Metal yorgunu diye yazılır Ahlaksız diye okunur.

Adnan KARAKUŞ

30-03-2018 13:11

Uzun yıllar orta dereceli bir devlet memuru olarak Ankara’da yaşadım. Yirmili, yaşların ortalarındaydım mütevazı bir hayatımız samimi dostlarımız vardı. Sayı olarak az, nitelik olarak çok kalabalıktık. İrticanın memlekette kol gezdiği Müslümanca yaşamanın ve Müslüman bilincine sahip olmanın birinci dereceden tehdit sayıldığı yıllardı. Her hafta bir arkadaşın evinde toplanıp tefsir dersleri yapardık. Vakıf, dernek, parti her birimizin işi ve ailesi dışında zamanını değerlendirdiği yerlerdi. 

Hatta çok zaman ailelerimizden bile fazla buralarda olurduk. Cep telefonlarının Kredi kartlarının olmadığı, tasarruf ve tasadduk ettiğimiz zamanlardı. Çok daha mutlu çok daha bereketliydi hayatımız. Posta kutularımıza mektuplar gelir, bir yerden başka bir yere Belediye otobüsü ya da trenle giderdik. Birkaç arkadaşımızın arabası vardı. Sadece acil durumlarda hastaneye gitmek gerekirse arkadaşlardan araba istenirdi. Aidatlarımızla ve esnaftan topladığımız yardımlarla partinin vakfın kirasını öderdik. Stat ve spor salonlarında yapılan Büyük maçların kongrelerin öncesinde satılıp gelir temin etmek için, partinin bodrumunda gece yarılarına kadar köfte hazırlar, giderlerimizi karşılamaya çalışırdık. Bütün sıkıntılara rağmen gülen selamlaşan samimi ve mutlu insanlardık. Sokaktaki insanı ve partiye uğrayan muhalifleri “onlar bilmiyor” samimiyeti ile karşılar, kurtarılması gereken insanlar şefkati ile değerlendirirdik.

                                                                                       ***

Çeyrek asır oldu. Köprülerin altından çok sular geçti. Önce mahallelerdeki mütevazi evler çıktı hayatımızdan. Sonra tefsir dersleri azaldı, eksildi, yok olmaya yüz tuttu. Doksanlı yılların ikinci yarısından sonra çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşandı.   Herkes bir şeyle sınandı. Ve maalesef çok hazın hikâyeler oluştu.

Birçok arkadaşımız mahallelerden sitelere taşındı. Sadece muhitleri değil, birkaç yılda algıları ve kaygıları da taşındı. Değişti dönüştü. Çocukları korunaklı alanlarda batı kültürünü yaşayan ailelerin çocuklarıyla aynı parklarda aynı okullarda ve aynı “Kafe “lerde büyü ve bir başka dünyanın insanları olarak yetişti. Bir zamanlar üzüldüğümüz, değiştireceğiz kurtaracağız dediğimiz gençlik artık bizim gençlik oldu.

Hem bedenlerin hem de temel algıların hacmi genişledi esnedi. Eskiye ait ne kadar sakıncalı hal ve davranış varsa nerdeyse hepsi vaka-i adiden oldu.

 Birçoğu 25 yıl önce neye isyan edip düzelteceğiz diyorduysa onlarla sınandı ve kaybetti.

                                                                        ***

Geçenlerde bir arkadaşım bahsettiğim damardan gelen bir makam sahibini ziyaret edip,  üzerindeki bir selamı da ileterek, tanışmak istemiş. Farklı zamanlarda dört beş defa makamına gitmiş her defa bir başka mazeretle görüşememiş o da her seferinde telefonunu bırakıp ayrılmış.  Sonrasında birkaç kez da telefonla aramış. Ve yine o bildik mazeretler.

“Toplantıda”

 “Şuanda müsait değil”

“Ankara’ya gitti”

“Misafirleri var”

 “Bugün gelmeyecek”

“Düğüne gitti” vs.

En sonunda arkadaş telefondaki sekretere “ Kızım selam söyle o “adama”(!)  ben bu ekolun içinden geliyorum. Ben ki bir aydır 7-8 farklı çabama rağmen bir selamı dahi ulaştıramıyorsam, vay vatandaşın haline!

İşte size yıllar önce bedeni, sonrasında da zihni ile de mahallesini terk eden bir örnek. Belediyelerde bürokraside siyasette yüzlerce örnek var bu içini tüketip imajına yama yapan adilerden.

Evet, çeyrek asırdır yıpranıp aşınarak bugüne gelen bu adamların bir kısmına Reis metal yorgunu diyor. Siz vicdan yorgunu ahlak yorgunu şeref yorgunu da diyebilirsiniz Makamlar onlar için şahsi işlerini kotarma, menfaat ve çıkar temin etme yeridir. Çok şükür birer birer ayıklanıyorlar.  Ve her şeye rağmen güzel insanlar hala var. Sayıları az ama şükür ki varlar. Her yerdeler siyasette, ticarette, sosyal hayatta onların mevzilerini koruma ısrarı umudumuzu tazeliyor.

 Evet, sayı olarak azlar. Lakin nitelik olarak hala çok ve kalabalıklar. Tıpkı yirmi beş yıl öncesi gibi.

DİĞER YAZILARI Faruk Koca ve Batı Değerleri 01-01-1970 03:00 Yes yess , olley bee 01-01-1970 03:00 Sincan Belediyesi ve Noel Baba 01-01-1970 03:00 Son Hadiseler Üzerine Üç Soruluk Zekâ Testi 01-01-1970 03:00 Rezil bir Öğretmenler Günü 01-01-1970 03:00 Gülnaz Şırınga, Ahmet Tebeşir Ve Cevat Stetoskop 01-01-1970 03:00 "Kullanışlı Aptallar"ın Yeni Saldırı Aracı Kadın Cinayetleri 01-01-1970 03:00 Gerçekten “Bir Başkaymış” 01-01-1970 03:00 "Deprem Paraları Ne Oldu?" 01-01-1970 03:00 2020 Yıl Değil Kutsal Bir Kavramdır (!) 01-01-1970 03:00 Ömer’ler Ve Diğer Fetullah’lar 01-01-1970 03:00 Ak Parti’nin var oluş sebebi yok oluş sebebi olacak! 01-01-1970 03:00 “Tayyip Ve İşbirlikçi Faşistlere Ders Verme Zamanı” (!) 01-01-1970 03:00 “Gönül Belediyeciliği” Bir İkaz Ve Görev Tanımıdır! 01-01-1970 03:00 Kimse Üzerine Alınmasın Reis Beni Uyarıyor (!) 01-01-1970 03:00 "Adam gibi adam" ya da "adamın dibi" 01-01-1970 03:00 Tuna, Büyükerşen, Ve Sarıgül 01-01-1970 03:00 Adaylara Ve Başkanlara… 01-01-1970 03:00 Makam adamı bozmaz kalibresini ortaya çıkartır 01-01-1970 03:00 Vatan haini kimdir? 01-01-1970 03:00 “Minareler whatsapp kubbeler facebook” 01-01-1970 03:00 Yapma başkan! 01-01-1970 03:00 Bunun adı ihanet! 01-01-1970 03:00 Takma Kollu Adamlar 01-01-1970 03:00 Gülümseyin Ve Ayakkabınızla Evlere Girmeyin 01-01-1970 03:00 İngiliz aklı ile düşünen “milli hainler” …ve diğerleri 01-01-1970 03:00 Sordum Sarıçiçeğe Ve Çörekotu 01-01-1970 03:00 “Fetullah nerdesin Allah belanı versin” 01-01-1970 03:00 Not ettik... 01-01-1970 03:00 Bizim Ambarın Arpasını Yiyenler 01-01-1970 03:00 Son Kullanma Tarihi 2019 Olanlar 01-01-1970 03:00 Sen Ne Güzel Bir Ağabeysin Mustafa Tuna 01-01-1970 03:00 Siz necisiniz hemşerim? 01-01-1970 03:00 On adımda ben de metal yorgunu muyum? 01-01-1970 03:00