Günümüzün en büyük hastalığı bilginin bilgisizliği, evet daha önceden bu terimi belki de duymamış olabilirsiniz ama mutlaka bu konu hakkında benzer düşünceye sahip olmuşsunuzdur. Açıklamak gerekirse büyük bir bilgi yığınları içerisin de kaybolduk ve bu kadar bilgi içerisinde boğuluyoruz. Örnek vermek gerekirse bizim yaşamımızı idame ettirebilmemiz için günlük içmemiz gerek su miktarı vardır. Gerektiği kadar su içmezsek susuzluktan ölürüz, fazlasıyla su içersek komaya girilir ve karşımıza su içmezsek başımıza gelecek olan durumla baş başa kalırız. Deniz de olduğumuzu düşünürsek yüzme bilmiyorsak boğulur ve ruh bedeni terk eder. Aynı günümüzde de verdiğim örneklerle birçoğu insanlar karşı karşıya, kim bilir arkadaşımız, ailemizden veya camide aynı safta olduğumuz bir kimse.
Telefonumuzu açıyoruz bir kaç tıkla sosyal medya denen illetle beraber bizlere ister istemez bilgi yığılması başlıyor. Aslına bakarsanız sosyal medya denilen unsur bizi gerçek hayattan ve asıl sosyal yaşamdan uzaklaştırarak asosyal bireyler haline getiriyor, uygulamayı kapattığımızda sanmayın ki bilgi akışı bitti, beynimizde hala süreç devam ediyor işleniyor önceden bildiklerimizle yenileri karşılaştırılıyor sonra beynimiz bu işlemleri sürdürürken başka bir sosyal medyaya giriyoruz yenileri geliyor sürekli bir halde yığınla. Ama şunu bilmeliyiz ki beyin belli bir yerden sonra bu işlem sürecini durduruyor, hazır olarak alındığı için ve bilgi ederken herhangi bir anı yaşanmadığından dolayı kaynaksız bir depolama olması sebebiyle bizi sürekli aslında öğrendiğimiz zannettiğimiz şeyi hatırlamaya çalışıyoruz, bir bakmışız yok kendimizi en son umut olarak nereden okuduğumuzu hatırladığımız yerden aynısını bulmaya çabalıyor elde sadece vakit kaybıyla beraber bilgi kirliliği.
Peki ya bilgisiz kalsak? Bizi aynı sonuca çıkarıyor. Lakin işleyiş farklı, bilgisiz kaldığımız da toplum tarafından pek umusranmaya istenerek ya da istenmeyerek itilmiş bir birey olarak kalınır sağlam bir görüşünüz olmaz size mantıklı olanı değil, hoşunuza gideni tipini sevdiğiniz kişinin arkasından ilerlersiniz. Kullanılırsınız, umursanmazsınız ve değeriniz ise müsvedde kağıdı.
Kıvamını tutturmak çok basit. Düzenli bir yaşama sahip olarak kullandığınız her neyse bilinçli kullanıcısı olmak, elde ettiğiniz bilginin mutlaka kalıcı olmayacağını bilmek. İnternette hakikatinde, yalanında birbirine karışık olduğunun farkına varmak. Sahip olduğunuz fikri her zaman farklı fikirlerle karşılaştırma yaprak her zaman en uygun olanı seçmek. Aslında Kur’an-ı Kerim'in Hucurat Suresi'nin 6. Ayetin de ne güzel değinilmiş; "Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın, birden bire kapılmayın da, açıklama isteyin, araştırıp anlayın dinleyin, fasıktan kaçınmayan yalandan kaçınamaz. Fasıkın karşılığı adildir.” Yaşamımı ve yaşamımızı inşaallah bundan sonra bu şekilde devam ettirir.
Allahaısmarladık...
Ahmet Fatih Akkaş
İletişim: Twitter; Ahmetfatihakkas
Instagram; ahmetfatihakkas
Facebook; ahmetfatihakkas
E-Mail; a.fatihakkas@gmail.com