Yasama Yargı Yürütme gibi devletin saç ayağı üzerinde gözlemci olup denetleme göveri üstlenen, akıl, fikir üreten Denge Denetleme Ağı(DDA)’ın toplumsal cinsiyet eşitliği gibi,
İlahi Öğretiye meydan okuyan,
İnsan fıtratına ters düşen,
LGBT gibi toplumun belki %1’inden daha az sapkın, ahlak dışı bir kesim kimselerin hizmetine girmesi yakışık kalıyor mu?
Doğrusu ben hayret ettim.
Mecliste.org sayfasında DDA’nın çalışmaları iftiharla sunulurken 4.Maddesi aşağıda olduğu gibi belirtilmektedir.
“4) Toplumsal Cinsiyet Çalıştayı
DDA Toplumsal Cinsiyetin Anaakımlaştırması programı kapsamında hazırlanan eylem planı, Ankara’da düzenlenecek çalıştay ile DDA üyeleri ve paydaşları ile paylaşılacak. Çalıştayda toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışan DDA üyeleri, akademisyenler ve uzmanlar, DDA toplumsal cinsiyet eşitliği eylem planına katkı verecekler”
Vah ki ne vah, ne kadar teessüf etsem azdır!
Yasama, Yürütme ve Yargı toplumun tüm kesimlerini ilgilendirirken, bu konuda her duyarlı vatandaşların katkı vermesi lazımken bu absürt konuya hangi gerekçe ile DDA olarak program hazırlıyor, ona zaman harcıyorsunuz? Bunu anlamakta zorlanıyorum.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği gibi;
İnsanlığın başına bela açacak,
Kadın erkeği karşı karşıya getirecek,
Ailenin huzurunu kaçıracak bir konuya hizmet etmek akıl karı değildir.
Kadın ve erkek farklı yaratılmıştır, bu farklılığın bir hikmeti var, marifet bu hikmeti fark etmek ve ona göre kadını erkeği hayatın içinde konumlandırıp hayatın tadına lezzet katmak varken, bu hikmeti göz ardı edip hayatı zehirlemenin ne anlamı var?
Rahmet Peygamberi Hz.Muhammed (sav)ki lanet kavramını kullanmaktan en çok uzak durmaya gayret edendir. Diyor ki “Kadına benzemeye çalışan erkeğe, erkeğe benzemeye çalışan kadına lanet olsun” Biz insan olarak hak hukuk konusunda eşitliğe dikkat edip, kadına karşı, erkeğe karşı adil davranmayı öncelememiz gerekirken, “İstanbul Sözleşmesinin” katkılarıyla feministlerin rehberliğinde bambaşka bir alana eğilmiş, kadın erkek için cinsiyet eşitliğini savunuyoruz. Tabi cinsiyet değişimi ve cinsel eğilim de hemen arkasında geliyor. O İstanbul sözleşmesi ki yedi açıdan küfür kokuyor, Kur’ana meydan okuyor.
LGBT’nin T’si çift yaratılışlı yaratılmış bir insan olup mağdur ve ona ne kadar katkı ve yardım lazım ise Devlet olarak, Millet olarak ona gereken desteği vermekle yükümlüyüz. Ama ne hikmetse ahlaksızlığın daniskası olan LGB Transın arkasına sığınarak insanlığın “ar damarına” basıyorlar. Denge Denetleme Ağı(DDA) gibi ciddi bir oluşum da buna alet oluyor.
Ben ki daha düne kadar iftiharla DDA’yı anlatırken bu durum karşısında şaşırıp kaldım. Bir süre daha takip edeceğim ama böyle yanlışlara aracı olacaksa ne yazık ki çekilmek durumunda kalacağım.
Özü ile barışık, inanç ve kültüründen utanmayarak yaşamak dileğiyle. Batının batıl heveslerine kapılıp kompleks yaşamayalım derim.
Siz ne dersiniz?