SAMGÜDEF Genel Başkanı Mustafa Seven programda Çetintaş’ın sorularını cevaplarken "İstihdamı artırmak için bize vizyon projeler gerekiyor. Samsun'un üniversite hastanesi ile birlikte 29 hastanesi var. Bu imkanlar çoğu ilde yok. Samsun, sağlıkçı sayısı, hastane imkanları, ulaşım imkanları açısından baktığınız zaman sağlık turizmi açısından çok büyük bir potansiyele sahip. Samsun, Türkiye'nin 16'ncı büyük şehri ama kişi başı gayri safi milli hasılaya baktığınız zaman ortalamanın altında bir şehir. Ekonomi olarak Türkiye'nin ilk 20'sinde bile değil" dedi.
"VİZYONDAN KAYNAKLANIYOR"
Sağlık turizmi açısından Karadeniz şehirlerinde imkanların yüksek, devlet yatırımlarının sağlam yapıldığını vurgulayan Seven, "Özel hastanelerde bir çok insanımız çalışıyor. Gelen hastalar otelcilik, yiyecek, sosyal ve alışveriş hizmetlerinden de yararlanıyor. Sağlık turizmi Samsun için çok önemli, Karadeniz'e yakın ülkelerin sağlık sistemlerine baktığınız zaman bizim kadar gelişmiş sağlık sistemleri yok. Ama biz bir türlü hak ettiğimiz yere gelemedik. Bu durum turizmde de aynı. Kuş Cenneti çok ciddi bir varlık. Biz bunu ön plana çıkaramadık. Samsun'da bu kadar imkan varken insanların ne kadar başarılı ne kadar başarısız olduğunu değil de ne yapılabilir noktasını düşünmek gerekiyor. Sanayi ve Çalışma Bakanlığı'nın bir araştırmasında ilk 50'de Samsun'dan bir ilçe yok. Bunun sebebi vizyondan kaynaklı" diye konuştu.
ÖZEL BİR ŞEHİR
Samsun'un çok özel bir şehir olduğunu dile getiren Seven sözlerini şu şekilde tamamladı: "Ben, siyasetin daha nazik olmasını, insanlarımız arasında dostluk köprüleri kurulmasını, insanların olaylara geniş bakmalarını, devletin yaptıklarını görmelerini, insanların birbirini kırmadan mutlu yaşamalarını arzu ediyorum. Sivil toplum kimsenin rakibi değildir. Sivil toplum Samsun için çalışır, Samsun için hizmet verir. yaşadığı topluma değer katmaya çalışır."
SAMGÜDEF Başkanı Dr. Mustafa Seven sözlerine şöyle devam etti;
HEMŞERİLERİMİZLE DERNEĞİMİZDE ÇAY İÇMEKTEN AYRI BİR MUTLULUK DUYUYORUM
İnsanlar aynı zamanda derneklere sorunlarına çözüm bulabildikleri bir çözüm ortağı kuruluşlar oldukları için gelip üye oluyorlar. Derneklerde çay içmek insanlar kollektif bir tutumdur ve bu bir aidiyet hissidir. Yine aynı zamanda insanların sorunlarına çözüm bulma noktasında dernekler çok kolay ulaşılabilir noktalardır. Bu anlamda da dernekler aslında bir amaç değil araçtır. Derneklere her meslek ve sosyal statüden insanlar gelmektedir ve bu yönüyle toplumun en dinamik yerleridir. Derneklerin yine bir diğer yönü ve hatta asıl kuruluş kaygılarından biri de insanların kendi kültürünü, kendi örfünü göç ettiği şehirde yaşatma kaygısına cevap verebilmesidir. Yine tüm bunların yanında dernekler, düğünlerde insanların mutluluğuna cenazelerde de acılarına ortak oluyor. Boğazda çay içeceğime gelip dernekte bir çay içmenin mutluluğu değişilmez.
Sivili toplum kuruluşları aracılığı ile elitlerin siyasete olan baskısı neticesinde ulaşılması gereken yerlere daha rahat ulaşılır. Bizim yüce değerlerimiz olan kardeşlik ve paylaşım, demokratikleşme ve şeffaflık gibi değerleri yakalamak daha da kolaylaşır. Sivil toplum olmadan bir toplumda ciddi anlamda şeffaflık ve demokratikleşme olmaz. Bu açıdan bakıldığında da sivil toplum kuruluşlarının siyasete etkilememe gibi bir durumu söz konusu olamaz.
Dünyadaki zengiliğin büyük bir kısmı yüzde 1’lik bir insan grubunun elinde ise veya örneğin Türkiye’deki zenginliğin büyük bir kısmı yüzde 10’luk bir kesimin elinde ise ve bu sizi rahatsız ediyorsa siz siyasi bir kişiliksiniz. Dolayısı ile siyaset hayatın kendisinde var.
Biz sivil toplumun siyasetteki olumsuzlukları gidermek için bir araç olduğunu düşünüyoruz. Bu nedende dolayı da sivil toplumun sesinin kısılarak iyi bir yere varılacağını düşünmüyorum. Zaten federasyonların kuruluş amaçlarından bir tanesi de siyaset üzerinde bir etkimiz olsun, sesimiz daha gür çıksın ve hatta konuşabilelim diyedir. Dediğim gibi herkes siyasi bir kişiliktir.
BİZİM SANDIKLARIMIZDAN KİM ÇIKARSA BELEDİYE BAŞKANI O OLUR
Sivil toplum kuruluşlarının ekonomi ile ilgili söyleyeceği sözler vardır. Sosyal olaylar ilgili sözleri vardır ve bunlar siyasete yön verirler. Herşey konuşmayla başlar ve dille çözülür. Bu manada da sivil toplum kuruluşları çok önemlidir.
Anlamalarını ümit ederim çünkü derneklerin ve sivil toplum kuruluşlarının enformasyonları çok güçlüdür.
Bu anlamda da SAMGÜDEF’in enformasyonu çok güçlüdür. Örneğin Samsun siyaseti özelinden örnek vermek gerekirse, bizim federasyon yönetim kurulundaki bir arkadaşımız Samsun’daki bir siyasi parti il başkanına, “bizim sandıklarımızdan kim çıkarsa Belediye Başkanı’da o olur” dedi.
Yani bunun siyaseten karşılığı şudur. Arkadaşımız demek istiyor ki, bizim de sorunlarımız ve çözüm bekleyen dertlerimiz var. Ve bunların çözümünü siyasetten bekliyoruz. Bu anlamda da ben örneğin bir kanaat önderiyim diyemem ama toplumun sorunlarının iletilmesi noktasında aktif rol üstlenebilirim.
Biz sivil toplum kuruluşları olarak şehrimizin ekonomik siyasi ve ticari hayatında hep varolduk ve varolmaya devam edeceğiz. Zaten geçmiş seçimler incelendiğinde de sivil toplum kuruluşlarının önemi net görülebilir.
