Çoktandır ülkemiz zorlu bir süreçten geçiyor. Milletler tarihinde örneği görülmeyen onlarca hadiseyi kısa zaman dilimlerinde yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz.
Emperyalistlerin ve yerli dostlarının memleketi teslim alma oyunlarına karşı Eski Türkiye’ye ait kurumlar ve kavramlar hızla gözden geçirilip Memleket gerçeklerine ve tarihi sorumluluklarımıza uygun bir şekilde güncelleniyor. Bunun için 2019 da yaşanacak büyük değişim milat niteliğindedir ve çok önemlidir.
Yeni dönemin, devlet etme biçiminde, insanı merkeze alan uygulamalar öncelenecek. Ve temel değerler ve ana mekanizmada daha sağlam bir şekilde tahkim edilecek. Ayrıca bu süreçte siyaset etme ve insan toplum ilişkileri yapılandırılırken bir takım kurumlar kavramlar ve dahi kişiler ihtiyaç listesinden çıkartılacaklar. Lakin bunun için özel bir gayret sarf edilmeyecek. Sistem ve yeni oluşan şartlar gereği tabii seleksiyona uğrayarak tedavülden kalkacaklar.
Birkaç örnekle ne demek istediğimizi açıklamaya çalışalım.
Mesela;
Şengal’e, Kobani’ye, Hendekçilere selam gönderen, o günkü zulme hiçbir tepkisi olmayan fakat zalimler yenilirken “savaşa hayır” diye ortaya çıkan oda ve derneklerle birlikte, filmci, yazar, sanatçı kisveli bilumum hain takımı…
Dolar yükselince, ya da Avrupa Türkiye’yi köseye sıkıştırmaya çalıştıkça, enflasyon akaryakıt zamlarında içten içe sevinen rotası şaşmış mahlûklar...
Memleketine tarihine geleneğine dinine bu topraklara kök salmış bin yıllık ahlak temellerine yabancılaşan, domuz eti reklamından siyasi fayda uman ve kişisel haz çıkaran ruhu satılmışlar.
Millî olmayı, bu coğrafyanın ürünü olmayı, zaaf sayıp, hayatı bu anlayışla yorumlayıp “bizden adam olmaz” kompleksinden kurtulamayan aşağılık duygusu kompleksine galebe çalanlar.
Binlerce yıllık geçmişinden bugüne hiçbir şey kalmamış. Ruh ve maneviyat kökleri kurumuş. İnsanlığı batının penceresinden algılayan bu topraklara dair hiçbir değeri yüreğinde taşımayanlar, sossuz köksüz kendilerini zaten tavsiye etmiş kafalar.
Batı başkentlerinin Erdoğan düşmanlığını diline dolayıp onlarla ayni şeyleri söylemekten gocunmayan ve memleketin batması yıkılması işgali pahasına bu söylemini devam ettiren zihni beyni düşünce dünyası işgale uğramış Esfel-i sâfilin takımı…
Ve bunlara ilave olarak.
Siyaset etmeyi dalkavukluk ve fırıldaklık ve dahi yavşaklık olarak anlayagelen zihniyetin son kırıntıları…
Bir göreve seçilmenin makam sahibi olmaktan daha çok insanı kara kara düşündüren bir mesuliyet ve kaygı alanı olduğunu bilmeyenler aptallar…
Liderin kavgasına davasına omuz vermek yerine sadece alkışlamak ve liderin dediklerini tekrar etmekten başka hiçbir vasfı olmayanlar dalkavuklar…
Vatandaşı anlamayan yürek teline dokunamayan idareciliği hizmet eden değil de bir üst sınıf mensubu olmak gibi algılayan kibir budalaları.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan Bimer ve Cimer aracılığı ile yurt dışında yaşayan vatandaşlar dâhil herkese ulaşılabilir bir kanal açtığı halde, vatandaşla bütün iletişim kanalları kapalı olan hadsiz siyasetçiler…
Pozisyonunu şahsi menfaatleri için mevki ve eşi dostu gözetme kollama ve haksız çıkar temin etme vasıtası gibi anlayan hak adalet ve ahlak yoksulları...
Vel hasıl memleketin ne kadar pisliği safrası afrası tafrası metal yorgunu ölçüsü kaçmış ayarı bozulmuş terazisi şaşmış adamı varsa hepsi için tünelin ucu gözüktü.
2019 da siyaset ve millet sahnesinden def olup gidecekler…
Abdülhamit Türksoy