LÜTFEN BENİ CİDDİYYE ALMAYIN

Mennan Abi,

Beni bilirsin konuşup yazıklarımın çoğu komplo teorisidir ve gerçeklerle pek de örtüşmez.

Bana fazla paranoyak olduğumu söylediğin zamanları hiç unutmadım.

Zaten başıma ne geldiyse bu paranoyalarımdan geldi.

Nazım’ın dediği gibi, “beni soracak olursan bıraktığın yerdeyim. Yani halen Samsun’da ikamet etmekteyim.

Aldığım ilaçların etkisiyle Halüsinasyonlarım azalıyor ama ben hayal kurmayı daha çok sevdiğimden o ilaçları arada almayıp bu tür yazılar yazıyorum.

Lütfen beni ciddiye almayın.

Samsun; Masonlar tarafından 2430. Bölge olarak adlandırılıyor. Dünyanın bütün topraklarını üşenmeyip tek tek numaralandırmışlar.

Tıpkı Vatikan gibi…

Rotaryen deyip geçme evet içinde saf adamlar var ama muhteşem bir yapı kurmuşlar.

Seküler Atatürkçü gözüküp Vatikan’ın taktiklerini harfiyen uygulamayı başarıyorlar.

Bir kolları da Siyonizm’de.

Siyonizmi salt Yahudiliğin içinde arayanlar elbette bilgisiz iyi niyetlilerdir.

Siyonizm bütün gücüyle Hristiyanlığın içinde var olmaya devam ediyor.

Yarın dünyayı birbirine kattıklarında biz yapmadık Hristiyanlar yaptı diyebilmek için.

Tarihte örneğini gördük 20. yy’ın başlarında Almanya’da neler oldu ve karşılığında İsrail’i nasıl kurdular değil mi? Ha o katledilenlerin arasında Yahudilerin azınlıkta olduğunu ve bu azınlığın İsrail’e gitmekte ayak sürüyenler olduğunu zaten biliyoruz.

Biz yine Samsuna dönelim…

Samsun’da garip şeyler oluyor. İki müptezelin Atatürk heykeline ip bağlayıp arabayla çekme girişimi muazzam büyütülmesine rağmen PKK’nın aynı heykelleri yakması belleklerden silindi.

Bence bu işte bir MASON oyunu var. Ben de tıpkı Gandi gibi düşünüyorum. Ama çakması değil, gerçek Gandi gibi düşünüyorum. Ne demişti Gandi; Derede iki balık kavga ediyorsa bil ki oradan bir İngiliz geçmiştir.

Bizim derenin Sazanları böylesine acemice yapılan eksik girişimin faturasını neredeyse Taliban’a çıkaracaklar, ama baş mimarları yanlarında duruyor haberler yok.

Yahu Atatürkçülükle masonluk aynı yerde durur mu?

Kazığı İngiliz çakarsa bal gibi durur. Bunlar araştırmaya zahmet etmeyip, Yılmaz Özdil ne söylerse inandıkları için 1946’dan sonra kendilerine Müslüman havası vermeye çalışmış sözüm ona Ticaniler olarak bilinen Provokatörlerin aslında nereden beslendiğini unutmuş olmamalılar. Her zaman söylediğim gibi tarih aptallar için tekerrürden ibarettir, bizler için değil.

Konuyla alakalı olmasa da, Samsun’da yıllardır varlığını sürdüren kahvaltı grubuna dikkatini çekmek istiyorum.

Bu grup laik – Atatürkçü – Mason – Seküler - Rotary olarak bilinir ve yaptıkları Cumartesi kahvaltılarında bir araya geliyorlar.

Cumartesi’yi biz de çok sever kıymet veririz ama kahvaltıyı Pazar yerine Cumartesi yaparsan anlamı başka olur. Yazdıklarımı ciddiye almasan da dikkatli oku biraz önce hedef saptırmaktan bahsetmiştim.

Yahu adamı ölmeden önce öldürüp temsili bir kefene sarıp kafasına da şapkasını geçirip sofraya oturtmuşlar.

Siz bu yaratıcı fikirleri nereden alıyorsunuz kardeşim.

Bizim çocukların kardan adamı bile yanında profesör çıkar.

İş güç sahibi insan bu işlerle uğraşır mı hiç?

Şapka da baya havalı olanından, melon cinsi yani fötr var fötr var.

Bununkisi janjanlı Yahudilerinkine benziyor tereğinin üzerinde siyah kurdele olanından.

Ne demiştik, yine hedef saptırıp işi Yahudilerin üzerine yıkacaklar ama suyundan içtikleri kaynak çok başka yerlerde.

İnsan hasta olan arkadaşına bunu yapar mı?

Adam ölmeden törenini yapmışsın bari helvasını da yeseydiniz…

Sahi sizin oralarda helva makbul mü, hele ölmeden önce helvasını yemek belki de bu hedef saptırmanın töresel boyutu olabilir.

Bir başka anlamı, adamın bir ayağı çukurda, yoksa sofraya şapkasını yollayıp “lütfen beni ciddiye almayın” imajı mı veriyor, ters manyel mi yapıyor şimdilik anlayamadık. Ama ilerleyen dönemde onu da anlarız Allah’ın izniyle.

Mennan abicim daha yazılacak çok şey var ama doktordan bu kadar izin alabildim.

Akşam yine ilaçlarımı alıp çok sevdiğim halüsinasyonlardan uzaklaşacağım. Bir dahaki yazıma kadar…

Şimdilik hoşça kal…