyla geçer ve tekrar o eski şahlanışımıza Allah'ın izniyle ulaşırız.

Geleceğin en büyük ordusu olacak Müslüman Türk dünyasının çok kalabalık ve geniş sahada olması, batılı ve doğulu güçlerin gelecekteki en büyük bir korkusu. Bu vakıa şimdiden onları çok tedirgin ediyor. Bu yüzden de Müslüman Türkler baskı ve zulüm politikalarıyla yıldırılmak isteniyor. Kısaca Çin devletini ve Budistleri Müslüman Türk dünyası ile karşı karşıya getirip zaman kazanmak hezimete uğratmak. Deccalin ordusuna zemin hazırlamaktan ibaret.

Çin o bölgede beslenen ve büyüyen bir devlet. Artık sınırları kendini almıyor kabına sığmıyor. Bunun içinde gözlerini yanında olan devletlere çevirmiş durumda. Kısaca Çin emperyalist devletler için bulunmaz bir Hint kumaşı gibi. Yani Çin, emperyalist devletlerin ve küresel sermayenin korkularına şimdilik bir kalkan görevi görüyor..

Şeytan ve insan cinsi avenelerinin en büyük korkusu tevhid sancağının saflarının bu savaşla belirginleşmesi ve ilahi alt yapısını oluşturması gerçeği olabilir. Bu sonuç onları çok tedirgin etmektedir. Ama bu nihayetinde bu kaçınılamaz bir vakıadır. Hak gelecek ve batıl zail olacaktır.

Çünkü aynı soy ve dinden olan milletlerin birleşmeleri ve beraber hareket etmeleri kadar doğal bir sonuç yok. Bu muhakkak bir gün gerçekleşecektir. El cins-ü meal cins. Yani her cins kendi cinsiyle beraberdir.

Tevhide inananlar tek bayrak ve çatı altında Türkiye'nin liderliğin de ve emrinde muhteşem büyüklükteki güçlü ordusunu mutlaka kuracaktır. İleriyi gören herkes bunu bilir.. Bu aynı zamanda ahir zamanda gelecek deccalin ordusuna karşı kurulacak ordunun da alt yapısını teşkil edecektir.

100 hatta 300 yıl geleceği düşünen ve görebilen batılı güçler ve Yahudiler bu ordunun ayak seslerini hissettiklerinden telaş ve korku içindedir. Gittikçe azalan nüfuslarıyla beraber artan iç sorunları sebebiyle asla birlik içinde olamayacakları gün gibi açık. Ama buna mukabil de Türk ve Müslümanların bir çatı altında birleşmelerinin mümkün olduğu açık.. Gün birlik ve dirlik zamanıdır.

Ahmet DÜZGÜN

ETİKETLER:

NELER SÖYLENDİ?