Onlar da Evlatlarımız

Özlem Gürbüz

10-01-2024 13:22

Dünyada son 50 yıldır sokak çocuklarının sayısında ciddi bir artış gözlendi.

Peki, neden sadece "Çocuk" değil de "Sokak Çocukları"?

Kimisi gayri meşru beraberlik sonucu olan çocuklarken, kimisi sırf bakamayacakları için anne ve babalarının terk ettikleri çocuklar, kimisi ise annesi babası ölen ve kimsesiz kalan çocuklar, bizim çocuklarımız...

Bırakın her insanı, her canlı yaşamak için hayatla mücadele eder. O çocuklarımız da hayatta kalabilmek için yeri geliyor çöpten yemek bulup yerlerken, yeri geliyor sokaktan plastik veya kağıt toplayıp onları satarak para kazanmaya çalışıyorlar. Küçücük yaşta bu kadar hayatın yükünü omuzlarına alıyorlar. Ve en acısı da maalesef ki kötü alışkanlıkların kurbanı olanları da var. Soğuktan donarak ölenler veya bir kavga sonucu öldürülenler...

Çocuk olmak zordur ama sahipsiz çocuk olmak daha da zordur. Onlar da sadece yuva ve aile eksikliği değil; sevgi eksikliği ve açlığı daha çok var.

Ülkemiz son zamanlarda Çocuk Esirgeme Kurumları konusunda epey bir gelişim sağladı. Birçok çocuğun hayatı bu sayede kurtarılabildi. Umarız ki bu gibi sorunlarla tekrar karşılaşmayız. Peki bireyler olarak bizler neler yapabiliriz bu kurumlar için? Çeşitli bağışlar düzenlediği gibi, bütçesi yeterli olan insanların da zaman zaman o kurumları ziyaret ederek, oradaki çocuklara hediye ve çikolata / şeker dağıtmalarının yanı sıra; ilgi, şefkat ve sevgi göstererek de onları memnun etmektedirler.

Bu ne büyük bir lütuftur. Bu konuda Devletimizin gerek polisi gerekse askeri olsun, yollarda sahipsiz gördükleri çocukları da korumaya alarak yine onları o kurumlara teslim etmektedirler. Rabbim devletimize ve milletimize zeval vermesin (Amin)

Hepimizin de bildiği üzere çocuğu olmayan veya kendi öz çocuklarının yanı sıra farklı bir çocuk daha sahiplenmek isteyen çiftler, o kurumlara müracaat ederek evlat edinebilmektedirler. Hatta kimi zaman ölmüş çocuklarının yerine de yine çiftler bir çocuğu evlat edinebiliyorlar. Kutsal ama bir o kadar da özgüven gerektiren bir durumdur evlat edinmek.

Dini açıdan örnek verecek olursak; Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in de evlat edindiği çocuklar olmuştur.

Anne-Baba olmak için, o duyguyu yaşatmak ve yaşamak için biyolojik olarak buna şart yoktur. Kimi annelerin ve babaların kendi öz evlatlarına gerek psikolojik, gerekse fiziksel şiddetleri gün be gün artmaktadır.

Elbette ki annelik ve babalık kutsaldır. Herkes ne yazık ki anne baba olamıyor. Üvey ya da öz olsun, sırf şiddetten veya kötü davranışlardan dolayı da nice çocukların evden kaçtığı oluyor.

Çocuklarımız geleceğimizdir. Geleceğimize sahip çıkalım. Sahip çıkalım ki onlar da yarınlarımızın ve yarınlarının temellerini sağlam atabilsinler.

DİĞER YAZILARI Öğretmenlerimiz 01-01-1970 03:00 Kalabalıkta Bile Yalnız 01-01-1970 03:00 Kitapların Anlamlı Gücü 01-01-1970 03:00 Hangi acı unutulur? 01-01-1970 03:00 Dünya Otizm Farkındalık Günü 01-01-1970 03:00 Kalplerimiz midir kuruyan yoksa! 01-01-1970 03:00 Hayallerinizi Hayatlarınıza Katın 01-01-1970 03:00 Yalakalık da yalandan mıdır? 01-01-1970 03:00 Aşk mı, mantık mı? 01-01-1970 03:00 Çok Mu, Yoksa Öz Mü Konuşmak? 01-01-1970 03:00 Akran Zorbalığı 01-01-1970 03:00 Bu nasıl bir kış! 01-01-1970 03:00 Neyin Peşindeyiz? 01-01-1970 03:00 "Maşallah" Demek Zor Mu? 01-01-1970 03:00 Önyargı mı, empati mi? 01-01-1970 03:00 Yapay Gıdalar 01-01-1970 03:00 Her Çocuk Değerlidir 01-01-1970 03:00 Paylaşmak 01-01-1970 03:00 Türbe Ziyaretleri 01-01-1970 03:00 Hayvan Sevgisi ve Bilinci 01-01-1970 03:00 Bitkilerdeki Bilimsel ve Bilinmeyen Gerçekler 01-01-1970 03:00 İnsan Hafizasi 01-01-1970 03:00 Kırmızı Nokta 01-01-1970 03:00 Küresel Isınmadaki Rolümüz 01-01-1970 03:00 Sizi Seviyor Zannettiğiniz Kişi 01-01-1970 03:00 Para'nin Satın Alamayacaği Güçler 01-01-1970 03:00 Annelik – babalik görev mi, duygu mu? 01-01-1970 03:00 Mektuplarin Evrimselleşme Süreci 01-01-1970 03:00