Birkaç gün önce bir mesaj gelmişti.
Mesajda şunları yazıyordu;
“Salıpazarı belediyesinde çalışan Adıyaman cemaatinin başını çekenlerden EÖ Samsun Büyükşehir Belediyesi itfaiye müdürlüğüne atanmıştır.
Cumhurbaşkanımız Cemaatleri temizlemeye çalışırken atama yapılması enteresan.
Yusuf ziya yılmaz Cemaatçi olduğu için bu kişinin atamasını yapmamıştır”
Buna cevap olarak, “Adıyaman Cemaatinden ne zarar gördünüz” yazdım.
Sonrasında yazılanların, cemaatleri savunmak adına atılacak her adımın darbe girişimine kalkışan vatan hinleriyle aynı kefeye konmak olduğunu görünce burada kalsın, “işine bak… Uzatma” diyerek kestirip attım.
FETÖ’nün darbeye kalkışan bir cemaat olduğundan hareketle bütün cemaatleri aynı kefeye koymak ve aynı derecede suçlu göstermek hangi akla hizmet etmektir.
Bu mesaj belli ki sadece bana gelmemiş.
Zira yerel medya mesajın üzerine balıklama atlayarak manşeti çakmış;
“ZİHNİ ŞAHİN, SAMSUN İTFAİYESİNE ATANAN MENZİLCİ MÜDÜR İLE POZ VERDİ”
Kimsenin alnında o’cu, bu’cu, şu’cu yazmadığına göre Başkan Şahin resim çektireceği ve görevlendirme yaptıracağı kurum içinden hakkında hiçbir soruşturma, kovuşturma olmayan herhangi bir personeli hakkına MİT raporu mu isteyecek, bunu mu demek istiyor bu manşet?
Kimseyi, Alevi, Sünni şeklinde ayırmak doğru olmadığı gibi, solcu veyahut sağcı, o cemaaten veyahut bu cemaaten diye suçlamak da doğru değildir.
28 Şubat'ın hortlatılmasına davetiyedir...
İnsanları dini, siyasi, etnik aidiyetlerine göre ayırmak ilkellik, yobazlık ve cehaletten başka bir şey değildir.
İnsanların dini meşrebi mezhebi üzerinden ayrımcılık bölücülüktür.
Yapılacak tek ayrım, kanunlara ve nizamlara riayet edip etmediği olmalıdır.
Kanun önünde suçu varsa o zaman cezası verilmelidir.
Kanunlar da elbette insan hak ve hürriyetleri kısıtlayıcı olmamalıdır.
Zira bu o zaman kanun olmaz, cezalandırmak olur.
Bunun sonu da yoktur zaten…
Herkesin bir aidiyeti var, hatta ileride tehlike oluşturacak aidiyetleri de olabilir…
Bizim düsturumuz, Mecelle; Beraatı Zimmet Asıldır.
Suç sonradan işlenir. İnsan önce suçlu değildir; sonra bir sebeb ve fiilden dolayı suçlu olabilir. Meselâ:
Darbe teşebbüsü suçu iddiasıyla hâkimin huzuruna çıkarılan kimse hakkında ilk düşünülen husus Darbeci olmamasıdır. Darbeci olduğu beyyine ile illiyet, irtibat ve iltisakla isbat edilmedikçe suçsuz olduğu kanaatine varılarak serbest bırakılır. Çünkü berâet-i zimmet asıldır.
Başyazı
şinasi noknikoğlu
yosef ziya belediyeye sağ kesimden samimi insanları çalıştırmamak için elinden gelen gayreti her zaman göstermiştir diyorlar , il özel idaresi büyükşehire devredilip il özel idaresi personelini sağa sola oraya buraya sürünce , uyanık bazı arkadaşlar hemen feyste kendilerini alkol alır , kullanır şekilde resim paylaşmış böylece kısa sürede ve kolaylıkla merkeze gelebilmiştir diyorlar ... tabii önceden özellikle gezi olaylarında devletin/hükümetin yanında paylaşım vs yapmamışsa diyorlar. 6 yıl önce