Gençlerin çoğunluğunun okuduğu bir kitapdır rahmetli Başgil’in ‘Gençlerle baş başa’ kitabı. Kitap okurken deftere not aldığım gibi aynı zamanda satırların altını çiziyorum, kenarlara kendi düşüncelerimi not alıyorum. Benim yaşımda olanlara arkadaş tavsiyesimdir, faydasını göreceksiniz.
Kitabı okurken aşağıda bulunan satırlar dikkatimi çekti.
“…Bir kibirliyi, bir kıskancı, bir dalkavuğu, bir sefili, bir yalancıyı ve sahtekarı, bir egoisti bu kötü huylarından vazgeçiremezsiniz. Bu hususta din, ilim, terbiye ve ahlak hepsi aciz kalır. Nitekim fiiliyatta aciz kalmıştır. Asırlardır beri din, ilim, terbiye ve ahlak mevcut olduğu ve bunlar hep bir ağızdan iyilik telkin ettiği halde bu gün insanların bir çoğu yine hain, katil, yalancı, egoist, dalkavuk, şerefsiz olmaktan kurtulmuş değildir ve kurtulmaz.”
“…Bir demir parçasını teknik usüllerle şekilden şekle sokar, mesela çelik haline koyarsınız. Fakat demirin tabiatını değiştirip de altın yapamazsınız. Demir daima demirdir, altında da altındı. Yırtıcı bir hayvanı terbiye ederek bir dereceye kadar uysal bir hale koyabilirsiniz. Fakat kediyi fare sevmekten, köpeği kemik yalamaktan vazgeçiremezsiniz. Akrep sokar, kurt parçalar. Sokmak ve ısırmak bu hayvanların tıynet (yaratılış) ve tabiatındadır.”
Konuya dinin tarifi ile başlayıp devam edelim.
Din: Akıl sahiplerini kendi irade ve istekleriyle dünya ve ahirette saadet ve selamete kavuşturan bir kanun-i ilahi ve te’sis-i Rabbanidir.
Yani din, akıllı (deli olmayan) insanların kendi seçimleridir. Ve insanları dünyada, ahirette huzura kavuşturan bir ilahi kanun bütünüdür.
Usta yazar Ali Fuad Başgil’e Katılmadığım kısım ise;
Hak olan din herhangi bir zümreyi herhangi bir kişiyi değiştirmezse, zümre ya da kişi o dine gerçek anlamda mensup olmamıştır ve din yok olmaya mahkum olur. Fin Paganizmi, Kenani, Atenizm, Minoan, Mitra, Maniheizm, Olmec gibi dinlerin sonlarına benzer. Günümüzde ki dinler de bu batıl dinler gibi yok olmaya mahkûm olurlar. Oysaki günümüzde bu vermiş olduğum dinlerden daha eski dinler bulunmaktadırlar. Nasıl öğrencilerin seçmediği derslere göre sınıf oluşturulmuyor öğretmen bulunmuyorsa. İnsanların seçmiş olduğu din ise (bâtıl da olsa) onların mensup olması sebebiyle var oluyor. Yukarıda izah ettiğimiz gibi din insanları dünyada saadete ve selamete ulaştırmazsa varlığını sürdüremez. İnsanlarda kötü olarak adlandırılan bazı huylar vardır, bunlar din sayesinde ıslah edilebilir. Kötü huylarını ıslah eden kişi İslam dinine mensupsa Cennet’i kazanır.
Yani şu gerçektir ki din insanı düzeltir. Eğer ki böyle birşey olmasaydı; Mel Gibson, Malcolm Little, Janet Jackson, Maher Zain, Aamir Khan gibi insanlar İslamiyette bir hakikati, ışığı gördüler ki geçmişlerinden sıyrılıp kurtuldular. Diğer bir husus ise nasıl Ali Fuad Başgil hayvanların sokmak ve ısırmak gibi özelliklerinin yaratılıştan geldiğini söylüyor ise insanında yaratılışında kendi iradesiyle hata yapmak gibi özellikle doğmuştur ve yaratılıştan kendi iradesiyle hatasından tövbe etmeye meyillidir.
Demir'in ise demir olduğunu üstüne basa basa örneklerle nasıl söylüyorsa insanın fıtratında da hata yapmak tövbe etmek gibi unsurlarda fıtri niteliklerdir.
Eğer ki insanın yaratılıştan hata yapmak gibi vasfı olmasaydı insan olmaz idi. Ayrıca din insanı terbiye etmiyor olsaydı İslam dinin batıl dinlerden farkı ne olurdu?
Eğer haftaya Çarşamba daha önemli bir konu olmazsa aynı kitaptan başka bir konuyla devam edelim.
1967 yılında hakka uğurladığımız usta yazar Başgil’e rahmet diliyorum.