A veya B medyası diye ayırmaya gerek yok. Tarafsız medya yalanına inanıyor musunuz bilmem ama ben bu yaşımda böyle bir olgunun olduğuna inanmıyorum. İktidar veya muhalefet yanlısı medyalar gerçekten habercilik mi yapıyor yoksa menfaatlerini mi koruyor?
Türk Dil Kurumu tarafından “medya” kelimesinin iki anlamı bulunmakta;
1. İletişim ortamı.
2. İletişim aracı.
Kısacası bizim iletişim unsurlarımızdan bir tanesi.
Peki, medya nedir, medya amacına hizmet ediyor mu, medyanın bir amacı var mı, medya kontrol altında mı?
Bu tip sorulara kendi bakış açımdan cevaplamaya çalışacağım.
Medyanın mutlaka amacı vardır ve bence bu da doğru bilgiyi, doğru şekilde aktarmasıdır. Ama medya kavram olarak kalmaktadır, amacına hizmet etmemektedir veya ettirilmemektedir.
Görünürde medya patronlarının (iktidar veya muhalefet fark etmiyor) kime yakınlığı, çıkarı varsa oraya hizmet etmekte. Oluşturdukları fikirleri, hizmet ettiklerine pazarlamakta, pazarlama karşılık bulunca hizmetin dozu artmakta ve bu artan dozun düzeyinde karşılığın da artmasıyla iğrenç bir kısır döngüye giriyor.
Taraflı haber artıyor, cebe giren para artıyor, birbirine nefreti arttırılın kişi sayısı artıyor.
Ama zannetmeyin bu iktidar ve muhalefet açısından medya refahı devam edecek. Hayır, bir gün tıkanacaklar ve artık vatandaş kölelik medyasını izlemeyi, okumayı bırakınca bu düzen son bulacak.
Artık şaşırıyorum, ana haberlerin ne duruma geldiğini çözemedim. Gelin hep beraber bazı kesitleri inceleyelim;
Ünlü bir şarkıcı ilahi söyleyecekmiş onun haberi,
Black Friday/Muhteşem Cuma/Efsane Cuma haberi,
Şu yiyecek denilince neresi akla gelir,
Bilmem hangi ünlünün evi yıkıldı,
Çiğköfte festivali,
İlginç haberler adı altında gereksiz videolar,
Balkonda Mahsur kaldı,
Genç kız Taksim’i ayağa kaldırdı,
Konyalı sürücüye İstanbul’dan ceza,
Sınıfı boks ringine çevirdiler,
Patencinin feleği şaştı,
Ünlü dansçıdan erik dalı ve kuzu kuzu dansı,
Kar sezonu başladı şuraya buraya kar yağdı,
Uçan pazarcı,
Yol kesme rezaleti uzun uzun,
Damak çatlatan sokak lezzetleri,
Hatasız parkur performansı,
Cennet adası Bali,
13 günde 11 hırsızlık,
Lunaparkta kaza,
Soğuk hava iştah açıyor,
1 milyon 250 bin liralık şarkıdan payımı alamadım,
Tsunami gibi dalgada sörf,
Bunlardan uzun uzun bahsedildi ama benden, senden bir parça haber yok. Uyutma ve uyutulma üzerine saçma sapan haberlerle geçen zaman dilimi geldi gitti.
Birde sadece bu lüzumsuz haberler yetmezmiş gibi “kameramıza şöyle yakalandı” , “kameralara yakalandı” , “kameralara yansıyan o görüntüler” gibi aynı haberdeki videoyu defalarca gösteriyorlar. Eğer ki haberde gerekli görüntü unsurları yoksa “bunları söyledi” , “işte konuşmada dedikleri” , “konferansta söylenenler” gibi çeşit çeşit birbirine benzer saçma sapan cümleler kurarak aynı şeyi izletip zaman doldurmaya ve önemliymiş gibi aktarmaya çalışıyorlar. Haber bulamadıklarında hayvanlar âleminden ve yabancı ülkelerden saçma haberleri toparlıyorlar.
Gelelim internet medyasında tık tuzağı yaparak önemsiz haberin başlıklarını öyle bir değiştiriyorlar ki okumadan olmaz hissine kapılıyorsunuz. Bunun diğer versiyonu da önemli haberi foto galeri haline getirip birer cümle yaparlar 10 – 15 tane fotoğraf doldurup insanı bezdirmekteler.
Gazetelerde zaten öyle bir farklılık yok bir tarafın gazeteleri ile diğer tarafın gazeteleri aynı.
Ama artık bu durumunda kilit noktaları yavaş yavaş kırılmaya başladı. Yeni televizyon kanalları, yeni yayın hayatına başlayan haber siteleri ve kanallar. Tabii ki yine kusursuz bir medya ile karşı karşıya değiliz ama kötünün iyisi de iş görür şimdilik.
Medya kontrol altındadır ama ne iktidar ne muhalefet partileri tarafından kontrol edilmektedir.
Allah bizlerin en kısa süre içerisinde, gerçek medya ile karşılaşacağımız günleri nasip etsin.
Ahmet Fatih AKKAŞ