Türkiye etrafı sularla çevrili yarım ada ülkesi. Ancak sadece sularla çevrili değil, parça parça bırakılmış ateş toplarıyla çevrilmiş şekilde. Batımızdan başlayarak etrafımızı çeviren ateş topu ülkeleri sıralamak istiyorum. Yunanistan, Bulgaristan Karadeniz’in öbür ucundaki Romanya, Ukrayna, Rusya Doğuya sınırında Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak, Suriye yavru vatanın arkasında ise Rum ya da Yunan ne olduğu pek fark etmiyor sonuçta gayeleri apaçık ortada. Haritayı biraz daha küçülttüğünüzde bu ülkelerinde bizimle hududu bulunmayan kesimlerinde aynı kafa yapısında ülkeleri görebilirsiniz. Olası bir savaş durumunu hesapladığımızda hudut müdafaasının zor hatta telaffuz etmek istemediğim, imkansız kelimesine kadar gidebileceğini söyleyebilirim.
Bizleri o kadar çetin pozisyon bekliyor ki, sizlere naçizane olarak tarif etmek istiyorum. Dolar: 4.4, Euro: 4.9 Gram Altın: 174.8 internetten bakılan verilere göre de Türkiye'nin önümüzde ki bir yıl içinde yapması gereken dış borç ödemelerinin toplamı 102,6 milyar dolar, Benzin 6 lira. Vaziyet böyle iken daha fazla araştırmaya gerek olduğunu düşünmüyorum. Bunlar yetmezmiş gibi Erken Seçim denilen şey ortaya çıktı. Peki, bu nereden çıktı neden çıktı diye düşünelim: 2019 seçimlerine daha Bir yıl varken daha fazla bu ekonomik sarsıntılara, sınırımızda yaşanan olaylara, içimiz de barınan hainlere, makam sevdalılarına tepkisiz kalarak genel seçimi bekleyelim? Hepimiz biliyoruz ki ülke gündemimizin sabit bir süreç izlediği söylenemez günlük hatta saatlik çarpıcı gelişmelere şahit oluyor gündem sürekli değişiyor. Bir yıl içerisinde sizce neler yaşanır, nelere şahit oluruz?
Sorunun cevabını Erken Seçim teklifini ortaya koyan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçelinin konuşmasından alıntı yaparak yanıtlamak istiyorum; “... Ancak önümüzde ülkemiz ve milletimiz aleyhine olabilecek bir siyasi gündem ve seçim süreçleri vardır. Bunu telafi etmek lazım gelen önlemleri sorumluluk ve seçim süreçleri vardır. Bunu telafi etmek lazım gelen önlemleri sorumluluk ve şuurla almak siyaset kurumunun ana görevi olmalıdır. Bilinmelidir ki gerekli uyum yasalarını süratle çıkarılmasının akabinde Milliyetçi Hareket Partisi takdir ve tercih hakkını seçimlerin erkene alınması yönünde kullanacaktır...” Bahsedilen süreçleri tahmin etmemek zor olmamalıdır. Şuandan itibaren bütün düşüncelerinizi bir kenara bırakmanızı rica ediyorum. Savaş çıktığı esnada, ekonomik kriz tamamen bizi vurduğunda, ithalat ve ihracat oranları bozulduğunda, dış borçlar arttığında seçim telaşı, partilerin miting masrafı, devletten aldıkları destekleri, vatandaşın kafasının koca koca hoparlörden çıkan seslerle kimin a kiminin b demesiyle bulanması, seçim gününü ne iktidarın, ne de muhalefet partilerinin hükümlerinin bulunması sonucunda aleyhimizde ilerleyen süreçler süratle artan bir şekilde aleyhimize işleyeceği aşikardır. Örnek vererek sonlandırmak istiyorum. Vücudumuzda bulunan zararlı kistin alınması için doktor size iki tarih sunuyor ya bir yıl sonra ameliyat olacaksın bu kistten kurtulacaksın ya da 2 ay sonra ameliyat olarak kurtulacaksın deniyor, peki hangisini seçerdiniz?
Umarım bu erken seçim olumsuz sonuçlar çıkartmaz, gebe olan savaş sürecinde akıllı hareket etmeyi, ekonomiyi düzenlemeyi, ülkeyi rayına oturtmayı, makam sevdalıların enselerinden tutularak atılmasını, vatandaşın refahının artmasını sağlar. Siyasetçilerin vatandaşın onlara verdiği yetkilerle bizim aleyhimize hareket etmez, başkaları adına çalışmazlar, umarım!
“Siz ne halde iseniz başınıza o şekilde idareciler gelir” Yüce Allah hakkımızda her şeyin hayırlısını nasib etsin. Vesselam...
Ahmet Fatih Akkaş