Malumunuz devlet bir saç ayağı gibi üç ana erk üzerinde varlığını sürdürüyor.
Yasama, Yürütme, Yargı…
Yürütme ve Yargıya adam seçtiğimiz zaman kılı kırk yarıyoruz, ama sıra yasama organı Meclise gelince “gel vatandaş gel” dercesine aday seçiyoruz ve aralarında 600 tanesi vekil seçiliyor. Hiç düşündünüz mü neden milletvelikleri seçmek için kayda değer 3-5 şart yoktur? Parapul ve meşhur olma şartı dışında!
İşin kötü tarafı liste yöntemiyle adaylar seçime girdiği için listenin ilk sıralarında yer almak için de bir sürü entrikalar dönüyor. Böyle oluşan Meclisten de bu kadar başarı olur.
Bakın bakayım bu yasalar durduğu yerde duruyor, Parlamento da aval aval bakıyor.
*6284 Numaralı yasa,
*Sürekli nafaka meselesi,
*Binlerce Genç evlilerin ceza evinde olması,
*Kumarın, Zinanın, İçkinin, Faizin serbet olması,
*İnsan öldüren katilin ceza evlerinde beslenmesi,
*Başkasını darp eden, tehdit eden, söven kimselere caydırıcı cezaların olmayışı,
*Değişik yol/yöntemlerle on binlerce insanımızın ceza evinde olmas…
Benim senin gibi vatandaş için dert oluyor da neden vekiller için dert olmuyor acaba?
Bu dertlerin dermanı Yürütme ve Yargıda değil, bunun çaresi Yasama organında, yani Mecliste …
Peki ne yapmak lazım diye sorsanız buyur bir teklife bulunalım.İster destek verin, ister daha faydalı bir alternatif üretin.
600 vekilin 100 tanesi seçime giren her partinin aldığı yüzde oranında seçilsin bu durumda hemen hemen toplumun %90’nı burada temsil edilmiş olur. Bleki 10-15 genel başkan meclise girer. Buna “Şura Meclisi” diyelim.
Diğer 500 velik ise “dar bölge seçim yönteyile” seçilsin. Şura meclisinden gelen kararları bu büyük meclis(TBMM) değerlendirsin.
Ülke bir az nefes alsın, bu haliyle meclis şu anda işlevsiz durumdadır.
Milletvekili Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına yemin edince zaten ta başta tabir yerindeyse hadım ediliyor.
Anayasanın ilk dört maddesi de elini ayağını bağlıyor,
İslam hukunun arkasında dursa hemen karşına Laiklik ilkesiyle çıkılıyor.
Onun için Anayasanın bir çok maddesi değiştiği halde bir türlü omurgasına dokunulmuyor.
1982 Anayasayı çıkaranlar ceza aldılar, fakat kimi siyasetçi dört elle bu Anayasaya yapışmış vaziyette, İşte Meclisimizin durumu bu.
Dolayısıyla bu millete bu memlekete sahip çıkmak istiyorsak meclisin değer kazanması için bir şeyler yapmak lazım.
Ne demiş büyüklerimiz “şerefül mekani bil mekin” bir yerin değeri orayı işgan eden kimseyle doğru orantılıdır.
Bir fikir üretme adına böyle bir konuda bir pencere açtım, ya destek verin yada daha iyi bir fikir üretin.
Vesselam