Şubat’ın Bir Adı Da Şehadet…!

Mübarek 3 aylara girdiğimiz şu günlerde Hicri 2 Recep 1441 ve aynı zamanda Haram aylar olarak belirtilen bir aydayız.yani her türlü savaşın ve insan öldürmenin Allah (Azze ve celle) tarafından özellikle yasaklandığı 4 aydan( Zil’kade-Zil’hicce-Recep- Muharrem)birindeyiz.

Lakin yeryüzüne şöyle bir göz attığımızda 664 noktada çatışma ve savaş yaşandığına şahit oluruz. Ne yazık ki bu yerlerin 604 tanesi Müslüman beldesi ya da Müslümanların çatışma noktasını oluşturuyor. Ölen de öldürülen de Müslüman…!

İşte böyle özel anlam ve mana yüklenen aylar, günler ve geceler Müslümanlar için birer müjde ve kurtuluş vesilesi araçlardır. Bu sebeple Mahmut Esat COŞAN ile başlayıp Muhterem ERBAKAN Hoca ile devam eden bu aydaki şehadet yolunun yolcuları, geride kalanlar için Allah’a ve Resulü’ne ulaştıran birer deniz feneri görevinde bulunurlar.

Cehd……….cihad…….ve ŞEHADET:

Medreselerinde şehadet nidaları ile büyüyen bir nesil ölümden korkmaz,ölümü öldürenler diye ezgilere konu olan Anadolu Gençliğin diline pelesenk olan sözler; Bizim ölülerimiz Cennete Sizinkiler ise Cehennem çukuruna yuvarlanacak dediği hakikatın çağlar ötesinden günümüze ulaşması idi.

“Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin!  Ayeti Kerimesi ( Bakara Suresi-154) bize cehd,cihad ve şehadet yolunun anahtarı konumundadır. Vatan,millet,bayrak,din ve kitap, can ve namus uğruna feda edilen nice canlar hep uğurda olmuştur.

Milli Görüş teşkilatları yetiştirdikleri Asım’ın Nesli ile ifade edilen Suffe Gençliği ile “ Sevdamız Türkiye “ diyerek bu ülkenin sahipsiz olmadığını her şart ve mekânda canı pahasına avunulacağını ortaya koyan bir iradedir. İşte tıpkı Haram aylar gibi Anadolu Gençlik müntesipleri Şuurlu bir neslin inşaası için Şubat ayını Şehadet ayı, Mart ayını Çanakkale Zaferine, Nisan ayını En Sevgiliye, Mayıs ayını Fetih ayına ayırarak derin manalar yüklediği bu milli ve manevi yüklü programları ile Gençliği Bedir ashabının yolcusu kılmaya gayret ediyor.

Şubat ayı, yaşamları da ölümleri de şehadet yolunun yolcuları olup, büyük yaşayanlar ölümleri ile geride kalanları bir kez daha tefekküre davet etmişlerdir.

4Şubat 2001 de Mehmet Zahid Kotku Hz. Damadı Mahmut Esat Çoşan Hz. Avustralyada ki tebliğ çalışması sırasında bir kaza sonucu şehit olur.4 Şubat 1926 da Büyük islam Alimi İskilipli Atıf Hoca istiklal mahkemeleri tarafından laiklik ihlali sebebiyle idam edilir.12 Şubat 1949 Kral Faruk yönetimi tarafından şehit edilir.21 Şubat 1965 yılında Malcom x, Amerikada’ki siyahileri hak ve özgürlüklerine kavuştururken şehit edilir.23 Şubat 1979 yılında Akıncılar Gençlik teşkilatının fatih temsilcisi, gençliğin ağabeyi Büyük islam alimi Molla Sadrettin’in oğlu Metin YÜKSEL bir Cuma günü Namaz çıkışı fatih camii avlusunda milliyetçi ulusalcı eşkıya tarafından şehit edilir.26 Şubat 1992 yılında Ermeni eşkilayaları Azerbaycan/Karabağ bölgesinde çoluk çocuk demeden bir gecede 613 kardeşimizi şehit etmiştir.

Buradan Fethi Sekin, Ömer Halis Demir,  Şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk, Eren Bülbül ve bu topraklar uğruna Can’ı Canan’a feda eden tüm şehitlerimizi Rahmet ile anarken… son olarak

ERBAKAN HOCA’YI ANMA ANLAMA VE ANLATMA:

54. TC. Hükümeti Başbakanı, naif zarif bir devlet adamı, hakikati nezakete kurban etmeyen, inancını, davasını, ülke sevdasını her şeyin üstünde tutan Mehmet Zahid Kotku hz. Manevi evladı, Milli Görüş davasının lideri ve Peygamber sevdalısı bir kul…29 Ekim 1926 da Sinop’ta dünya’ya geldi. ilkokul’a Kayseri’de başladı Trabzon’da tamamladı. İstanbul erkek lisesini birincilikle bitirdi.1948 ‘de  İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi'nden mezun oldu.3,86 ortalama ile üniversiteyi birincilikle bitirdi. Bu rekor hala kırılamadı.

Türkiye’nin en genç doçenti ünvanı da yine kendisine aittir. Bir makine mühendisi “ Allah-ü Ekber “ demenin yasak olduğu bir ortamda Prof. Dr. Sıfatı ile bu aziz milleti yeniden fabrika ayarlarına döndürmek üzere harekete geçmiş, üzerine serpilmiş olan Batı taklitçiliği ve yenilmişlik sendromunu kaldırarak yeniden ilk günkü aşk ve heyecan ile Malazgirt ruhu ile Sultan Abdülhamit Han’ın emanetini omuzlarına yükleyen dava erleri ile yola çıkmış ve bir milletin yeniden dirilişini başarmıştır.

Adil bir Dünya Düzeni fikri ile D-8 İslam Birliğini kurmuş, havuz sistemi ile Faizci firavun sistemini ters köşe etmiş; yoksul, yoksun yetim kalan İslam ümmetine yeniden ışık olmuş, yollarına diken döşeyenlere rağmen ülkesine küsmemiş her çelme taktıklarında yeniden kalkmayı bilmiş, Dünya Siyonizm’ini dizginlemiş, üstüne beton dökmüşler yeniden filizlenmiş ihvanı Müslime, cemaati islma, Aliya izzetbegoviçe,  Moro İslami Kurtuluş Cephesi lideri Hacı Murat İbrahim’e bağımsızlık meşalesi olmuş, Sudan da Hasan Turabi ile Bangladeş’te Cemaati islam ile islam birliğinin uygulanabilir olduğunu ve İslam ortak para birimini ortaya koyarak ekonomik birliğin de mümkün olduğunu ortaya koymuş. TC. Tarihinde ilk kez Denk Bütçe yapan devlet adamı olarak tarihteki yerini almıştır.

Ezcümle Necip Fazıl der ki: “ Sultan Abdülhamit’i anlamak her şeyi anlamak olacaktır.” Bugün ise Erbakan Hoca’yı anlamak için Siyonizm’i ve değişen gelişen dünya olaylarına bakmak yeterli olacaktır. Çok uzaklara 50 yıl 100 yıl sonrasının adımlarını atan bir devlet ve siyaset adamının bugünkü olayları çok önceden bu aziz milletin takdirlerine sunduğunu görüyoruz.

Son söz olarak “ Allah nurunu tamamlayacaktır “ der Rahmet ve minnetle tüm şehitlerimizi anıyor.

Selam ve dua ile