Eşik

Servet ZEYREK

21-03-2023 17:07

Kapının önüne kadar zorlukla gelebildi. Kapının karşısında, kalabalık koridorda flulaşan sesler ve görüntüler arasında öylece kalakaldı. Sanki zoraki, bir el onu oraya kadar getirmiş ve o elin etkisi üzerinden kalkınca oracıkta öylece kalakalmıştı. Bırak bir adım daha atmayı kolunu dahi kaldırabilecek mecali kendinde hissetmiyordu. Ağzı, boğazı kupkuru, avuçları ise aksine ter içerisindeydi. Birden kendinden geçer gibi oldu, soğuk bir ter boşandı üstünden. Gözleri dalgınlaştı. Mazide bir anı arar gibi oldu ve yine o ana sabitlendi. Herkesin hayatında bazı önemli kırılma noktaları vardır ya hani... Hayatının kırılmayı bırak paramparça olduğunu hissettiği o güne gitti yine...

Kalabalıklar arasında yapayalnız hissetmişti o gün kendini. Çevresindeki birçok insan onu teselliye çalışıyordu. Bazıları başını okşuyor, bazıları ise babasının ne kadar güzel bir adam olduğundan bahsediyordu. Hiç kimse içinden kopan dağın farkında değildi. Hiç kimse yalnızlığını giderebilecek gibi de değildi. Hele toprağa konduğu ve her mezarının başına gittiğinde toprağını baba diye kucakladığı o an aklına gelince gözlerinden belli belirsiz yaşlar boşandı.

Bu yoksunluğu kim giderebilirdi ki? Bu boşluğu kim doldurabilirdi? Sana en yakınım diyen kişiler bile bu yoksunluğu gideremedi. Hep bir yanı eksik kaldı, hep... Her babalar günü geldiğinde okula gitmedi mesela, sokağa çıkmadı. Sokakta babasının elinden tutmuş yürüyen bir çocuğu her gördüğünde gözleri buğulandı, göğsü sıkıştı. Okuldan çıkışta arkadaşlarını babaları almaya geldiğinde hep böyle hissetti yine. Her sene, sene başında derse yeni giren öğretmenlerin “Baban ne iş yapıyor?” şeklindeki sorularına muhatap olmamak “Benim babam yok, öldü” dememek için türlü bahaneler uydurup ilk haftalar okula gitmedi örneğin. Ve bunu kimseye söyleyemedi. Ya şimdi, babasından sonra bir yoksunluğu daha gönlü kaldırabilir miydi? Bunu düşünmek bile istemiyordu. Tekrar yutkundu, kuruyan boğazını ıslatmak için.

Kalakalmıştı işte öylece... Ne ileri gidebiliyor ne de geri gidebiliyordu. Verilecek haberden korkuyordu belli ki... Bir de kendini korkusuz addederdi. Delikanlılığın da verdiği o deli kanlılıkla hiçbir şeyden korkmadığını zannediyordu. Belki de babasının yoksunluğundan doğan güven duygusu eksikliğini böyle kendini inandırarak tatmine çalışıyordu. Güçlü olduğuna kendini gerçekten inandırabiliyor muydu? Şimdi karşısında durduğu o kapının koluna dahi dokunmaya cesaret edemiyordu. Sanki kapının koluna dokunsa çökecekti kalbi.

Elini uzatıverdi sonunda istemsizce kapının koluna. Sanki eli vücudundan bağımsız hareket edivermişti. Kapı açıldı ve eşikten atıverdi kendini içeri. Karşısında odanın kapısını cepheden gören masasında elindeki evrakla ilgilenen doktor başını kaldırdı, bir an göz göze geldikleri doktorun gözleri yeniden düştü evraka. Belli ki vereceği haberin ağırlığından diye yorumladı ve onun da çöktü içindeki sarsılmaz zannettiği dağlar. Elleri titredi, dizleri titredi, içi titredi. Ellerinin titremesini durdurmak istercesine bir eliyle diğerine destek vererek ellerini birleştirdi önünde istemsizce. Boş gözlerle bakakaldı doktora... O da mı bırakacaktı onu? Babasının mezarının toprağını kucaklayan o kollar şimdi de annesinin toprağını mı kucaklayacaktı?

Servet ZEYREK

DİĞER YAZILARI Siyonizm’den Daha Tehlikelisi Siyonist - Evanjelist İttifakı 01-01-1970 03:00 Gazze, Ah Gazze Dün Sreprenitsa, Bugün Gazze... 01-01-1970 03:00 “I Love Me” Mi? 01-01-1970 03:00 Hikâyecinin Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Hicretin Altyapısını Hazırlayan Sahabî 01-01-1970 03:00 Sorumluluk Bilinci 01-01-1970 03:00 Son Günlerde Değersizleştirilen İki Dinî Kavram: Şükür ve Sabır 01-01-1970 03:00 40 01-01-1970 03:00 Moda Karşısında Müslüman'ın Tavrı 01-01-1970 03:00 Haz, Mutluluk, Huzur 01-01-1970 03:00 Kur’an’ın ilk emri “oku” mu! 01-01-1970 03:00 Islak 01-01-1970 03:00 Bir Başka Açıdan Arz-I Mevûd (Vadedilmiş Topraklar) 01-01-1970 03:00 Osmanlı'nın Son Dönem Ulemasından Çarşambalı Ahmet Hamdi Efendi 01-01-1970 03:00 İslamcılık Ve Türk Dünyası 01-01-1970 03:00 Mevlid-İ Nebi Haftası Ve Peygamberimizin Örnekliği 01-01-1970 03:00 Hız Ve Haz Çağının Popüler Akımı: Deizm 01-01-1970 03:00 Edebiyatımızın Kayıp Yılları: Wattpad Edebiyatı 01-01-1970 03:00 Kurban: Rabbine Yaklaşma 01-01-1970 03:00 #İyikiVarsınEren 01-01-1970 03:00 Teog Tercihleri Ve Samsun'da Yeni Tip Okullar 01-01-1970 03:00 Her yer imam - hatip mi oldu? 01-01-1970 03:00 Türkiye Dindarlaşıyor Mu? 01-01-1970 03:00 Şaban Kuzgun'un Şahsiyeti ve İlim Dünyasına Katkıları 01-01-1970 03:00 Sadece Bir Ay… 01-01-1970 03:00 Çarşamba'yı Sel Aldı 01-01-1970 03:00 Dil, Değişim Ve Yabancılaşma 01-01-1970 03:00 Evlendir/Me/Me Programları Veya Algı Yönetimi 01-01-1970 03:00 Çarşamba'yı Sel Aldı Türküsünün Hikayesi 01-01-1970 03:00 Helal Sertifikası Almak 01-01-1970 03:00 Bir Temcit Pilavı Hikayesi: Hukuk Fakültesi'nin Samsun'a Taşınması 01-01-1970 03:00 Çarşamba Doğumlu Milletvekili ve Senatörler 01-01-1970 03:00 Ego, Sekülerizm, Çıkmaz ve Mutluluk 01-01-1970 03:00 Geç Kalmış Bir Yazı Dayım İbrahim Kartal 01-01-1970 03:00 Çarşambamızın Önemli Değerlerinden: Şaban Kuzgun 01-01-1970 03:00 Var mıdır, hacer gibi ana? 01-01-1970 03:00 Çarşamba Talle Ve Yer Isimlaa (Çarşamba Tarla Ve Yer Isimleri) 01-01-1970 03:00 Cemaat Ve Tarikatlar 01-01-1970 03:00 Allah Rızası Anonim Şirketi 01-01-1970 03:00 Yeni Paralel Yapılar İhtimali 01-01-1970 03:00 Rtük ne iş yapar? 01-01-1970 03:00 Âdem Abi… 01-01-1970 03:00 Sofuzade Seyyid Hasan Efendi ve ‘Mecmâ’ûl Âdâb’ Adlı Eseri 01-01-1970 03:00 ŞİDDET VİDEOLARINI ANLAMA KILAVUZU 01-01-1970 03:00 İSLAMCILIK VE TÜRKLER 01-01-1970 03:00