Değerli dostlar işte bir memleket gerçeği ve devamında yaşanmış tuhaf bir hikâye…
Şu anda yüzbinlerce telefon ve tabletde sosyal medya hesapları, kumar ve cinsellik başta olmak üzere her türlü verinin sağlanmasına camiler aracılık ediyor. Tuhaf değil mi ?
Minarelerde baz istasyonu olmaması bu sorunu çözmüyor ama İslam’ın mabetlerinin bu mevzuda taşıyıcı olarak kullanılması insanın içini ürpertiyor.
Diyanetin ve Müftülüklerin Feto hadisesinde yıllar boyu süren aymazlıklarına benzer bir sorumsuzluk örneği olarak bu konudaki bu konudaki veballeri de affedilir gibi değildir.
Konuyu bir kaç defa müftülüğe, bir defa da Bimer e bildirdim, Cevap veren arkadaşlar kaygımızın ne olduğunu dahi anlayamadılar. Muhtemelen okumadılar bile. Yazılı olarak teknik bilgiler verip sıkça kontrol yaptıklarını sağlık açısından bir problem olmadığını söylediler sağ olsunlar…
İşte size trajik bir hikaye.
Mahallede telefonlar çekmiyor caminin minaresine baz istasyonu yerleştirilirse herkes rahat edecek. Telefonlar problemsiz bir şekilde çalışacak. Fakat hoca kabul etmiyor. Avrupa’da okulların yakınında bile yasakmış çok zararlıymış diyor ve karşı çıkıyor...
Hocayı ikna etmek için cami derneği üyeleri akşam namazından sonra bir araya gelip konuşurlar…
-Hocam biz sorduk soruşturduk bu baz istasyonu öyle dedikleri gibi zararlı değil. Hem öyle olsa diyanet buna müsaade eder mi? Bundan sonra mahallede telefonlar daha iyi çekecek konuşmalar hiç kesilmeyecek. Yani hocam hem cami para kazanacak, hem de bu işin hayırı sevabı var.
Hoca; -------Yahu arkadaşlar ben istemem mi camiye bir gelir kapısı olsun ama herkes çok tehlikeli diyor. Kanser yapıyormuş. Birçok ülkede okulların yakınına bile koymak yasakmış bunları. Eğer öyleyse olamaz. Ama iyice biliyorsanız, zararı yoksa biz de yaptıralım. Vebali size
Hoca ikna edilir ve bir hafta içinde iki değişik GSM firmasına ait baz istasyonu minareye yerleştirilir…
O günden sonra cami avlusunda 15-16 yaşlarında gençler belirmeye başladı. Büyük ağaçların gölgesindeki banklara oturup ellerindeki telefon ve tabletlere bakıyorlardı. Gençlerin bu cami merakı hocayı içten içe sevindiriyordu… İlk fırsatta konuşup camiye davet ederim belki de namaza bile gelenler olur. Diye düşündü. Birkaç defa iletişim kurmak istediyse de başaramadı. Her gün gelip saatlerce o banklarda oturup gidiyorlardı. Kendilerinden başka kimse ile çok konuşmuyor hatta kendi aralarında da çok konuştukları söylenemezdi. Ara ara kısa tartışma ve gülme sesleri geliyordu o kadar.
Lojmanın arka penceresi oraya yakındı perdenin arkasından onları dinlemeye karar verdi. Birbirlerine ilginç buldukları videoları gösteriyor takipçi ve yorumlardan bazen kızlardan bahsediyor gülüp eğleniyorlardı… Hoca gençleri anlamak ve o kanaldan girmek için sık sık onları dinliyor ve ara ara iletişim kurmaya çalışıyordu. Bir ara şöyle bir konuşmaya şahit oldu
-Bu hoca ne iş oğlum ya gelip duruyor… Başlıycam şimdi ya… Ne tip adam oğlum bu… Sana ne bizim ne yaptığımızdan, duamızdan, namazımızdan… Şurada üç kuruşluk keyfimiz var yahu adamın derdine bak sen .
-Kızmayın oğlum adama. Camiye baz istasyonu takılmasaydı 4.5 G interneti rüyanızda görürdünüz. En iyi buradan çekiyor… Hem serin ve rahat burası. Anne-baba dırdırı da yok. Daha ne istiyorsunuz dua edin adama … Ve gülme sesleri.
- Oğlum feysbuku var mıdır la bunun? Biriniz bir kız profili yapsın da şuna arkadaşlık teklif etsin. Arada bir de güzel şeyler yazalım ve bazen de dürtün düşsün yakamızdan ya. Ve kahkahalar.
***
Perdenin gerisinden gençleri dinleyen hocanın başında bir uğultu cami avlusunda gençlerin gürültüye dönüşen ve artık duyamadığı sesleri… Rahmetli Hacı Hafızın Camisi kız arkadaşlarıyla sosyalleşen gençlere “vatsap” “feysbuk”, “instegram” “yutub” hizmetlerin(!) yanında e bazen de “Gogıl” kütüphanesinden taze ve güvenilir (!) bilgiler aktarmaya devam ediyor.
Emekli olma zamanım geldi de geçiyor diye düşündü Salih da Hoca… Yalnız “bazen feysbuk”ta dürtün la şu hocayı” ne demek onu anlayamamıştı. Ulan bahsedilen kanser bu muydu ki; biz neye alet olduk yarabbi diye söyleniyor ve mütemadiyen başı ağrıyordu.
Abdülhamit Türksoy