Senenin bazı günlerini, maksatlı bazı mahfiller hedeflerine araç ediyorlar.
Bu hedefleri kâr maksatlı olabilir, tahrip maksatlı olabilir, tahrik maksatlı olabilir. Ne olursa olsun ama anneler günü, babalar günü, sevgililer günü ve benzer günler bir takım amaçları elde etme ve hedeflerine ulaşmaları için planlanmıştır.
Bunların niyetleri ne olursa olsun, kendimize bakan yönünü ele almalıyız ve bunu müspete yönlendirmek için gayret göstermeliyiz.
Yavrusunu dokuz ay rahminde taşıyarak, saniye saniye davranışlarıyla ve hareketleri ile ilgilenen, hangi yiyeceklerin onu rahatlatacağını, hangilerinin rahatsız edeceğini, daha o zamanda düşünmeye başlayın, onun için kendi istediği yiyecekleri yemeyip, canı istemediği yemekleri yavrusu için yemek fedakarlığına katlanan, adeta her türlü emrine nazır bir haleti ruhiye yaşayan anne...
Anne rahminden dünyaya gelişinde tarif edilemez sancılara ve acılara katlanan, hatta yavrusunun sağlıklı dünyaya gelmesi için bıçak altına yatarak, kendi sağlığını feda etmekten çekinmeyen, uyumayıp onu uyutan, yemeyip onu yediren, uykusunun en derin anında onun açlığını gidermek için uykusunu feda eden, mutluluğuyla mutlu olan, hastalığıyla hasta olan, üzüntülerine ortak olan anne...
Okula gitmeden okulunu düşünen, okumaya başlamadan okuma heyecanını duyan, dünya hayatının rahat ve huzurlu geçmesi için daha ilkokuldan itibaren evladını yönlendirmeye çalışan, her zaman her yerde evladının kendisinden ve emsallerinden daha iyi bir noktada olmasını hayal eden anne...
Şefkatini sağlıklı kullandığı takdirde, evladının dünya hayatını kazanması yanında ebedi hayatını da kazanması için her türlü maddi ve manevi fedakârlıklara katlanan ve bunun için kendisi her türlü sıkıntıyı göze alıp, evladının eğitimi İçin hasr-ı nazar eden, sarfeden anne...
Eğer çocuğunun göze ihtiyacı varsa gözünü ona vermekten sakınmayan, böbreğe ihtiyacı varsa böbreğini ona taktırmaktan çekinmeyen, ciğere ihtiyacı varsa ciğerini canciğeri için feda etmekten kaçınmayan anne...
Tahsil esnasında evladının ihtiyacını karşılamak için kendi karnına taş bağlayıp, çocuğunun arkadaşlarından ve emsallerinden geri kalmaması için gecesini gündüzüne katan, sağlığını ve uykusunu feda eden, giymeyip çocuğuna giydiren yemeyip çocuğuna yediren kendisi iptidai, soğuk, susuz evlerde kalıp, çocuğunun rahat okuyabileceğini bir ortamı temin etmek için çalışıp, didinen anne...
Çocuğunu meslek sahibi yaptıktan sonra, eğer çocuğu onun kılığından kıyafetinden veya onun kolunun olmayışından, ayağın topal olmasından sıkılacaksa, diploma merasimlerine katılmayıp, ya da uzaktan takip eden, yaptığı fedakârlıkları çok ihtiyacı olduğu zamanda bile başa kalkmayan fedakâr, vefasız çocuğuna devamlı vefalı davranan anne...
Evlendirmek için her türlü fedakârlıklara katlanan, karşılıksız borçlanan, evleneceklerin mesut ve mutlu olmaları için kendi mutluluğunu feda eden anne, yaşlanınca kendilerini bakım evlerine ve yaşlı evlerini terk eden çocuklarına karşılık, torunlarının bakımlarını, eğitimlerini ve çocuklarına verdiklerini torunlarına da vermek isteyen anne...
Anne için fedakârlıklar saymakla biter mi? Elbette annenin emeğinin ve hizmetinin karşılığını dünyevi imkânlarla ödemek mümkün değildir.
Biz ne yapıyoruz senede bir gün anneler günü ilan ediyoruz.
Anneyi hatırlamak için değil, bu vesileyle gereksiz ve lüzumsuz aileye harcama yaptırmak için böyle bir gün belirlenmiştir.
Senede bir gün, bir çiçekle gönül alınır mı?
Fedakâr, vefakâr, cefakâr anneye karşı anneler gününü kutluyoruz. Bir çiçekle ya da bir elbiseyle kendisini unutmadığımızı söylüyoruz.
Bu mudur evlatlık borcu?
Bununla anneye karşı sorumluluğumuzu ve yapmamız gereken ödevi yerine getirmiş oluyor muyuz?
Hayır senede bir gün anneler günü olamaz. Bu tabi ki yetmez, onların fedakârlığının karşılığı değildir.
O halde senenin her günü anneler günüdür. Yeter mi? Hayır yetmez.
O halde ömrümüzün her günü anneler günüdür. Yeter mi?
Buda yetmez, bu da annenin yaptıklarını ödemez. O halde sonsuz hayat anneler günü olmalıdır.
Evet, ne mutlu kendilerine annelik vasfını ve sıfatını vermiş olan Allah’a şükr ve teşekkür eden annelere...
Ne mutlu yokluk aleminden, varlık alemine gönderip, annelik görevi ile görevlendiren Yaratıcıya iman ve ibadet eden annelere...
Ne mutlu Allah’ın Rahim ismine mazhar olan annelere...
Sizi dünyada andığımız, bir günlük anneler günü yaptıklarınızın karşılığı olamaz. Ancak sizin fedakârlıklarınızın karşılığı ebedi cennet olabilir.
Bunun için Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa SAV;
“Cennet annelerin ayakları altındadır.” buyurmaktadır.
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu