Peteğini tutan tuttu. Ya peteğini tutamayanlar ne yapsın ya da ne yapacaklar? Bu yapılan zamlar kabul edilecek, sineye çekilecek tipten zamlar değil. Daha eski yazımda şunu belirtmiştim.” Büyük devletler arasında savaş çıkacak ve kıtlık baş gösterecek.” Tam da bu duruma doğru sürüklendiğimizi belirtmekte fayda görüyorum. Şuan büyük bir soğuk savaş içerisindeyiz.
Büyük adaletsizliklerin olduğu ve yönetim boşlukları ile yönetilmeye çalıştığımızı fark ediyoruz. Zengin iyice zengin olurken fakir insanlar, iyiden iyiye yokluk ve sefalete doğru sürüklenmeye devam ediyor. Evlere, ev kiralarına, arabalara, elektriğe,meyveye,sebzeye yapılan zamlar kesinlikle kabul edilecek cinsten zamlar değil. Bu yapılan zamlar o kadar fazla ki maaşlara yapılan zam ve iyileştirmeler de insanları tatmin edemez olmuştur.
15 yaşında (çocuk saydığımız ergenlikten yeni çıkan gençlerimiz geleceğe sağlam adımlarla ilerleyemez olmuştur.)Kurtuluşu ise kendi ülkesinden kaçarak kurtulmakta görmeye başlamıştır.Ama hangi ülke belli şart ve kriterleri tamamlayamayan insanları ülkesine alır yada almak ister ki?..
Bir bakıyorsunuz belli liyakat sahibi insanların devlet dairelerinde kadrolu işleri yokken diğer taraftan halkın bütçesinden alınan paralarla belli kişilerin utanmadan, Allahtan korkmadan keyfi ve özel harcamaları için milyonları harcaması insanları şaşkınlık içinde bırakıyor.
Ülke yönetimi gerçekten çığırından çıkmış vaziyette, devlet kadrolarında her yerde belli kişiler ve onların isteği doğrultusunda belli insanlar yerleştirilmiş. Ve her zaman ki gibi halkın içinden gelen insanlara söz hakları verilmemiş.(Bileğinin gücüyle gelen nadir insanları bu gruplardan ayırarak belirtmek istiyorum.)
Kar yağar yollar kapanır, fabrikalarda işçiler mahsur kalır. Âmâ işçilerin oyları ile makam mevki sahibi olan insanlar kendi keyfini sürerler.
Dava dava diye kapı kapı dolaşan insanlar belli programlara alınmazken, belediyelerden rant götüren, dava ile alakası olmayan insanlara, belli programlarda protokolden yer verilir.
2,3 üniversite mezunu insanlar belediye meclis üyesi dahi olamazken lise mezunu insanlar en iyi kariyerlere getirilir.
Kısacası bu ülkede ya prens yada prenses olacaksın ya da sanal bir kral tacının peşinde şak şak diye ellerini oynatacaksın. Çünkü gerçek kral tacı taşıyan insanlar, içlerinde barındırdıkları insani vicdanla çıkarlarına ters dahi gelse doğru karar vermekten asla vazgeçmezler.
Bir de hiç bir baltaya sap olamamış, belli kurum veya belli kişilerin çıkarı için belli konumlara getirilmiş içi boş olan, etrafını gaz lambasının ışığı kadar dahi aydınlatamayan insanlardan çok fazla görürüz yada kendi boş karakterlerini bulundukları mevkiinin gücünü kullanarak doldurmaya çalışan sanal prensleri görürüz.
Velhasıl içinizdeki lider veya kahraman sevgisini dışa yansıtmayın derim. Sizin dava uğruna uykusuz geceler geçirdiğiniz liderinize olan sevginizi suistimal edecek ağzı kulağından beri gelememiş genel başkan vasfında yaptığı iyiliği kurumların çıkarı için değilde kendi çıkarına yönlendiren kişilikler çıkacaktır.
Zamlar geri çekilsin, liyakat sahibi insanlar devlet kadrolarında söz sahibi olsun. Belli mevkilerde bulunan insanlar, örneğin bir kurum müdürü diyelim sen müdürsün, o bölgenin valisi değilsin ama o bölgede valinin değilde müdürün sözü geçiyorsa elimizi başımızın arasına alıp iki kere düşünelim diyorum.
Eşit işe eşit ücret yoksa, bir taraf refah içinde yaşarken diğer taraf elektrik, su faturasını nasıl ödeyeceğinin hesabını yaparak, mutfak erzakı için market market indirim kovalıyorsa hiç kimse boşu boşuna sevinmesin.
Böyle giderse seçimlerde oy moy yok ...
Çünkü halk bilinçlenirse halk kendi kendini de yönetebilir. Halka faydası olmayan sürekli rantçıları kalkındıran yöneticiler tarihin tozlu raflarına atılır...
Özellikle vatan ve millet sevgisi olmayan yöneticiler istediği kadar ittifak kursunlar. Asla başarılı olamayacaklardır.