Yirmi yıldır içinde biriktirdiği çamuru yüzüne gözüne de bulaştıran bir kadın depremden 45-50 dakika sonra soruyor...
"Deprem paraları ne oldu." Daha birinci saatinde çok olağanüstü bir durumda ölüm üzerinden siyaset yapıyor.
Bre ahlaksız bir saat içinde nasıl bir eksiklik gördün de yüzlerce insan enkazin altında yardım dilerken,
daha artçılar devam ederken,
yavrusuna sarılıp kurtarılmayı bekleyen annelerin feryatları arşa yükselirken,
ortalık bu derece can pazarıyken, bu acıyı fırsata çevirmek istiyorsun.
Ve bu can pazarına kin satmaya, nefret pazarlamaya geliyorsun.
***
Bir de esetetikten yüzü naylonlaşmış deterjan reklamlarıyla ünlü bir karı var. Daha önce de Mekke - Medine hakkinda kötüçül bakış açısını ve cahilliğini bilgi gibi pazarlayıp haddini aşan mesaj atmıştı. Şimdi o da bu can pazarının fırsatçı faresi gibi ne koparırsam kâr derdinde.
İkisi de necis ikisi de iğrenç...
Yani bir kadının bir annenin bu kadar kötü olabilme potansiyeli taşıması ve gece yarıları bunu kusması üzerinde çok fazla düşünmeye değer bir konu.
***
Bütün dünyanın takdirini ve hayranlığını kazanan bir müdahale planıyla, yapılması gereken her şey en hızlı şekilde halledildi.
Devlet bütün kurumlarıyla hadiseye hakim oldu.
Bu sırada "deprem paraları ne oldu" mesajı sosyal medyada kartopu gibi büyümeye başladı.
Tam bir ahmak sürüsü birinin geçtiği yerden diğeri de teredütsüz geçiyor.
Bir kişi de demiyor ki ulan galiba bir kerizlenmenin içindeyiz. Dur bakalım hangi iş yürümüyor ne aksadı da biz hesap soruyoruz.
Bu soru 10 gün önce sorulsa anlaşılabilir 10 sonra da ... Ama çocuk hıçkırıkları anne feryatları arasına bu soruyu sormak ahlaksızlığın ebepsizliğin sözlükteki yeni tanımı olur herhalde... Savcılıklar benzer ahlaksızlıklara dava açmaya başladı. İnşallah bunlar son olur.
Muhalefetin ve eleştirinin ahlaklısına o kadar çok ihtiyaç varki.