Geçen hafta Twitter âleminin önemli günden maddelerinde birisi de Ankara Büyükşehir belediyesinin önceki başkanı Melih Gökçek'in “ismi, parklardan siliyorlar” tartışmasıydı.
Haberi okuduğumda hem şaşırdım hem de üzüldüm. Haberin içinde bir resim, Park Tabelasının eski ve yeni halini gösteriyor. “Ankara Büyükşehir Belediyesi Kurtuluş dinlenme parkı, İ.Melih Gökçek” yazıyor tabelada. Yeni resmide ise En altta Sayın Gökçek'in isminin olduğu yer bant ile kapatılmış. Tabeladan isim silme (bantlama) olayı güya bir belediye çalışanı tarafından basın aranarak özellikle servis edilmiş. İddia bu. Ve bu iddia üzerinden koparılan fırtına. Yılların Melih Gökçeği nelerle uğraşıyor diye hayretle takip ettim.
Simdi gelelim işin asıl gözden kaçan ve izahı mümkün olmayan diğer tarafına Sayın Gökçeğin isminin silindiği iddia edilen park i 50-60 yıllık dev ağaçların bulunduğu Ankara’nın en eski parklarından birisi. O park inşa edildiğinde belki de Sayın Gökçek hayatta bile değildi. Ben Sayın Gökçek'in yerinde olsam, sadece bakım ve temizliğini yaptığım bir parka üç insan boyunda dev bir tabelaya kim benim adımı yazdı diyerek bunun peşine düşerdim. Çok daha anlamlı olurdu. İsimin oraya yazılmasının hiçbir mantıklı izahı olmadığı gibi, Sayın Gökçek nerdeyse bir yıl oldu görevden ayrılalı daha mı ismi parklarda bahçelerde kalmaya devam edecek? Hem de hiçbir gerekçesi yokken. Kendin yapmış bile olsan bir belediye başkanın adının parka yazılması nedir Allah aşkına? Belediyeleri teslim alan bu isim ve resim fetişizminin, israf çılgınlığının geldiği noktayı tahayyül edebiliyor musunuz? Her Parkta her köşede başkanın ismi olmak zorunda mı?
Muhtemeldir ki Ankara’da toplam sayıları on binleri bulabilecek parkta sosyal tesiste mekânda idareci ve müdür odalarında sayın başkanın ismi yazılı resmi asılı. Nallıhan’dan Evren’e kadar sayıları beklide on binleri de aşan isim resim ve tabeladan söz ediyoruz. Bunların izahı nedir? Kime ne faydası var? Milyonlarca liralık bu israfı nasıl anlayacağız. Melih Başkanın İsmini silenler oraya mevcut başkanın ismini yazıyorsa bu bir eleştiri konusudur. Ama yeni başkan Mustafa Tuna dev projelerini bile israf olmasın diye açılış adı altında hiçbir tören yaptırmadan sessiz sedasız milletin hizmetine sunan, gerçek bir ölçü tevazu insanı olarak bilinmektedir. Böyle bir şeye izin vermez.
50-60 yıl önce Melih beyin çocukluğunda, belki de daha önce başkaları tarafından yapılmış bir parka isminin yazılması ayıbından kurtardığı için Melih bey o belediye çalışanına teşekkür etmeliydi. Üstelik on aydır Ankara’nın başka bir belediye başkanı var ve isim silindi bantlandı tartışması akla ziyan bir düzeyde devam ediyor. Teknik olarak da Melih Gökçek in adının Büyükşehir Belediye Başkanı diye yazılan her yerden silinmesi gerekiyor. Ve maalesef bu hatırı sayılır bir maliyete tekabül ediyor. Melih bey adının silinmesini sorun ediyor. Ben de bir vatandaş olarak neden yazıldı diyorum? Artık başkan değilsiniz ve bu maliyeti kim karşılayacak nasıl olacak? Bantlama işi en ekonomik ve geçici bir çözüm binlerce park ve mekândan o isimler nasıl silinecek bilmiyorum. Melih Beyin adım neden siliniyor yerine nasıl silinecek konusunda kafa yorması daha mantıklı olur.
Şunu da söylemezsek haksızlık olur Balık baştan kokmuş ama bu sorun sadece Ankara’ya ait bir sorun değil. Türkiye’nin her yerinde nerdeyse bütün belediyelerde kontrolsüz bir isim ve resim fetişizmi var. Dijital reklam platformları ve kâğıt afişler tamam da, parka bahçeye köprüye binaya isim yazmak, resim asmak nedir? Arap diktatörlerinin heykel merakına öykünürcesine şehirleri isim ve resime boğmak nasıl bir kaygının nasıl bir kültürün eserdir.
Yarından tezi yok bana göre İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınlayıp milyonlarca liranın heba edilmesi anlamına gelen belediye başkanlarını bu isim ve resim savurganlığına artık bir son verilmelidir. Yazıktır, günahtır, ayıptır…
Abdülhamit Türksoy