Mahremiyet eğitimi almamış çocuktan saygı ve nezaket beklenemez!

Pınar HOLT

14-06-2018 09:31

Günümüzde kısa süren evliliklere baktığımızda genel olarak çiftler tarafından yapılan açıklamalar: ‘’Aramızda saygı bitti’’ veya ‘’Eşim değil artık arkadaşım olarak görüyordum’’ şeklinde oluyor.

İlişkilerin bitiminde tabi ki birden fazla sebep olabilir ancak ben konuyu bugün değineceğim ‘Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi’ konusuna bağlamak istiyorum. Neden mi? Çünkü bana göre; çocuklukta doğru alınmış ya da alınamamış ‘mahremiyet eğitimi’ sadece çocuğun başına gelebilecek cinsel istismar riskinden korumakla yetinmez aynı zamanda çocuğun yetişkin bir birey olduğunda sosyal, iş ve evliliği dahil yaşamının her alanına olumlu ya da olumsuz etki ediyor olabilir.

Hiç düşündünüz mü?

Neden yetişkin bir birey eşinin cep telefonlarını izin almadan karıştırır? Neden yetişkin bir birey, kendi gibi yetişkin olmuş partnerine yaşamıyla ilgili yasaklar getirmek ister? Ya da neden eşi olarak kabul ettiği kişiyle duygularını paylaşmayı güçsüzlük olarak görür?

Bu soruların birden fazla cevabı olduğunu düşünmekle beraber, bu nedenlerden bir tanesinin de çocuklukta alınamamış ‘mahremiyet eğitimine’ bağlı olduğunu düşünüyorum.

Neden mi?

Çünkü ‘mahremiyet eğitimi’ almış çocuk ileride kendine saygılı, çevresine saygılı, sınırlarını iyi bilen bir birey olarak yetişebilir.

Mahremiyet eğitimi almış çocuk, ince düşünceli, nazik ve aynı zamanda ruhu olgun bir birey olabilir.

Çocuklukta doğru mahremiyet eğitimi almış birey, kendine güvenli, sevgi dolu, duygularını ifade edebilen ve iç görüsü oldukça iyi gelişmiş, neyin doğru, neyin yanlış olacağını bilebilir.

Aslında mahremiyet olgusu biz insanoğluna dünyaya gelişimizle birlikte bahşedilmiş hediyelerden bir tanesidir. Düşünsenize 2-3 yaş arasında ki bir çocuğun ‘mahremiyet’ ne demek bilmeden, tuvaleti geldiğinde gidip kapının ardına saklanması aslında bu konunun en güzel örneği değil mi?

NE ZAMAN Kİ BİZLER!

Ne zaman ki bizler; çocuğumuzun önünde giyinip, soyunuyoruz o zaman işte onların mahremiyetini yok ediyoruz. Ne zaman ki biz anneler; erkek çocuklarımızı dudağından öpüyor ve babalar kız çocuklarının yanında tuvaleti kullanıyor işte o zaman onların mahremiyet duygusu yok ediyoruz. Ne zaman ki biz anne ve babalar; çocuğumuzla a aynı yatağı paylaşıyoruz, işte o zaman hem kendi hem çocuğumuzun mahremiyetini işgal ediyoruz. Ne zaman ki çocuğumuzun odasının kapısını çalmadan içeri giriyoruz, işte o zaman onların mahremiyet alanlarını alt üst ediyoruz. Ne zaman ki çocuğumuz doymasına rağmen zorla yedirip, üşümemesine rağmen zorla giydiriyoruz, işte o zaman onların mahremiyetine saygı göstermemiş oluyoruz. Ne zaman ki çocuğumuzun rızası ve izni olmadan öpme, kucağa alma, ısırma, sıkma gibi eylemlerde bulunuyor ya da başkalarına izin veriyoruz, işte o zaman onların mahrem alanlarına girmiş oluyoruz. Ne zaman ki çocuğumuza ismiyle hitap etmek yerine ‘’aşkım, canım, cicim, fıstık...’’ gibi etiketlemelerde bulunuyoruz, işte o zaman onun mahremiyetini kendi ellerimizle yok ediyoruz. Ne zaman ki çocuğumuzu kötülüklerden korumak amacıyla onu korkutup, bağırıp ya da cezalandırarak üzerinde baskı oluşturuyoruz işte o zaman onun mahremiyetini geliştirmesini önlüyoruz.

Yazıma başlarken evlilik ve ilişkilerden bahsetmiştim hatırlarsanız. İşte belki biz anne babaların farkında olup ya da olmadan çocuğumuza veremediğimiz ‘mahremiyet eğitimi’ sonucunda; eşinin bireysel yaşamına saygı gösteremeyen hanımlar/beyler, çocuğuna/eşine duygularını gösteremeyen babalar, özel ya da sosyal yaşamda nezaket duygusu gelişmediği için iletişim problemleri yaşayan bireyler ve hatta kendi sınırlarını çizemeyen ve başkalarının sınırlarını ihlal edebilen iş arkadaşları yetiştirebiliyoruz.

Sevgili Anne ve Babalar yine bize çok iş düşüyor!

Haydi, iş başına!

Sevgiyle.

Pınar Holt

DİĞER YAZILARI Kendini yeniden keşfet! 01-01-1970 03:00 Doğum Sancısı 01-01-1970 03:00 Unutma! Sen Yürüyen Bir Evrensin! 01-01-1970 03:00 Her şey titreşir! Hayat titreşimdir! 01-01-1970 03:00 Ayallerinizin Gerçekleşmesi İçin Altın Kural! 01-01-1970 03:00 Sosyal Hayata Dönmenin 7 Yolu 01-01-1970 03:00 Koronadan Kaçarken Başka Hastalıklara Tutulma! 01-01-1970 03:00 En Büyük Gücümüz Yaşama Sevincimizdir! 01-01-1970 03:00 Ne Ekerseniz Onu Biçersiniz 01-01-1970 03:00 Rehineci 01-01-1970 03:00 İmkansız Deme! 01-01-1970 03:00 Bugünü Daha Nasıl Güzel Yaşayabilirim? 01-01-1970 03:00 Hayatımın Dönüm Noktası Kitabı Okurlarını Hayatlarının Dönüm Noktasına Götürecek! 01-01-1970 03:00 Virüsler Pozitif İnsanları Sevmezler! 01-01-1970 03:00 Niyet Perdesi 01-01-1970 03:00 Sizin hiç babanız öldü mü? 01-01-1970 03:00 Sözün hangi mevsimde söylendiği sözün kendisinden daha önemlidir! 01-01-1970 03:00 Türkülere ilham olmuş ördek şimdilerde sendrom olmuş! 01-01-1970 03:00 Değerli Dostlarım, 01-01-1970 03:00 Selvi Boylum Al Yazmalım 01-01-1970 03:00 Yapay zekâ mı organik zekâ mı? 01-01-1970 03:00 Kendi hapishanesinde sıkışıp kalan insanoğlu! 01-01-1970 03:00 Pabucunuzu dama attırmayın! 01-01-1970 03:00 Şiddet her yerde! 01-01-1970 03:00 Sosyal Medya Sarhoşluğu 01-01-1970 03:00 Video oyunları çocuğun empati yeteneğini geliştirir mi? 01-01-1970 03:00 Yeni nesil doktor ya da mühendis olmak değil, ‘youtuber’ olmak istiyor! 01-01-1970 03:00 Kalbim Afrin’de Kaldı 01-01-1970 03:00 Herkesin Sorduğu Soru: Ne Ara Bu Kadar Acımasız Olduk? 01-01-1970 03:00 Kadınlar insandır erkekler ise insanoğlu! 01-01-1970 03:00 Biz çocuklarımızı ihmal edersek istismarın sonu gelmez! 01-01-1970 03:00 Anne sen bana mı yoksa kendine mi üzülüyorsun? 01-01-1970 03:00 Bağırmadan Çocuk Büyütmenin Püf Noktaları 01-01-1970 03:00 Çocuklarımıza Başkalarını Önemsemeyi Öğretebilmek 01-01-1970 03:00 Çocuğunuzun en iyi arkadaşının bilgisayar, tablet ya da televizyon olmasını ister misiniz? 01-01-1970 03:00 Çocuğunuza kitap okuma alışkanlığı edindirmenin 7 yolu! 01-01-1970 03:00 Çocuklarımızı Teknolojinin Zararlarından Nasıl Korumalıyız? 01-01-1970 03:00 Kızım sustu! Ben sustum! Ve sanki tüm kâinat sustu... 01-01-1970 03:00 Çocuklarımıza Sevgiyi Paylaşmayı Ve Yardım Etmeyi Öğretmek 01-01-1970 03:00 Onlar susuyor ama siz susmayın! 01-01-1970 03:00 Biz nerede yanlış yaptık? 01-01-1970 03:00 Okullar Açılırken 01-01-1970 03:00