Bugünü Daha Nasıl Güzel Yaşayabilirim?

Pınar HOLT

27-08-2020 17:35

Son zamanlarda ‘Canım hiç bir şey yapmak istemiyor.’

‘Hiç bir konuda heyecan hissetmiyorum.’

‘Hiç bir şey umrumda değil!’

gibi söylemler benim kulağıma çok fazla gelmeye başladı.

Ya sizin?

 

 

Değerli Dostlar,

Son zamanlarda ‘Canım hiç bir şey yapmak istemiyor. Hiç bir konuda heyecan hissetmiyorum. Hiç bir şey umrumda değil!’ gibi söylemler benim kulağıma çok fazla gelmeye başladı. Bunun üzerine, bu köşe yazımda motivasyonu yüksek, canlı bir hayat oluşturabilmek için neler yapabiliriz konusunda bilgi ve deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim.

 

Motivasyonu yüksek, canlı bir hayat, üç temel ilke üzerine kurulur. Bunlar doyum, denge ve süreç ilkeleridir. Yazımın devamında detaylı yer vereceğiz ama doyum, denge ve süreç üçlüsünü öncelikle şöyle örneklemek isterim. Hepimizin bildiği üzere bir aracın çalışabilmesi için benzin, hava ve ateş gerekir, değil mi? Benzin motorda hava ile karışır, pistonlar tarafından sıkıştırır ve bujiler tarafından ateşlenir. Ve böylece araba hareket eder. Bu üç öğe yani benzin, hava veya ateşten biri olmaz ise araba gitmez. İşte yaşamımızda

da doyum, denge veya süreç ilkelerinden bir tanesi eksik ise; o hayalini kurduğumuz, yıldız gibi parlamasını arzu ettiğimiz yaşamı oluşturabilmemiz mümkün olmayabilir. Hadi gelin doyum, denge ve süreç ilkerinden biraz daha detaylı bahsedelim.

DOYUM

Yaşamımızda doyum ilkesi, bazılarımız için sahip olduğumuz mülklerimiz, kariyerimiz ya da hesabımızda ki nakit gibi materyalistik öğeler olarak algılanabilir. Çevremde şu sözleri oldukça fazla duyarım: ‘Ben yapacağımı yaptım. Unumu eledim eleğimi astım. Dünyalığımı yaptım.’ Oysaki doyum, cebimizi ne kadar doldurduğunuz ile ilgili değildir. Doyum, kalbimizin ve ruhumuzun ne ile dolduğu ile ilgilidir. Bu noktada kendimize soracağımız kilit soru şu olmalıdır: ‘Ben gerçekten neye değer veriyorum?’ Aileye mi? Yardım yapmaya mı? Risk almaya mı? Başarıya mı? Aşka mı? Değerlerimizi tespit ettiğimiz zaman hayat amacımızı bulmuş oluruz ve amacı olan bir hayatı bulup onu yaşamak bizi doyuma ulaştırabilecek en önemli yollardan biridir.

DENGE

Şimdi sizlerden 1 dakikalığına gözlerinizi kapatmanızı isteyeceğim. Gözlerinizi kapattıktan sonra yaşamınızı aynı birkaç tane kefesi olan terazi olarak hayal edin. Bir kefeye aile yaşamınızı, diğer bir kefeye iş yaşamınızı, bir diğerine arkadaşlarınızı ve diğerine de hobilerinizi, sosyal faaliyetlerinizi pay ettiğinizi düşünün. Terazinin kefelerine baktığınızda hepsi dengede duruyor mu? Yoksa bir tanesi ağır basmış aşağı düşmüş, diğerleri havada mı kalmış? Örneğin iş kefeniz ağırlıktan dolayı aşağı düşmüş ise, bu  hayatınızda dengelerin bozulduğunun göstergesi olabilir.  Erkek arkadaş bulduğuda selamı sabahı kesen ya da iş yoğunluğu sebebiyle hasta annesini aramayan örneklerle hepimiz karşılaşıyor ve hatta bilhassa kendimiz yaşıyor olabiliriz. Yaşamda dengede kalabilmemiz için terazinin kefelerini birbirine eşitlememiz gerekir. Bunun için de sınırlarımızı çizebilmeli, neye, nerede ve ne zaman evet veya hayır dememiz gerektiğini bilmemiz gerekir.

SÜREÇ

Süreç benim için son durağı olmayan bir yol gibidir. Bazen yol su gibi akar, bazen fırtına, yağmur basar, bazen arkadan gelen seni sollar, bazen öndekinin benzini sızar. Önemli olan her bir durumda senin nasıl direksiyona hakim olduğundur.

Yaşamımızda seçimlerimiz ve aldığımız kararlarlar ile doyum, denge ve süreçlerimizi iyi yönetebilirsek o hayalini kurduğumuz, etkin, motivasyonu yüksek yaşama sahip olabiliriz. Sabah kalktığımızda ‘Bugün canım bir şey yapmak istemiyor!’ yerine ‘Şükür! Bugünü daha nasıl güzel yaşabilirim? niyetiyle güne başlamak ümidiyle!

DİĞER YAZILARI Kendini yeniden keşfet! 01-01-1970 03:00 Doğum Sancısı 01-01-1970 03:00 Unutma! Sen Yürüyen Bir Evrensin! 01-01-1970 03:00 Her şey titreşir! Hayat titreşimdir! 01-01-1970 03:00 Ayallerinizin Gerçekleşmesi İçin Altın Kural! 01-01-1970 03:00 Sosyal Hayata Dönmenin 7 Yolu 01-01-1970 03:00 Koronadan Kaçarken Başka Hastalıklara Tutulma! 01-01-1970 03:00 En Büyük Gücümüz Yaşama Sevincimizdir! 01-01-1970 03:00 Ne Ekerseniz Onu Biçersiniz 01-01-1970 03:00 Rehineci 01-01-1970 03:00 İmkansız Deme! 01-01-1970 03:00 Hayatımın Dönüm Noktası Kitabı Okurlarını Hayatlarının Dönüm Noktasına Götürecek! 01-01-1970 03:00 Virüsler Pozitif İnsanları Sevmezler! 01-01-1970 03:00 Niyet Perdesi 01-01-1970 03:00 Sizin hiç babanız öldü mü? 01-01-1970 03:00 Sözün hangi mevsimde söylendiği sözün kendisinden daha önemlidir! 01-01-1970 03:00 Türkülere ilham olmuş ördek şimdilerde sendrom olmuş! 01-01-1970 03:00 Değerli Dostlarım, 01-01-1970 03:00 Selvi Boylum Al Yazmalım 01-01-1970 03:00 Yapay zekâ mı organik zekâ mı? 01-01-1970 03:00 Kendi hapishanesinde sıkışıp kalan insanoğlu! 01-01-1970 03:00 Pabucunuzu dama attırmayın! 01-01-1970 03:00 Şiddet her yerde! 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Sarhoşluğu 01-01-1970 03:00 Video oyunları çocuğun empati yeteneğini geliştirir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni nesil doktor ya da mühendis olmak değil, ‘youtuber’ olmak istiyor! 01-01-1970 03:00 Mahremiyet eğitimi almamış çocuktan saygı ve nezaket beklenemez! 01-01-1970 03:00 Kalbim Afrin’de Kaldı 01-01-1970 03:00 Herkesin Sorduğu Soru: Ne Ara Bu Kadar Acımasız Olduk? 01-01-1970 03:00 Kadınlar insandır erkekler ise insanoğlu! 01-01-1970 03:00 Biz çocuklarımızı ihmal edersek istismarın sonu gelmez! 01-01-1970 03:00 Anne sen bana mı yoksa kendine mi üzülüyorsun? 01-01-1970 03:00 Bağırmadan Çocuk Büyütmenin Püf Noktaları 01-01-1970 03:00 Çocuklarımıza Başkalarını Önemsemeyi Öğretebilmek 01-01-1970 03:00 Çocuğunuzun en iyi arkadaşının bilgisayar, tablet ya da televizyon olmasını ister misiniz? 01-01-1970 03:00 Çocuğunuza kitap okuma alışkanlığı edindirmenin 7 yolu! 01-01-1970 03:00 Çocuklarımızı Teknolojinin Zararlarından Nasıl Korumalıyız? 01-01-1970 03:00 Kızım sustu! Ben sustum! Ve sanki tüm kâinat sustu... 01-01-1970 03:00 Çocuklarımıza Sevgiyi Paylaşmayı Ve Yardım Etmeyi Öğretmek 01-01-1970 03:00 Onlar susuyor ama siz susmayın! 01-01-1970 03:00 Biz nerede yanlış yaptık? 01-01-1970 03:00 Okullar Açılırken 01-01-1970 03:00