Tahsil hayatını şehirde gören ama yazın köyde bulunan bir kişi olarak fındık toplama sürecini anlatmak istiyorum.
Fındık sadece 12 ayın bir aylık döneminde hasadı olan ama geriye kalan 11 ayında da aynı zahmeti içeren bir uğraş. İlk olarak toplama aşamasından başlayıp bir sonraki toplama dönemine kadar olan süreci anlatacağım.
Sabah yaklaşık 7-8 gibi tarlada olursunuz.
Öncelikle %60 - %70’lik eğime sahip fındık arazisinde fındık toplamanın zorluklarından biri de olabildiğince düzlük bulup yemek yiyeceğiniz ve oturup istirahat edeceğiniz yeri bulmaktır.
Eğer ki tırpan geç yapıldıysa eyvah deyin! Normal şartlarda zaten zor olan fındık toplamak artık daha zor olmuştur. Bu sebepten diz kapağınıza doğru uzanan otlar sizi karşılar.
Ayağınızı yere basarsanız kaymamak için değişik şekilde durursunuz, dalı kırmamak için iyice değişik pozisyonlara girersiniz. Bu durum sonunda bel ve kol ağrısı yanında gelen cabasıdır.
Neden kendinize zarar veriyorsunuz ki ağaca zarar verin derseniz; Öyle bir şey yok zaten hassas olan dallar kırılır veya bükülüp güneşi az alırsa seneye verimsiz geçer.
Tamam, artık durabiliyorsunuz şimdi kovanızı sabitlemelisiniz, sabitlendi bir iki derken topladıklarınızı kovanıza ya da tenekenize dolduruyorsunuz.
Toplama süreci boyunca kova/ tenekeniz sizden ayrı bir şekilde bağdaşmış uzuv haline geliyor. Tarlada yanında kova veya teneken yoksa sen bir hiçsin başkasıyla toplamak zorunda kalırsın.
Her koparışınızda sırtınızdan aşağı inen daldan gelen tozlar sırtınızı kaşındırır saçınızın aralarına girer, herhangi bir yerinize örümcek, karınca, pis kokulu yeşil böcek, kene ve bil mum her şekilde rahatsızlık verebilecek böcekler düşer. Bu böceklerin arasında ki en illetli olan kenedir eğer ki keneyi fark etmezseniz sizi 10 gün içerisinde öldürebilir.
Bir fındık ağacını bitirdiniz diyelim (ocak bitirmek) Topladığınız ocağın içini ve etrafını toplamak için yere eğilirsiniz. Burada sizi iki güzel seçenek beklemekte ya yere oturup ya da dizinizin üzerinize yüklenip yeri toplarsınız.
Yerde gördüğünüz fındığı almak için elinizi uzatırsınız ama öyle kolay almak var mı? Yok, diken, ısırgan ya da can yakan otlar elinizle temas halinde olurlar. Eldiven takarsanız sadece eldivenin üst tarafından dikenler zarar verebilir ya da etrafınızda kestane ağacı varsa oradan düşen kestaneler günde en az bir defa mutlaka size batar.
Olan zorluğa rağmen ocağın etrafını da topladıysanız bir sonra ki ocağa yine aynı zorlukları yapmaya devam edersiniz.
Ama bir yerden sonra iyice kirlenmeye başlayan tırnaklarınızı ne kadar kısa kesseniz de içi pislik dolar.
Topladınız, çuvala boşaltınız paydos vakti geldi.
Genellikle öğlen vakti seçilen düzlüğe sofra kurulur getirilen şeyler dizilir. Herkes sofraya istisnasız gelir ve ne varsa herkes yer çünkü hayır deme lüksünüz yoktur.
Dallardan tozlar bazen yemeğin, çayın içine düşer bunlar vücuda lazım dersiniz ya da görmezden gelip yemeğinizle beraber yenir. Ama ben dikkat ederim derseniz görebildiğinizi ayıklayıp yersiniz. Bu öğle yemeği yazıyla tarif edilecek bir şey değildir en güzel en huzurlu en iştahlı yenilen yemektir. Çünkü 7 saattir çalışıyorsunuz.
Yemek bitti tekrar toplamaya devam aynı zahmetle aynı toza böceğe rağmen devam. Çünkü bu zahmetin sonunda bir kazanç beklentiniz var.
Bazen şaşırmış ya da genel tabirle kör yılanlar olur. Bu yılanlarla karşılaşmak sürpriz değil, bir olağan akış aslında. Umulmadık bir anda karşınızda görürsünüz veya üstüne basmışsınızdır. Bu durumla karşı karşıya kalan kişi bağırınca herkes yılandan haberdar olur ve tecrübeli kişi tarafından gereken yapılır.
Mesele ben; Fındık faresini dalda yuvasıyla beraber gördüm. Hınzır ve bakir hınzırı gördüm. En heyecanlı kısım geliyor; ayının bizzat kendisini görmesem de bırakmış olduğu izleri ve yediği kabukları gördüm. Ayının bulunduğu tarlada fındık toplanırken ya birkaç el silahla ateş edilir veya öğleye kadar tenekeye sopayla 15 dakikada bir vurursunuz.
Günün sonuna doğru bir yer belirlenir. Bu yer belirleme büyük bir motivasyon kaynağı olarak gücünüzü toparlamaya yardımcı olur, süratle toplarsanız.
Evet, fındık toplama bitti şimdi çuvalların ağzını bağlar ve gücünüz varsa çuvalı tek başına omuzlanıp kaldırırsınız ama aynı omuza 3 defadan fazla yük bindiremezsiniz diğer omuza geçersiniz ve traktörün geçeceği yere taşırsınız.
Römork ya da araçla artık eve dönme vakti gelmiştir.
Eve geldiğinizde yere muşamba serilir çuvallar boşaltılır ve karıştırılır.
Banyoya girersiniz her yerinizden kir akar saçınızı tırnaklarla kazırsınız anca temizlenirsiniz.
Banyodan sonra gelen yorgunlukla koltuğa uzanır ve yatmaya yakın ayaz olursa zarar görmesin diye başka bir muşamba ile fındığın üzeri örtülür.
Sabah, bazen kahvaltıdan önce veya tarlaya gitmeden önce üzeri tekrar açılıp karıştırılır.
İŞÇİ TUTMANIN MALİYETİ
Eğer fındık toplama işinde aile bireyleri olarak yetişemiyorsanız o zaman işçi tutmanız lazım.
4 işçi çağırdığınızı düşünelim, kişi başı ücret 100 lira desek ve çok iyi çalışırlarsa 4 günde biter dersiniz ve size şöyle bir tablo çıkar;
4x100=400 (4 kişinin günlük ücreti)
400x4=1600 (4 kişinin 4 günlük ücreti)
Tarlayı bitirdiniz Allah’a şükürler olsun şimdi ise biraz daha sakin yaşantıya geçersiniz.
Belki bir gün dinlenirsiniz. Ama artık fındığı günde 3-4 sefer karmaya başlarsınız yanıp kuruyup gram ve kalitesi düşmesin diye. Böyle ince hesaplar yaparsınız emeğininiz belki de bir nebze olsun karşılığını ufakta olsa fazla alabilmek için.
Dinlenildikten sonra ki gün sayıca az ama daha kuvvetliler seçilerek tarlaya gidilir.
Aynı fındık toplama meşakkati devam etmektedir ama;
Başak yaparsınız (biten tarlayı tekrar toplamak; yerdeki ve ağaçta kalanları toplama) başak yaparken bir yandan;
Ocağın içinde ki fideleri, verimliliği azalmış dalları belirli şekilde kesersiniz. Kesilen dalları öyle ulu ortaya bırakamazsınız dalları bir kenara güzelce dizersiniz.
Bu dal kesim işimi fındık toplanırken de çok göze batanları kesip kenara yığdırılır.
Bu aşamadan sonra patoz sürecinin zahmeti başlar. Burada sizlerin vaktini almak istemiyorum. İnternetten fındığın patoz sürecini izlemeniz yeterli olacaktır.
BİR SONRAKİ HASAT DÖNEMİNE HAZIRLIK
Yılın 1 ya da 2 döneminde gübre atılır bu gübrelerde öyle ucuzda değildir.
Bu 2 dönemin arasında genellikle olmasa da tarlaya tırpan yapılır.
Zaten bir önceki toplama döneminde kazandığın (!) parayı bir sonra ki dönemin verimliliği artsın diyerek örnek;
Tırpanı da bir defada yaptırdık dersek (bu pek muhtemel değil de) Tırpancı en az 1000 liradan başlıyor.
Gübreyi bir defa attığını hesap edersen çuval başı gübre 70 lira ediyor tarlaya yayınca ortalama 1000 lira ediyor.
Sadece arabayla gidip gelirsen 300 lirayla akaryakıt parası
4 tane 4 günlük işçi parası 1600
30 gün boyunca görünmeyen 500 liralık masraf dersek iyi niyetli hesaplamalarla bütün her şey;
4400 lira
1 tonluk fındığınızın olduğunu hesaplarsak kilo başı 15 liradan hesap edilince 15000 lira eder
15000-4400=10600 lira bu parayı da 12 aya bölerseniz
16000/12=884 lira ediyor
İşte fındık aslında pahalı değil aksine ucuzdur çünkü;
Maddi olarak; Tarlaya gitmek, geri dönmek, tırpanın mazotu, en iyi ihtimal 2 günde bir en az 4 kişi için akan su (odun parası /doğalgazı ilave etmiyorum), Patoz ücreti, işçi ücreti yüktür.
Manevi olarak; Her uyandığında bel, kol, bacak ağrısı gün boyu eşlik etmesi, yorgunluk, toz toprağın içerisinde kirlenmek, senin uyku mahmuru tarlaya hazırlanman. Hükümetin fındık fiyatını ucuz tutması, tüccarında biraz daha aşağı fiyattan alması üzer.
Bu iki sebep içeriğinde eksiklikler bile olmuş olabilir ama fındığı satın aldığınız fiyata satıldığını düşünmeyin. Yaşanılan sıkıntı ve zorluk küçümsenecek bir şey değil.
O nedenle hükümet üreticiyi tüccara kurban etmemeli çünkü veresiye yapılan işler vakti gelmektedir ve bundan haberdar olan tüccar bu durumu kendi fırsatına çevirip ucuza alıyor. Üreticiden alınacak olan fındık alım ücretinin takipçisi olmalı. Aksi halde ilerleyen yıllarda fındık üretiminin bölgelerde tekele dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.
*Fındık iki yılda bir verimli olan meyvedir.
Ahmet Fatih AKKAŞ
İletişim:
Twitter; Ahmetfatihakkas
İnstagram; ahmetfatihakkas
Facebook; ahmetfatihakkas
E-Mail; [email protected]