Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulu Hakan Abdülhamid Han'ın yaptırmış olduğu Yıldız Hamidiye Camii'ni kısa sürede restore ettirerek ibadete açtırdı. Açılış konuşmasında genel olarak "İslam ve vatanın bütünlüğü korunduğu sürece bize vurulmaya çalışan her darbenin savrulduğuna, savrulacağına" değindi.
Buna delil olarak 15 Temmuz'da ki milletimizin kahramanlığını örnekleriyle anlattı.
Peki Yıldız Camii'nin kısa sürede restorasyon edilmesi, bu camiden daha eski olan ibadethaneler varken bunun yapılması, camiyi yaptıranın Abdülhamid'in olması, açılış konuşmasında İslam ile vatanın bütünlüğüne değinmesi ne gibi mesaj veriyor ve kime mesaj veriyor?
Yıldız Hamidiye Camii'ni 2. Abdülhamid tarafından yaptırılması günümüzde restorasyon önceliği sağladığını düşünüyorum. Çünkü günümüzdeki siyasi ve diplomatik krizlerin 2. Abdülhamid zamanıyla uyuşuyor olması.
Mesela Temmuz 1906’da dış güçlerden beslenen gazeteler Osmanlı ordusunu Sultana karşı darbeye kışkırtırken, 2003’de muhalif gazeteler mitinglerdeki ordu göreve pankartlarını haber yaptı.
Mart 1898’de “Abdülhamid toprak satıyor” şeklinde haberleri manşete taşırken, 2004 Nisan’ında “AK Parti toprak satıyor” haberi 1. sayfadan verildi.
Son örnek olaraktan Mayıs 1897’de Sultana karşı ayaklanmayan halk için gazeteler “tembel millet” yakıştırması yaparken, 2007’nin çeşitli aylarında muhalif yazarlar ve gazeteler Recep Tayyip Erdoğan’ı seven ve oy veren halk için “Bidon kafalılar, Göbeğini kaşıyan Adamlar, ve oy veren çobanlar” şeklinde yakıştırmalar yaptı.
Bir diğer unsur ise onun zekasıyla hareket edileceğinin göstergesidir. Restorasyonun kısa sürede tamamlanması bu mesajın daha erken verilmesini sağlamak ve bu zekaya kısa bir süre içerisinde kavuşacağımızın göstergesidir. Açılış konuşmasında vatan ile İslam'ın bütünlüğüne değinmesi İslam ülkelerine öncülük edeceğine ve İslam ile bütünlüğümüze darbe vurulamayacağına bu sayede şer güçlerin Allah'ın izniyle her zaman bertaraf olacağına değinmiştir.
İnşallah bu vermiş olunan mesajın doğrultusunda daha iyi bir şekilde ilerleriz.
Tekrar görüşmek ümidiyle...
Ahmet Fatih AKKAŞ