15 Temmuz, 16 Nisan derken, takvim yaprakları bir bir kopuyor fakat siyasette ve bürokraside beklenenler, ümit edilenler sürekli bir sonraki bahara erteleniyor.
FETÖ operasyonlarının siyasi ayağına yapılması muhtemel operasyonlarının gecikmesi, bazı bürokratların atamalarının ertelenmesi, bazı bürokratların ise vekâleten göreve devam etmelerinin oluşturduğu gerginlikler, kulislerde konuşulan ve bir türlü gerçekleşmeyen kabine değişikliği, vs, vs…
Siyaset ve siyasetçiler bir umut, bir beklenti bir gelecek güzel günler hayali içinde…
Bu beklentiler çok normal olarak medyaya, hatta bürokrasiye de aksediyor.
Siyasetçilerin medyayı kullanmasına çok alışık olmamıza rağmen üst düzey bürokrasinin medyayı kullanmasına, ayar vermesine, hizalamasına, birken iki, derken üç, hatta dört internet sitesini birden sevk ve idare etmesine henüz alışamadık.
Önümüzdeki günlerde ve yıllarda bürokrasinin medyayı kullanması artarak devam edecek mi, bekleyip göreceğiz.
Beklerken bir yeni akım internet gazeteciliği örneği vermek istiyorum;
Samsun Haber Tc, 4 Ekim 2016 Cuma günü, saat 07:03’te (sabahın yedisi) bir haber girdi.
Haberde, Akasyamhaber.com sahibi ve genel yayın yönetmeni Recep Yazgan, yaptığı bir haberden dolayı tekzip yayınladığı ardından da ifade vermek için Samsun Adliyesine giderek savcıya ifade verdiği belirtiliyor.
Erdal Bozkurt olayı şöyle haberleştiriyor;
ÖNCE TEKZİP, SONRA İFADE...
“Mahkeme kararıyla gönderilen 'tekzip ve yalanlama' metnini yayınlamak zorunda kalan akasyam.com ile ilgili olarak bu kez de sahibinin mahkemeye ifade vermesi istendi.
Bunun üzerine haber sitesinin sahibi Recep Yazgan, dün Samsun Adliyesi'ne giderek 'yalan haber' nedeniyle ifade vermek zorunda kaldı”
Henüz mahkeme başlamamış, savcı ifade alıyor ama suçlama hazır;
“Yalan haber! Savcılık hesap sordu...”
Bu haber Samsun’da bürokrasinin medya üzerindeki etkisine hatta bu etkinin başlangıç tarihine güzel örnekti.
Haydi Erdal Bozkurt haberi tekzip metninden ‘kotardı’ diyelim.
Peki, Recep Yazgan’ın adliyenin girişinde fotoğraflanması neydi.
Bu da bürokrasinin medya üzerindeki katmerli etkisine ve göze girme çabasına güzel bir örnekti.
Erdal Bozkurt’un bu haberden sonra pişman olduğunu ona yakın isimlerden duydum ama, ortada bir özür olmadığa ve haber hala aktif olduğuna göre demek ki yok öyle bir şey…
Erdal Bozkurt haberciliği bu…
Meslekten arkadaşlarını bile bir çırpıda satıveriyor.
Fakat o sadece gazetecilik yapmıyor, ticareti bizden daha iyi biliyor…
Başyazı