Artık biliyoruz ki senin kadar namussuz başkaları da var Fetullah…
Bu konuda tek değilsin. Teraziye koysak belki sen biraz daha ağır basarsın fakat oluşturduğunuz tahribatla ile değerlendirirsek çok da farkınız yok gibi…
Sana, evlatlarını teslim edecek kadar güvendi memleket. Kim sana nereden güvendiyse onu orasından vurdun. Her şeyi tersyüz eden kirli bir hikâye ile ömrünü tamamladın. Cemaat, hizmet, sadaka, hoca gibi kavramları sokağın hafızasında sabıkalı yaptın. Ne zaman bu kelimeler telaffuz edilse, herkesin aklına, senin o kullanılmış çocuk bezi kıvamındaki o pis suratın geliyor. Bir sara nöbeti gibi beddua kusan salyalı yüzün hiç gitmiyor hafızamızdan. Binlerce yıllık tertemiz hikâyemizi sapık gayelerine vasıta ettin. Koskoca bir müktesebatı irinleşmiş beyninin kahpe planları için şeytana ders verecek bir ustalıkla tükettin. El-Adl olan Allah elbette senin belanı layıktı ile verecek.
***
Memleket ve Millet için çok büyük bir tehlike bertaraf edildi gibi görünse de; tehlike ve tahribat bitmiş değil. Başka suretler, başka sıfatlar ve farklı uygulamalar ile devam ediyor.
En sık rastladığımız hikâye şu: Mahallesinde veya şehrinde düzgün adam diye bilinen orta halli bir memur ya da esnaf bir yere belediye başkanı yapılıyor. Adam o kadar samimi ki her sözü ciğerinden geliyor. “Dava” diyor. “Yetim hakkı” diyor. “Biz” diyor. Tevazu ve insanlık bildirileri okuyor. Bu topraklara ait ne kadar değer varsa hepsini peş peşe sıralıyor. İnanıyoruz ona çünkü gerçekten samimi çünkü inanarak konuşuyor. Ve seçiliyor.
Her partiden her siyasi görüşten Yüzlerce belediye başkanı ya da milletvekili için seçimler sonun başlangıcı oluyor.
O, adalet ilke ve merhamet adamı bir süre sonra dolunayda değişim yaşayan kurt adam gibi başka bir forma bürünüyor. Kısa zamanda tam ve mutlak bir mutasyona uğrayıp, eski halinden eser kalmıyor. Denetim zaafiyeti de işin içine girince, Fetullah’ın üzerinden geçip örseleyip yıprattığı haram-helal, tevazu, kul hakkı gibi kavramlar bu defa da bu adamların istismarına maruz kalıyor. Biz nice sonra anlıyoruz ki; Sayın başkanların birçoğu yokluğun dürüstü.
En temel sıkıntı, siyasete ve üst düzey bürokrasiye çöreklenmiş olanların büyük bir kısmının sabit bir kişiliğinin ve karakterinin olmaması.
***
Reis geçenlerde “bize Ömer’ler lazım” diye bir açıklama yaptı. Anlayana bu sözün dağlarca ağırlığı var. Bu cümle adam olanı alır iki yakasından sarsarak duvara çarpar. Lakin “adam olanı.”
Çocukluğumuzda, rahmetli Dedem çarşıya giderken, Nane’me sorardı. Bir şey lazım mı? Nenem de söylerdi. Ve biz bilirdik ki; ne lazım diyorsa, o şey ya azalmış, ya da kalmamıştır. “Bize Ömer’ler lazım” sözünü duyduğumuzda Ömerlerin azaldığını ya da bittiğini anladık.
Abdülhamit ile Reis’in kaderi ne kadar da benziyor. Dostları da aynı düşmanları da. Kimin elinden tutup makam sahibi ettiyse hüneri kendinden bildi. “Bize Ömerler lazım” nasıl bir ifade. Böyle bir ihtiyacın doğmasına katkı sağlayan her kimse o da bir Fetullah’tır. Binlerce yıllık inanç ve kültür değerlerimizin aşındırılması yıpratılmasını kendine görev edinen batının seküler hayat felsefesini bu topluma giydirmek için uğraşan vicdanı ve beyni bu topraklardan kopmuş sünepeliğini ve aşağılık kompleksini temel değerlere fatura eden sair tipler de, uzun vadede Fetullah’la fikir ve gaye birliği içindedir.
Her partiden ve her siyesi görüşten tabandan gelip, birkaç dönem Belediye başkanlığı yapan adamların çoğunun başkan olunca önce mahallesi değişiyor sonra dostları… Daha sonra; Dünya’ya algısı ve siyaset etme biçimi, günlük olaylara bakışı ve tüketim alışkanlıkları değişiyor. Beden dili ve lisanı, selamlaşma cümlesi bile çeşitlenip farklılaşıyor, İtiraz ettiği ve üzerine siyaset inşa etiği birçok kavramın failine dönüşüyor. Önceden içini acıtan şeyler temel hassasiyetler geniş bir tolerans havuzu içinde kaybolup gidiyor. Üzerine zafer inşa ettiği kavramların nerdeyse tamamı bir sonraki seçimlerde kullanılmak üzere bir kenarda bekletiliyor. Bu işin partiyle falan alakası yok. Bu karakter ve sağlam iman işi… Zayıflarla yol yürünmüyor.
Sözü uzatmaya gerek yok…
Başka parti kurma yeni yollar arama işini samimi de bulmuyorum iyi niyetli de… Her ne yapılacaksa Reisin etrafında yapılmalıdır.
Kısacası temel değerlerimizi istismar edip, seçilme sebebine ihanet eden ve Reis’in ihtiyaç listesinin birinci sırasına Ömer'leri yazdıran, her kimse Fetö ile aynı amca hizmet eden bir alçaktır. Bu ahlaksızlar hızla tespit edilip, derhal ayıklanmalıdır. Siyasi kariyerini kişisel çıkarlarına vasıta kılan, sloganlarla yaşayan, samimiyetsiz ilkesiz ve iskeletsiz bu adamların tamamı cezalandırılarak bertaraf edilmeli. Yoksa bu bedeli millet ödeyecek hem de çok ağır.
Abdülhamit TÜRKSOY