Anayasa Sorunlarımızdan Kurtulmak İçin En İyisi Anayasa Yapmamaktır

Süleyman KOCABAŞ

04-02-2021 08:44

Durup dururken “Anayasamızı değiştirmek” yeniden gündeme geldi!... Sık sık yeni Anayasa yapmak, yapılanları sık sık değiştirmek gına getirdi!...

İlk Anayasamızı, Batı’dan taklitçilikle 1876’da  “İngilizci Paşa” unvanı ile anılan paşalardan Mithat Paşa’nın başkanlığında bir heyet tarafından hazırlanarak 23 Aralık 1876’da İstanbul Tophane’den 101 pare top atarak ilan ve bayram etmiş,  bununla bizim de “Anayasal bir devlet” haline gelip “kurtulduğumuz” u  sanmıştık ama,   42 yıl sonra  güme gittiğimizi  bugün pek az kimse idrak eder.

1876’dan bugüne 145 yıldır hep, “Daha iyi bir Anayasa’yı  nasıl yaparız?” la  yatıp kalkıyor, bu uğurda sürekli tartışıyor,  birbirimizi yiyor, hatta adına “yürürlüğe koymak” veya  “rötuşlar yapmak”  veya “yürürlükten kaldırarak yenilerini yapmak için” denilerek  uğurlarına,   uğursuz darbeler bile yapıyor, birbirimizle boğuşuyoruz. Bunların tarihlerini yazarken “Türkiye’de Anayasa Hareketleri” diyoruz, ama, “Anayasa Hararetleri” olduğunun bilincine  bir türlü varamıyoruz. Osmanlıdan günümüze, bu “hararet” uğrunda nice kanlar döktük, nice canlar verdik,  sürüldük, yurt dışına kaçtık, kaçırıldık. “Anayasaları ihlaller”den  idam sehpalarında sallandırıldık.  “İhlal ettik mi, etmedik mi?” hep tartışılır. İdam sehpalarında sallandırılanlar  hep “hainler –kahramanlar” ikileminde değerlendirilir. Bunlar hafızalardan hiç silinmez, “masallar –yiğitlik hikayeleri” olarak hep anlatılır. Bütün bu olup bitenlerden sonra arkamıza dönüp baktığımızda,  “bir arpa boyu” yol almadığımız görülür. Bu “kısır döngü” hep sürüp gider.

145 yıllık bu “müzmin hastalık” tan kurtulmak için benim acizane bir teklifim var: En iyisi    bir Anayasa yapmamaktır…  Anayasasız yaşamak, “tarihin, tarihimizin sonu” demek değildir.

Dünyada 206 devlet ve memleket vardır. Bunların pek çoğunda Anayasa yoktur.  Bunlardan en büyüğü ve en iyi bilineni İngiltere’dir.  Bir İngiliz’e  “Niçin yazılı Anayasanız yoktur?” diye sorarsanız şu cevabı verir: “ Bizim anayasamız, tabi olduğumuz milli kültürümüz, milli ahlâkımız, örf ve âdetlerimizdir” cevabını verir.  Çok doğrudur. Bizimkiler, İngilizlerinkinden çok daha doğru ve çok daha haklıdır.  Bizim için de bunlar ve kanunlarımız ülkemizi iyi idare etmek için yeterlidir.

Tarihimizde Selçuklu ve Osmanlı Devletleri,  birer Anayasaları oldukları için mi çağlarının süper güçleri olmuşlardı? İngiltere, “Üzerinde güneş batmayan imparatorluk” unvanını bir Anayasası olduğu için mi almıştı? Hayır!.., ,Hayır!...

Anayasa, babayasa ile vakit öldürmeyelim!... Şimdilik Anayasamız yerinde dursun, dokunmayalım!... Hasbel kader, uygulayabildiğimiz kadarıyla uygulayalım.   Öncelikle, ekonomimizi  nasıl  düzlüğe çıkarır, nasıl yoluna koyarız, milyonlarca işsiz  gence  nasıl iş, aş, ev ve eş buluruz,   yatıp kalkıp bunları tartışalım, en kısa zamanda bir çözüm yolu bulalım!...

Jeostratejik ve jeopolitik olarak Dünya’nın ayağı altındayız. Rahmetli Sultan II. Abdülhamid, “Atalarımız çadırlarını Avrupa sırtlarının geçit alanına kurmuşlar. Bu yüzden bize rahat yüzü görmek yoktur” demiştir. Haklı söylemiştir. Dünya’da düşmanlarımız pek çoktur.    Cumhuriyetimizin ilanının 98’ inci yıldönümünde bile uçağımızı ve tankımızı yapamadık.  Yine Anayasa tartışmaları, yapımları  ile vakit öldüreceğimiz yerde, bir yıl içinde uçağımızı yaparak nasıl uçuracağımızı, tankımızı yaparak nasıl yürüteceğimizi tartışmalı, bunun için boğuşmalıyız. Yarın ülkemiz, devletimiz elimizden giderse, yapacağınız Anayasa  kimseyi   kurtaramaz.

Bunları yazdıklarından dolayı herhalde beni, “Anayasa’yı ihlal etmek, Anayasal düzene karşı gelmek” ten yargılamazlar; idam etmezler. Eğer idam olunursam,  herkes bana birer el fatiha göndersin rahat edeyim!...

Bilgilerinize ve ilgilerinize  arz ve niyaz ederim.

Yorumlar geliyor:

Hafız Hakkı Hakyemez: Süleyman hocam, gerçeklerle karışık latifeniz için çok teşekkür ederim. Muhabbetlerimle!... Nokta.

Ben:  Bil mukabele ile, hafız kimliğinizle de  hakkımı veren hakyemezliğinize   ben teşekkür ederim efendim!... Nokta.

DİĞER YAZILARI Siyonist İsrail’in Koloniyal Jandarma –Polis Devleti Olarak Doğuşu 01-01-1970 03:00 Harf Devrimi’nden Sonra Gelen Dil Devrimi 01-01-1970 03:00 Harf Devrimi Hakkında İtiraflar Eleştiriler ve Analizler 01-01-1970 03:00 Dil Devrimi Hakkında Yabancı İlim Adamlarının Görüşleri Iıı 01-01-1970 03:00 Yabancı İlim Adamlarının Dil Devrimi Hakkında Görüşleri 2 01-01-1970 03:00 Yabancı İlim Adamlarının Dil Devrimi Hakkında Görüşleri 1 01-01-1970 03:00 Cumhurbaşkanı ve Muhalefet Liderlerine Açık Mektubum 01-01-1970 03:00 Kur’an Yakma Haçlı Saldırısı ve Alınması Gereken Tedbirler 01-01-1970 03:00 İngilizce Gramer Kaidelerinin Türkçenin Gramer Kaidelerini İşgali 01-01-1970 03:00 İslamiyet Arap Kültürü Değildir 01-01-1970 03:00 Enver Paşa ve İttihatçı Liderlerin Kaçışları Ve Enver Paşa Tarihinin Sonu 01-01-1970 03:00 Aralık 1914 Sarıkamış Faciası 01-01-1970 03:00 TBMM’de bir ajan provokatör! 01-01-1970 03:00 Ukrayna Savaşının Amerika’nın Üçünçü Yeni Dünya Düzeninin Yeni Bir “Vekalet Savaşı” Oluşu 01-01-1970 03:00 Sultan ıı. Abdülhamit’in 31 mart olayında rolü meselesi 01-01-1970 03:00 Dört şair ve yazardan Sultan ıı. Abdülhamid hakkında teessürname ve istimdatnameler 01-01-1970 03:00 Yabancı Dilde Eğitim Sömürgecilik - Sosyal Asimilasyon Ve Gençliği Dumura Uğratma Uygulamasıdır 01-01-1970 03:00 İşyerlerimize İngilizce İsimler Vermek İstiklalimize Ve İstikbalimize Aykırıdır 01-01-1970 03:00 DİL EMPERYALİZMİ 01-01-1970 03:00 Türkçenin Korunmasının Milli Beka Sorunu Haline Gelmesi Ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Açık Teşekkür 01-01-1970 03:00 İşyerlerimize İngilizce İsimler Vermek İstiklal Ve İstikbalimize 01-01-1970 03:00 İşyerlerimize İngilizce İsimler Vermek İstiklal Ve İstikbalimize 01-01-1970 03:00 Milli ve dini değerlerimize nasıl dokunuldu? 01-01-1970 03:00 Milli Ve Dini Değerlerimize Nasıl Dokunuldu? 01-01-1970 03:00 Dilimizde Yaşanan İki Büyük Dil Yol Kazası 01-01-1970 03:00 Ortaçağ kimin karanlık kimin aydınlık çağıdır? 01-01-1970 03:00 Türkçenin Yaşatılması Milli Beka Sorunu Haline Gelmiştir 01-01-1970 03:00 Dil Devrimi” İle Gelen Dilimizin Devrilmesi 01-01-1970 03:00 Kemal Kılıçdaroğlu’nun Helalleşeceğim İsteğinden Ürkenler Ve Korkanlar 01-01-1970 03:00 Süleyman KOCABAŞ: Türkçenin İdeolojik Ve Siyas Tercihlere Ȃlet Edilmesi 01-01-1970 03:00 “Dil Devrimi”, “Uydurukça Dil” İle Niçin Ve Nasıl Başladı Ve Atatürk Bundan Neden Vazgeçti? 01-01-1970 03:00 I.napolyon’un Ölümünün 200. Yıldönümü Münasebetiyle 01-01-1970 03:00 Siyonist Yahudilerle Türkiye’nin 20 Yıllık Diplomatik ve Askeri Savaşı 01-01-1970 03:00 Türkiye’de Siyasi Partiler Enflasyonu Ve Trajedisi 01-01-1970 03:00 Hafızamızın Kaybı 01-01-1970 03:00