PUT -2-

Şimdiye kadar hiçbir put dile gelerek; “Beni putlaştırın, bana tapının, belirli gün ve haftalarda yanıma koşarak gelin ve hazır ola geçerek el pençe divan durarak saygı duruşunda bulunun. Beni üstün görerek tüm üstünlükleri bana verin.” diyen çıkmamıştır. Böyle bir iddia da yok ortada. Ancak putları ilahlaştıran, etrafında dönerek ibadet eden insanın ta kendisidir. “İbrahim, şöyle dedi: “Öyle ise siz, (hala) Allah’ı bırakıp da size hiçbir fayda, hiçbir zarar veremeyecek şeylere mi tapacaksınız?” (Enbiya/66)

Putlara saygı duymayan, karşısında esas duruşa geçmeyen insanları tehdit ederler, gerekirse döverler ve söverler. Belki de dokuzuncu köyden de kovarlar. Ortaya koydukları kural ve kaideler yoluyla gerekirse ceza-i müeyyideler de uygularlar. Hapis cezası, sürgün ve taşlama bu işin cabası. “Babası, “Ey İbrahim! Sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!” dedi.” (Meryem/46)

Yüce Allah diğer bir ayeti kerimede putçuların yaptıklarından şöyle haber veriyor; “Şöyle dediler: ‘Sakın ilahlarınızı bırakmayın…” (Nuh/23) Evet, el ele tutuşarak kenetlenin putlarınızın etrafında dediler. Korumak ve kollamak adına kanunlar çıkardılar, kurallar ihdas ettiler, örf ve adetler uydurdular putlara gelecek zararları önlemek adına. Bunun için gerekirse kar kış demeden sabahlara kadar putlarının başında nöbet de tuttular.

Özgür dünya, özgür insan sloganları eşliğinde putlara tapınmayı meşru hale getirdi.

Hani dini vecibeler kişinin isteğine bırakılmıştı? Hani istediği ilaha inanmakta ve istediği ibadeti ifa etmekte her insan özgür ve serbest bir iradeye sahipti? Bu özgürlük Müslümanlara karşı niye uygulanmıyor? Müslümanlar sadece Allah’a inanırlar. Ve sadece Allah’ın huzurunda saygıyla dururlar. Bir Müslüman taştan mamul putlara ibadet etmez.

Yoksa Müşrikler; “Putlarımıza tapmanızın dışında dilediğiniz dine inanabilirsiniz” mi diyorlar?

“İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.” (Zümer/3) Kimi insan, putlara gösterdiği ta’zimi ibadet olarak görmek istemeyebilir. İsteyen istediği davranma özgürlüğüne elbette sahiptir. Ancak unutulmamalıdır ki; “Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sabiiler, Hıristiyanlar, Mecusiler ve Allah’a ortak koşanlar var ya; Allah, kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, her şeye şahittir.” (Hac/17)

Putçuların işi gücü yalan söylemektir. Kendilerini ve diğer insanları tapındıkları putlara tapınmalarına devam etmeleri adına her türlü yalanı söylerler. Şeytan da vakti zamanında aynısını yapmıştı. Hz. Adem (a.s.)’ı kandırmak için yemin üzere yemin etmiş, işlenmesi gereken günahın işlenmesi için olmadık olaylarla irtibatlandırmaya çalışmıştı.

Kendimizi de neslimizi de putlara tapınmaktan alıkoymamız, bu minvalde bir çalışma yürütmemiz cennete girmemiz adına son derece önemlidir. “Hani İbrahim demişti ki: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut.” (İbrahim/35) Yaşadığımız mekanları temizlememiz ve kendimizi de, ulaşabildiklerimizi de putlardan uzak tutmamız lazım.

Putlara tapmak dini bir ayindir. Ancak yanlış bir dinin, cahiliye düşüncesinin en bariz yansımasıdır. Aslında din, davranışları şekillendiren ve yönlendiren yegane olgudur. Her bir davranış temelinde mutlak manada dini bir düşünce yatmaktadır. 

Kimseye zorla namaz kıldırılamayacağı, oruç tutturulamayacağı gibi putlara tapınma ve saygı duyma ritüelleri de yaptırılamaz. Dileyen insanlar istedikleri putlarının karşısında istedikleri kadar, istedikleri şekilde hatta yirmi dört saat kesintisiz tapınma ritüellerini gerçekleştirebilirler. Dileyen dilediği kurbanı da sunabilir putlarına. Kimsenin, buna bir şey dediği yok. Asıl özgürlük burada başlar. Cehenneme dayanabiliyorsa…

Puta tapınmanın kötü olduğunu elbette söyleriz. Ancak kimseyi zorla, zorbalıkla bildiği batıl yolda yürümesine engel olamayız. Dileyen dilediği gibi dilediği ibadetleri yerine getirmekte serbesttir. Ataları da daha önce buna benzer sözler söylemiş, bu minvalde filler icra etmiş, putlar karşısında gerekli ibadetlerini yerine getirmişlerdi. İnsanlar değişir ancak cahiliye zihniyeti değişmez. Hz. Nuh (a.s.), Hz. İbrahim (a.s.), Hz. Muhammed (s.a.v.) dönemindeki insan nasıl davranıyor idiyse bugünkü insan da aynı şekilde davranmaya devam etmektedir. Şeytan değişmeyeceğine, şirk ortadan kalkmayacağına, putlar ilelebet ortadan kalkmayacağına göre insanın yürüdüğü batıl yollar da değişmeyecektir: “Putlara tapıyoruz ve onlara tapmaya devam edeceğiz” demişlerdi.” (Şu’ara/71)

Diğer bir ayeti kerimede Yüce Allah; “Siz, Allah’ı bırakarak ancak putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Allah’ı bırakarak taptıklarınızın size hiçbir rızık vermeye güçleri yetmez. Öyle ise rızkı Allah’ın katında arayın. O’na kulluk edin ve O’na şükredin. Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz.” (Ankebut/17) diyerek somut deliller üzerinden anlatıyor puta tapınma fiilinin kötülüğünü.

Allah’ın dışında rızık verdiği iddia edilen ve karşısında tapınma işleri yapılan her varlık birer puttur.

Rızkı Allah’tan isteyen insanların saygı göstermeyi, hürmet duymayı ve ibadet etmeyi başka varlıklara yapmaları akıl karı değildir.

Putçulara yönelik şöyle bir öneride bulunmak istiyorum: “Siz ey puta tapan putperestler, rızkınızı da, hayatımızı da, hayatınızı da putlardan isteyin! Hatta yeryüzüne alternatif bir yeryüzü, gökyüzüne alternatif bir gökyüzü, Güneş ve Ay’a alternatif gezegenler, şimdiki yağmurlara ve rüzgarlara alternatif durumlar şekillendirin.

Daha basit bir durumu dile getirmek istiyorum. Allah’ın emriyle her an gerçekleşebilen ölüme bir çare bulun. İşte o zaman putlar, tapınmayı ve saygı duruşunu sergilemeyi hak edebilirler. Bu mümkün olmadığına göre tapınmayı da hak etmiyorlar.