Kontrol nedir,
Kontrol bizde mi,
Kontrol edebildiklerimiz var mı,
Kontrolsüz yaşam olur mu,
Kimlerin kontrolü altındayız?
Yukarıda bulunan sorulara nasıl cevap verdiniz? Birilerini kontrol altında mı tutuyorsunuz veya birilerinin kontrolü altında mısınız?
Bana kalırsa ne kadar çok mal varlığınız ya da ne kadar az mal varlığınız olursa olsun, çok arkadaşınız ya da az arkadaşınız olsun, bir taraftan kontrol altında tutmaya çalışıyorlar.
İşçi olan müdürü tarafından kontrol ediliyor
Müdür patronu tarafından kontrol ediliyor
Patron şirketini büyütmek için kredi çektiği bankası tarafından
Banka altın gücünü kim elde ettiyse onun tarafından kontrol ediliyor.
Biraz da teknolojik açıdan düşünelim;
Araba kullanmayı bırakabilir miyiz?
Bilgisayarı, telefonu, tableti, televizyonu kullanmayı bırakabilir miyiz?
Büyük şirketlerde kullanılan havalandırma sistemlerini ya da evimizde kullandığımız kombi, klimayı bırakabilir miyiz?
Kimlik numaralarımız üzerinden oluşturan, sistemin sağladığı sanal güvenliği bırakabilir miyiz?
Hastanelerde bilgilerimizin saklanmasına, verilerin depolanmasını kimlik numaramızı girdikleri gibi süreci başlatmalarına izin vermeyi bırakabilir miyiz?
Günlük hayatta sıkça kullandığımız buzdolabını, fırını, bulaşık makinesini ve çamaşır makinesini bırakabilir miyiz?
Hızlı şekilde ulaşımımızı sağlayan uçakları, hızlı trenleri, metroları, metrobüsleri bırakabilir miyiz?
Otomatik ışıklandırma sistemlerini bırakabilir miyiz?
Otomatik musluk sistemlerini bırakabilir miyiz?
Makineleri bırakabilir miyiz?
Birçoğunu bırakamayız, zaten bu saydıklarımı bırakmak anlamsız olur. Bunlar hayatımızı kolaylaştıran ürünler. Ancak bu ürünleri üretenlerin hareketlerimizi izleyebilecekleri, yorumlayabileceği analizlerini yapabilecekleri yazılımları da içerisine eklemesi rahatsız etmiyor mu? Bu da bir kontrol çeşidi sayılır.
Günümüzden biraz benzer örnek vermek istiyorum;
Elektrik, su, doğalgaz borcunuzu ödemediğinizde sizin kullandığınız hizmetten aynı şekilde faydalanan vatandaş tarafından kesilir, siz kendiniz açarsanız bir sonra ki fatura döneminde fark edilirse daha büyük yaptırımla cezayla karşılaşabilirsiniz.
Vergi borcunu ödemediğiniz de sistemlerinde bunu biriktirir, sabreder senin işin düştüğünde bu parayı ödemediğin sürece işini halledemezsin.
Üniversiteye başlamadan önce hayaller kurarsın çabalarsın gayret edersin istediğin ya da istemediğin bir alanı kazanırsın burs çıkmadığında sana KYK kredi verir sonra o parayı asıl ücretiyle değil faiziyle ödersin. Üniversite biter iş hayatına başlarsın.
Sabah işine tam vaktinde ulaşmanı sağlayacak uygun bir saate uyanırsın, normalde mesai bittiğinde çıkmak istersin ama işveren kalmanı ister sende kalırsın, ekstra olarak çalıştığın kadar ücretini alırsın ya da almazsın. Geç çıktığın için yorgun argın aracınla ya da toplu ulaşım aracıyla evine gidersin televizyondan ya da telefonundan dizi, film, program açar izlersin. Sabah uyanmak için yatağına gidersin uyursun.
Hafta sonunu kendine ailene ayırabilmek için iple çekersin. Hafta sonu olduğunda eğlenmek istersin haftanın yorgunluğunu atmak için para harcarsın. Hafta başı olduğunda tekrar harcanan parayı tamamlamak için mesaiye kalırsın krediyle ya da borçla aldığın ev, araba, mülk ve KYK kredisi için zamanla seni yoran ve heyecanı kaybettiğin işinden ayrılmayı gözünün önüne alamazsın. Bir gün emekli olursun başka bir günde ölürsün.
Geçmişten bir örnek vererek bitirmiş olalım;
Köle olarak bir gemiden indirildin seni ve birkaç düzine köleyle duvara dizerler.
Şansın varsa sana sahibini seçme hakkı verirler, sahibin seni alır kalacağın yeri ne iş yapacağını anlatır nasıl olacağını tarif eder ufak tefek kırbaç ya da sopa yemeleri saymazsak her şey yolundadır aslında. Sabah uyandın efendinden azar yememek, şiddet görmemek, öğününü kesmemesi için hızla toparlanırsın işleri olağan hızınla tamamlarsın kafanda buradan belki kurtulduğun günü hayal edersin, sahibin sana yemeğini verir mola vereceğin saatleri sana söyler sende kurallara uyarak o vakitler içerisinde dinlenirsin. Para vermez belki seni alışveriş için dışarı gönderirse, efendinin istediklerini ucuza bulursan kendine birkaç kuruş bırakabilirsin. Bütün günün yorgunluğu ile gökyüzünü hasretle seyredersin ve uyursun. Uyanırsın tekrar sana verilmiş alan içerisinde ki yaşantına devam edersin artık dünya senin için orası olmaya başlamıştır. İş tutamamaya başladığında ya öldürülürsün ya da ölümün sağladığı özgürlüğü yaşarsın.
Acaba bizler bugünün modern köleleri miyiz?
Siz değerli okurlara dört örnek vermek istedim.
Elbette kontrolsüz yaşamda mümkün değildir. Bir başkasının evine giremezsin, bir ülkenin topraklarına izinsiz giremezsin, parmağını ateşe götürünce beynin daha fazla yaklaşmasına izin vermez. Kontrol hayat standartlarımızı yükseltmeli, bir başkasının hayat kalitesini yükseltirken diğer yandan bir başkasının hayat kalitesi düşmemeli.
Kontrol mevcuttur bize sözde sunulan seçimlerin tamamı manipülasyondan, illüzyondan ibarettir. Bu seçimlerin iki ihtimalle doğuracağı sonuçlar vardır.
Gerçeklik algımızı kaybettik, kontrol bizdeymiş gibi hissediyoruz. Yoğun bir reklam bombardımanı altındayız, ihtiyaç olmayan şeyleri ihtiyaç olarak görüyoruz. Temel ihtiyacımız olanları da kendimizin tasarladığı makine/robot tarzı ürünlere vererek bizlere hizmet etmesini sağlayarak işlevselliğimizi düşürüyoruz, sonra vay efendim robotlar şöyle, makineler böyle demeye hakkımız yok. Artık çalıştığımız para kazandığımız yerlerde şiddet, ceza gibi yöntemler uygulanmasa da modern hallerini yaşıyoruz. Spor salonları iş yerlerine ait oluyor. Çalışanlara indirimli fiyat adı altına sunuluyor, yemek yediğimiz kahve içtiğimiz alanlarda çalışma yerlerine uzak değil. Sanki yaşamımız ev ve iş yeri arasında tasarlanmış gibi değil mi?
Para kazan, geçici mutluluğu hisset, kazandıklarını da benim sahip olduğum yerlerde harca.
Ben burada lüzumsuz eleştiri yapmak ya da sorunu büyütmeye çalışmıyorum.
Her birimiz kendimiz için oluşturduğumuz seçenekleri, tercihleri değerlendirelim. Bir başkası bize fırsat sunmayabilir ya da gerçekliği göstermeyebilir. Demiyorum ki istifa edelim, tam tersi sistemin bir çarkı gibi kendimizi gösterelim. Sistem çalıştıkça sistemin yukarısına doğru yükselip bildiğimiz yanlışları gerçeklerle değiştirelim. Vakti gelmeden çarkın dişlerini kırmaya kalkarsan başaramazsın sistem seni yer yok eder. Modern kontrollü kölelikten, kurtuluşumuz olduğunda çok sancılı süreçler geçireceğiz. Para tedavülden kalkacak, iradesi zayıf olan ya da artık dayanacak gücü kalmayanlar hırsızlık yapacak belli bir zaman sonra toplum kendi kendini şekillendirerek takasa geçecek. Suyu, elektriği, doğalgazı o dönemin gücünün tabiriyle kaçak kullanılacak, insanlar vahşice davranmaya hayatta kalmaya çalışacak, sağlam temellerin üzerine oturtulmayan sistemin sonuna gelmek üzereyiz. Umalım ki sistemi bizden birisi çöküşünü sağlasın da sancılı dönemlerimiz biraz daha hafif ve kolay geçsin.