Dünyaya Gelen Her İnsanın Hepsi Ölümü Tatmış
Bu nasıl bir şey, ana rahminde hangi varlık sonsuza kadar kalıyor? Bizim beklentilerimiz de sonsuza kadar kalmamalıdır. Mesela dünyaya gelmek için beklediğimiz bir yakınımız ve yavrumuz hakkında beklentimiz nedir? Dokuz ay dokuz gün sonra ağzından ve burnundan nefes alamadığı, ağzından yiyemediği, gözü ile göremediği, kulağı ile işitemediği vb. o ortama bir an evvel veda etmesidir.
Bir de ana rahmindeki çocuğa bunu söylesek ki sen bu ortam için yaratılmış değilsin. Bak duyguların burada kullanılmıyor. Bunların kullanılacağı bir yer için varsın. Eminim o diyecek ki, ben halimden memnunum ve bir şikayetim yoktur.
Biz de ona deriz ki sen ne kadar da rahat olsan, memnun olsan, senin gibi olanlardan hiç orada temelli kalan yoktur. Zamanı gelen bu ortamdan kesin ihraç edilecektir. Burada en fazla 9 ay kalınıyor. Bu sürenin sonunda sen istemesen de ağlaya ağlaya bu ortamı terk edeceksin. İşte dünya rahminde olan bizler için de birçok uyarıcı var ki bize “siz bu ortam için yaratılmadınız” diyor.
İnsanın yaratıldığından bu zaman kadar üzerinde yapılan araştırmalar gösteriyor ki; dünyaya gelen her insandan hepsi de ölüm gerçeğini tadıyor, geride kalan hiç kimse yoktur.
İlk insan Adem Peygamber A.S bu güne kadar yüz beş milyar insan doğduğu tahmin edilmekte ve bu yüz beş milyar insanın yüz beş milyarının tamamı ölüme mazhar olmuştur. Her gün dünyada akraba olmayanların bir kaç gün ve akraba olanların bir kaç ay, birinci derecede yakınlarımız için birkaç sene zihnimizi meşgul eden, sevinçlerimizi yarıda bırakan ölüm gerçeği değil midir?
Prof. Dr. Cahit Kurbanoğlu