Geç Kalmış Bir Yazı Dayım İbrahim Kartal

Servet ZEYREK

28-09-2016 09:29

İki yılı geçmiş Hakka yürüyeli... Daha öncesinde bir şeyler yazmalıydım hakkında belki ama nasip işte, bugüneymiş demek ki...

İbrahim Kartal, Prof. Dr. İbrahim Kartal... Rahmetli dayım... Her zaman ünvanı kendinden sonra geldi. Hiçbir zaman unvanı isminin önüne geçemedi. Bazen elinde fışkın çubuk (ince uzun fındık dalı) tarlaya hayvan kovalayacak kadar doğal, bazen ise traktör sırtında fındık tarlasında çalışıyorken... Her zaman doğaldı. Kimseye yüksekten bakmazdı. Hiçbir zaman "ne oldum delisi" olmadı, olamazdı da zaten. Öyle bir şey görmemişti de ailesinden. Fakirlik içinde bir aileye doğmuş, yıllarca fakirlik içerisinde okumuş, okuldan arta kalan boş zamanlarında hep çalışmış. Sıradan insanlarla arkadaşlık kuran, onların fikirlerine değer veren ve ne kadar cahilane de olsa söylenenler onları kırmadan dinleyen biri. Oturduğu, sohbet ettiği ortamlarda asla unvanıyla konuşmayan bir adam, herkes gibi, halktan biriydi.

Aynı zamanda çocukluğumun da en önemli simalarındandı dayım. Çocukluğumuza ait ne kadar fotoğraf varsa neredeyse hepsi onun çekimi. Evinde bulunan kütüphanesi gibi bir kütüphanem olsun hayal ederdim çocukken hep. Satrançla bizi ilk defa tanıştıran ve yine ilk yüzme hocamdı da aynı zamanda dayım. Kütüphanesinden okumamız içi verdiği kitaplar millî ve manevî alt yapımızı inşa etmiş aslında bizler farkına varmadan. Kendisi de çok severdi okumayı, hem okur hem de bizleri okumaya sevk ederdi. Bilgisayarı ilk gördüğüm ve ilk tuşlarına dokunduğum yer de yine dayımın yanıydı. Heyecanla anlatırdı, öğretmeye uğraşırdı... Ve bir de çalışırken hatırlarım dayımı sürekli... Masasında teksir kağıtları üzerine anlamadığım bazı şekiller çizer ve formüller yazardı sürekli. Sürekli yazardı, sürekli...

Otuz yıla yakın bir süre görev yaptığı Ondokuzmayıs Üniversitesi'ne Çarşamba Kavakdibi mevkiinden her gün gidiş geliş yaptı dayım. Her gün en az 115 km. İlk yıllarında Terme Belediyesi'nin eski uzun halk otobüsleriyle, sonraları ise kendi özel aracıyla, yıllarca. Çekilecek şey değildi ama yıllarca o yolların kahrını çekti dayım. Aracıyla neredeyse hiç tek gidip gelmedi. Kah yoldan aldığı bir öğrenciyi götürdü okuluna kadar, kah Tıp Fakültesi Hastanesi'ne veya Samsun'a gitmesi gereken bir yakını veya komşusunu götürdü, getirdi beraberinde. Yılları yollarda geçtiği halde ciddi tek bir trafik kazası dahi olmayan dayım, dut dökmek için çıktığı dut ağacından düştü ve üç gün hastanede süren yaşam mücadelesinden sonra çoklu organ yetmezliğinden vefat etti. Tarımı, ziraatı, hayvan beslemeyi çok seven dayım yine doğada iken vefat etti. Yani mutlu olduğu yerde...

Dini bütün bir insandı dayım. Dindar kimliği uzun yıllar profesörlük unvanını almasına engel olsa da o asla ikiyüzlü davranmadı, kimselere yalakalık peşinde olmadı. Dindarların kamuda linçe maruz kaldığı 28 Şubatın o soğuk günlerinde, öğrencisi olan bir arkadaşımın sözlerini hiç unutamam. Demişti ki: "Dayın kimseyi umursamıyor. Paçalarını sıvayıp terliklerini giyiyor ayağına ve havlusunu omzuna atıp abdestini almaya gidiyor." Bu tavrı onun yılarca profesör olamamasına mal olsa da o bu duruşundan asla taviz vermedi. Dindar kimliğini hem korudu.

Vefat ettiğinde Ondokuzmayıs Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Genel Fizik Anabilim Dalı Başkanı'ydı dayım. Ben dahi Anabilim Dalı Başkanı olduğunu vefat ettiğinde öğrendim. Kendinden bahsetmeyi sevmezdi, kendini övmekten hiç hazzetmezdi dayım. Çok mütevazı ve canayakındı. Küçükle küçük olur ve küçükken anlattığımız şeyleri dahi uzun uzun dinlerdi. Herkes gibi yaşadığı bu hayattan sıradan bir insan gibi geçti dayım. Nur içinde yatsın. Allah rahmet eylesin.

DİĞER YAZILARI Siyonizm’den Daha Tehlikelisi Siyonist - Evanjelist İttifakı 01-01-1970 03:00 Gazze, Ah Gazze Dün Sreprenitsa, Bugün Gazze... 01-01-1970 03:00 “I Love Me” Mi? 01-01-1970 03:00 Hikâyecinin Hikâyesi 01-01-1970 03:00 Hicretin Altyapısını Hazırlayan Sahabî 01-01-1970 03:00 Sorumluluk Bilinci 01-01-1970 03:00 Son Günlerde Değersizleştirilen İki Dinî Kavram: Şükür ve Sabır 01-01-1970 03:00 40 01-01-1970 03:00 Moda Karşısında Müslüman'ın Tavrı 01-01-1970 03:00 Haz, Mutluluk, Huzur 01-01-1970 03:00 Kur’an’ın ilk emri “oku” mu! 01-01-1970 03:00 Eşik 01-01-1970 03:00 Islak 01-01-1970 03:00 Bir Başka Açıdan Arz-I Mevûd (Vadedilmiş Topraklar) 01-01-1970 03:00 Osmanlı'nın Son Dönem Ulemasından Çarşambalı Ahmet Hamdi Efendi 01-01-1970 03:00 İslamcılık Ve Türk Dünyası 01-01-1970 03:00 Mevlid-İ Nebi Haftası Ve Peygamberimizin Örnekliği 01-01-1970 03:00 Hız Ve Haz Çağının Popüler Akımı: Deizm 01-01-1970 03:00 Edebiyatımızın Kayıp Yılları: Wattpad Edebiyatı 01-01-1970 03:00 Kurban: Rabbine Yaklaşma 01-01-1970 03:00 #İyikiVarsınEren 01-01-1970 03:00 Teog Tercihleri Ve Samsun'da Yeni Tip Okullar 01-01-1970 03:00 Her yer imam - hatip mi oldu? 01-01-1970 03:00 Türkiye Dindarlaşıyor Mu? 01-01-1970 03:00 Şaban Kuzgun'un Şahsiyeti ve İlim Dünyasına Katkıları 01-01-1970 03:00 Sadece Bir Ay… 01-01-1970 03:00 Çarşamba'yı Sel Aldı 01-01-1970 03:00 Dil, Değişim Ve Yabancılaşma 01-01-1970 03:00 Evlendir/Me/Me Programları Veya Algı Yönetimi 01-01-1970 03:00 Çarşamba'yı Sel Aldı Türküsünün Hikayesi 01-01-1970 03:00 Helal Sertifikası Almak 01-01-1970 03:00 Bir Temcit Pilavı Hikayesi: Hukuk Fakültesi'nin Samsun'a Taşınması 01-01-1970 03:00 Çarşamba Doğumlu Milletvekili ve Senatörler 01-01-1970 03:00 Ego, Sekülerizm, Çıkmaz ve Mutluluk 01-01-1970 03:00 Çarşambamızın Önemli Değerlerinden: Şaban Kuzgun 01-01-1970 03:00 Var mıdır, hacer gibi ana? 01-01-1970 03:00 Çarşamba Talle Ve Yer Isimlaa (Çarşamba Tarla Ve Yer Isimleri) 01-01-1970 03:00 Cemaat Ve Tarikatlar 01-01-1970 03:00 Allah Rızası Anonim Şirketi 01-01-1970 03:00 Yeni Paralel Yapılar İhtimali 01-01-1970 03:00 Rtük ne iş yapar? 01-01-1970 03:00 Âdem Abi… 01-01-1970 03:00 Sofuzade Seyyid Hasan Efendi ve ‘Mecmâ’ûl Âdâb’ Adlı Eseri 01-01-1970 03:00 ŞİDDET VİDEOLARINI ANLAMA KILAVUZU 01-01-1970 03:00 İSLAMCILIK VE TÜRKLER 01-01-1970 03:00