En gelişmiş bilgisayarlar bile saniyede yaklaşık 15 milyar işlem yapmaktadır.
Arı beyni bilgisayarlarda mukayese edilemeyecek kadar daha harika ve mükemmeldir.
Şu andaki bilgiler çerçevesinde en gelişmiş bilgisayarlardan 600 katttan daha fazla işlem yapmaktadır.
Yani saniyede yaklaşık 10 trilyon işlem yapmaktadır.
Bir Petek’te ortalama 30000 arı, trafiğini aksatmadan, trafik işıklarını ihlal etmeden, kazalara ve kavgalara yer vermeden giriş ve çıkış yapmaktadır.
O altıgen evlerine çiçeklerden toplandıklarını bala dönüştürmektedir.
Şimdi bir kere daha gündeme getirelim bu nohut kadar varlık yerleşim, tasarım ve mukavemet bilgisi eğitiminin,
uygulayacağı mühendislik ve mimarlık eğitiminin,
kenar uzunlukları ve köşe açılarını hesap edecek geometri ve matematik bilimi eğitiminin,
o çiceklerden insanlığı hayrette bırakan harika balı yapmada kullandığı kimya bilimi eğitiminin,
bu kadar nüfusta anarşiye yer vermeyecek, asayiş ve emniyeti bozmayacak siyaset bilimi eğitiminin vb. tahsilini nerede yaptı?
BÜTÜN BUNLARDA TASARRUF EDEN ALLAH
Yaksa insanı yaratan ve onun ihtiyaçlar için zehirli bir böceği bal yapması için; sümüklü bir böceği insana ipek yapması için; korkak bir tavuğu yumurta , et ve civciv hazırlaması; boynuzlu bir koyunu insana et, süt, yün, deri vb. vermesi için görevlendiren BİR YARATICIYI YÂNİ ALLAH’I CC KABUL ETMEYİ, AKLI BOZULMAMIŞ VE KALBİ ÇÜRÜMEMİŞ HER İNSANIN KABUL ETMEKTEN BAŞKA ÇARESİ YOKTUR.
Senin sorumluluğun nedir? Hiç düşünmen gerekmez mi? Gayet kolay:
“Kat'iyyen bil ki: Hilkatin, Allah’ın bizi yaratmasının en yüksek gayesi ve fıtratın, yaratılışının en yüce neticesi iman-ı billahtır, Allah’a imandır. Ve insaniyetin en âlî mertebesi, en yüksek derecesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı billah içindeki marifetullahtır, İlâhi sanatları ve Kur'âni hakikatleri tefekkür ve tahsil ile kalbi inkişâf ettirecek bakışa sâhib olmaktır. Cinn ü insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır, Allah’ı sevmektir. Ve ruh-u beşer için en hâlis sürur ve kalb-i insan için en safi sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir, ruhun aldığı lezzettir.” (46/222)