DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Süleyman KOCABAŞ
Süleyman KOCABAŞ
Giriş Tarihi : 19-05-2021 08:01

Siyonist Yahudilerle Türkiye’nin 20 Yıllık Diplomatik ve Askeri Savaşı

Aziz dostalar, bugün sizlere hem tarih ve hem de  günümüz penceresinden bakarak sesleneceğiz ve yazacağız. Tarihimizin hiç bilinmeyen veya az bilinen önemli bir konusunu aydınlatmaya devam

Siyonizm’in Doğuşu  ve Amacı

       Siyonizm, 19. asrın ikinci yarısında,  doğan ve amacı,  yaklaşık 2000 yıl önce Roma İmparatorluğu tarafından M.S. 135’de yıkılan ve ahalisi Filistin’den dünyanın dört bir tarafına sürülen “Yahudi Krallığı” nı, içinde artık neredeyse  hiç Yahudi kalmamış, “Yahudisiz” (Siyonizm’in doğduğu yıllar  1880’lerin başında kadimden kalma 5 bin Yahudi vardı. 1 milyona yakın nüfuslarıyla burası artık Arapların vatanı olmuştu)  “Vaat Edilmiş Toprak Filistin” de yeniden kuramaya yönelik “vatan bölücü” ve “dünyanın en ırkçı siyasal cereyanı” olarak karşımıza çıkmaktadır. Siyonizm, “vatan bölücülüğü” ile öncelikle Türkiye’yi hedef almıştır. Çünkü Filistin, Osmanlı Devletinin  Şam  vilayetine bağlı, ortalama yüzölçümü 27 bin kilometrekare yönetim merkezi Kudüs olduğu halde  sancağıdır (ilçesi).

                     Siyonistler, 1918’de Filistin İngiliz işgaline uğrayıp kendilerine yeni bir yol açılana kadar, hep  Türkiye’ye ile muhatap olmuşlar, burasının 1920’de  Milletler Cemiyeti tarafından İngiliz manda yönetimine verilince, artık bundan böyle Türkiye devreden çıktığı için İngiltere ve özellikle de  Filistinli Araplarla muhatap hale gelmişlerdir.  Bunları buradan tamamen çıkararak Filistin’e tek başlarına sahip olmak emelleriyle de dünyanın günümüzde bile, en ırkçı ve bu uğurda “kan dökücü” siyasi cereyanı olarak varlığını sürdürmektedir. Siyonizm’in , 17 Kasım 1975’de de Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun kararıyla   “ırkçı bir cereyan” oluşu günümüzde tescillenmiştir.

Siyonist Yahudilerin  Türkiye İle Diplomatik Mücadeleye Başlamaları

                      “Yahudi Devleti” ni kurmak amaçlı  Dünya Siyonist Teşkilatı, 1897’de Viyana’ da oturan Siyonist Yahudi  Theodor Herzl tarafından kurulmuştur. İlk kongresini 29 Ağustos 1898’de İsviçre’nin Basel şehrinde yapılan, kuruluşun  adına “Basel Programı” denilen programı da bu kongrede yapılmıştır. Bunu göre, Filistin’i Yahudilerin “Milli Yurdu” haline getirmek kararı alınmış, İcra Komitesi başkanlığına da Theodor Herzl seçilmiştir. Herzl’in,  “Theodor Herzel’in Bütün Hatıraları” isimli İngilizce yayınlanmış 4 ciltlik hatıra kitabında  geniş olarak anlatıldığı üzere, bunun esasını, sınırları Süveyş kanalından  Kapadokya dağlarına (Orta Anadolu Torosları) kadar olan alanda, o yılarda var olan Osmanlı’ya özerk yönetimleriyle bağlı Bulgaristan Prensliği ve Mısır Hidivliği benzeri, Yahudi  göçleriyle  burada bir “Özerk Yahudi Yapılandırılması” gerçekleştirilecek, Osmanlı Devletinin dağılması halinde bu yönetim “Bağımsız Yahudi Devleti” ne dönüştürülecekti.  Herzl, Sultan II. Abdülhamid’e bu özerklik karşılığı, Osmanlı devletinin Avrupa devletlerine olan 20 milyonluk  borçlarının kendileri tarafından ödenmesini, Ermeni  Meselesi konusunda Sultan’ın desteklenmesi ve lehine propaganda yapılmasını, Türkiye’ye göçlerle  gelecek Yahudi sermayesi ve bilgi birikimi ile onun kalkındırılacağı vb.  tekliflerinde bulunmuştu. Hatırlarında özet olarak bunları anlatılır. 

                    Herzl, Türkiye’ye II. Abdülhamid’in 1883’de koyduğu göç yasaklarının kaldırılmasıyla yoğun Yahudi göçleriyle olacak  bu özerk yapılandırmanın iznini Sultan II. Abdülhamid’den diplomatik temaslarla almak için 1897 – 1902 zaman diliminde İstanbul’a Viyana’dan tam 6 defa geldi ve gitti. Siyonist Yahudilerin emellerini de  Ermeni, Bulgar, Sırp, Arap vb. ayrılıkçılarının   “vatan bölücü” faaliyetleri gibi  “vatan bölücü”  bir faaliyet olarak gören Sultan, bu sefer de Yahudilerden kaynaklanan  devletin başına yeni bir “bela” almamak ve üstelik de “Halifeleri” olması sebebiyle Müslüman  Arapları darıltmamak  için ret etmiş, bu cümleden olarak Herzl’e kesin kararını şöyle bildirmişti:    “ Ben bir karış olsa bile toprak satamam. Zira, bu vatan bana ait değil, milletime aittir… Ben onun hiçbir parçasını  veremem… Benim İmparatorluğum parçalandığı zaman, Yahudiler hiçbir karşılıksız sahip olabilirler Ben canlı bir vücut üzerinde ameliyat yapılmasına razı değilim… (Theodor Herzl,  The Complete Diaries of Theodor Herzl, Volume I,  New York, London , s. 379)

         II. Abdülhamid’den umduğunu bulamayan Herzl, İstanbul’a son geliş tarihi Temmuz 1902’de hatıralarında, “Basel Programı” nı gerçekleştirmeye  yönelik “yeni planlarından” olarak özetle şunlardan bahseder:

       1-Sultan Abdülhamid’in muhalifleri Jön Türklerle işbirliği yapıp onu devirmek suretiyle  onları işbaşına getirmeli. Jön Türk hükümetleri de  onun gibi  bize engeller çıkarırlarsa;

      2- Bu sefer de Osmanlı Devletinin dağılmasını  beklemeli ve hatta dağılması için çalışılmalı, bu dağılmadan bize de Filistin hissesi düşeceğinden devletimizi rahatlıkla kurabiliriz. (Theodor Herzl, Complete Diaries… Volume I, s. 374 ve  Volume  III , s. 1080)

Siyonistlerin  II. Abdülhamid’i Devirmek İçin Jön Türklerle İşbirliği ve Diplomatik Mücadelelerinin Devamı

          Türkiye’de bir rejim değişikliğinden medet uman Siyonist Yahudiler,  “memleketin kurtuluşu için” denilerek Meşrutiyet’i ilan etmek uğrunda  II. Abdülhamid’in “İstibdat” denilen rejimi ile mücadele eden Jön Türklere Herzl’in emirlerine uyarak  bu uğurda aktif destek vermeye başladılar. 1902- 1909 zaman diliminde bu yapıldı. Bu uğurda merkez, içinde 80 bin Yahudi’nin yaşadığı  Selanik oldu. Buraya postu seren Siyonistler, bu Yahudileri Jön Türlerle işbirliğine kazanmak için çalıştılar. İsrailli tarihçi Jacop M.Landau’nun yazdıklarına  göre hizmetleriyle en büyük olarak kazanılanlar şunlardı:  Haham Jacop Meir, gazeteci  Josehp Noar, Nissim Masliyah, Nissim Ruso. Daha büyük   kazanç Yahudi Avukat Emmanuel Karasso (Emanuel Karasu) olmuştu. (Jacob M.Landau  The ‘Young Turks’ and Zionizm: Some  Comment,  The Hebrew University of  Jerusalem, 1983, s. 202). Çünkü, ihtilalci kuruluş İttihat ve Terakki Cemiyeti, onun Üstat-ı Azamı  (başkanı) olduğu  Macedonia  Risorta isimli mason locasının içinde kurulmuş, bunun içinden çıkmıştı. Bu örgüte bağlı  Enver, Resneli Niyazi ve Eyüp Sabi gibi yüzbaşılar, emirlerindeki askeri birliklerle Balkan dağlarına çıkarak  isyan etmek suretiyle Sultan II. Abdülhamid’den Meşrutiyet’in ilanını istediler. İsyanı bastıramayan Sultan, 24 Temmuz 1908’de Meşrutiyet’i ilan etmek zorunda kaldı. Özellikle, Siyonist Mason Yahudi  Emanuel Karasu’nun Jön Türleri tavlayıp emelleri uğrunda onları nasıl kullandıkları, “Türkiye’de Gizli Tarih Gizli Yüzler Gizli İşler” isimli kitabımızda yerli ve yabancı belgelere dayalı olarak bütün ayrıntılarıyla anlatılmıştır. 

     Türkiye’de rejim ve hükümet değişikliğini sevinçle karşılayan Siyonist Yahudiler, yeni hükümet nezdinde Filistin’e Yahudi göçü yasaklarının kaldırılması  için diplomatik temasları ve mücadelelerine  yeniden başladılar.  1904’de Herzl ölünce  yerine David  Wolffsohn geçmiş, Kasım 1908’den itibaren İstanbul’a pazarlık için gelmeye başlamıştı. En sonunda, Hüseyin Hilmi Paşa Hükümetine göç yasaklarını Haziran 1909’da kaldırtmıştı ama, bu ancak üç ay sürebilmişti. Çünkü, Jön Türkler de II. Abdülhamid gibi Siyonist hareketi “vatan bölücü” bir hareket olarak algılamaya ve  görmeye başlayınca, Ağustos 1909’da Sultan’ın göç yasağı kararlarına geri döndüler.

    Görülüyor ki, Siyonist Yahudiler Meşrutiyet Türkiyesi ve  Jön Türk hükümetlerinden de  umduklarını bulamayınca, bu sefer de  Herzl’in “B planı” olarak “Osmanlının dağıtılması projesi” ni I. Dünya Harbi yıllarında  devreye soktular.

Siyonist Yahudilerle I. Dünya Harbinde Savaşımız

        Siyonistler, kendi tarihlerini anlatırlarken hep şunu söylemişlerdir: “I. ve II. Dünya Savaşları hep bize yaradı. Çünkü, bunlardan azami derecede faydalanarak İsrail Devleti’ni kurduk.”

       I. Dünya Harbi’nin sonuçlarından birisi de yenilmesi sonucu Osmanlı Devleti’nin dağılması  olmuştu. Zaten Siyonistlerin  isteği  de  Filistin’e konmak için bu idi. Bu harpte, dünyanın süper gücü İngiltere’ye dayanmayı en iyi politika olarak gören Siyonist Yahudiler, Osmanlı’yı yıkmak için onun safında  I. Dünya Harbine girdiler. Kendileriyle savaştığımız gönüllülerden   kurulu Siyonist Yahudi  askeri birlikleri şunlardı:

       Çanakkale Cephesinde Siyon Katır Alayı: 650 askerden ibaret b u alayın  komutanı Hristiyan  Siyonist Albay John Henry  Patterson idi. Misyonları ile ilgili olarak, “İngilizlerin zaferi bizim de zaferimizdir” diyordu. (William Ziff,  The Rape of Palestine,  Ink Lınks, Paris, 1969, s. 60) Adı geçen alay, 1915 yazında geri hizmetlerde kullanıldı.  Çanakkale’de  60 ölü,  40-50 yaralı verdi. Ardından “Kral Askerleri” yle birleşmek için Filistin’e gönderildi. (Max l. Margolins – Marx Alexander,  A History of the Jews People,  A. Temple Book,   New York, 1972. s. 728).

      Filistin Cephesinde  “Kral Askerleri”: 5 bin kişilik 4 alaydan  ibaret  bunların kurucusu ve  komutanı Rusyalı Siyonist Yahudi  Wladimir Jabotinsky idi. Hatıralarında, “Siyonizm’in tek umudu, Türk İmparatorluğunun yıkılması idi… Filistin’i kurtarmak için öncelikle Türkleri yenmek gerek. Darbeyi Doğu’dan mı, Batı’dan mı vuracağız, bu sadece teknik bir soru. Her cephe, Siyon’a giden yoldur” şeklinde yazar.  (Wladimir Jabotinsky, Sadece Bir Emir Kipi İsrail’i Kur, Çev. Atilla Aşçı,  Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2013, s. 10 ve 24). “Kral Askerleri”, İngiliz Generali Allenby’in emrinde savaşarak Filistin’in Osmanlıdan alınmasına Arap isyancılardan daha çok yardımcı oldular. (Nathan Weinstock, Zionism: False Messiah ,İns Link, Paris, 1969, s.101 ve Ziff, s. 62)

     “Yahudi Sağlık Birliği”: Amerika’da kurularak  Filistin’e sevk edildi. Cephe gerisinde İngiliz askerlerini sağlık hizmetleri verdi.  (H. Mayer Kallen, Zionism and World Politicis A History and Social Psycholgy, Doobleday Pase and Company,  Toronto, 1921, s. 171 – 172).

       Casusluk Hizmetleri:  Filistin ve Suriye’ye yerleşik Yahudiler de İngilizlere “Casusluk Hizmetleri” verdiler.  Kurdukları teşkilatın ismi “Nili” idi. 4. Ordu Komutanı Cemal Paşa, bunları “Yahudi Tehciri” ile Mısır’a göndererek buralardan çıkardı.

İsrail Devletinin Kuruluşu

               I.Dünya Harbi İngilizlerin zaferiyle bitince Siyonist Yahudilere gün doğmuştu. Adı geçen devlet daha 3 Kasım 1917’de harp içinde iken Filistin’i  Yahudilerin “Milli Yurdu” haline getireceğine  “Balfour Deklarasyonu” ile söz vermişti. Milletler  Cemiyeti, Filistin’i 1920’de İngiliz Manda İdaresine  verdi. Bu idarenin himayesinde Filistin’e Yahudi göçleri arttı. Fakat bu yeterli değildi.

        II. Dünya Harbi de Siyonist Yahudilerin “imdat” ına yetişmiş; I. Dünya Harbi gibi onlara yaramıştı.  Bu harp ortamında Almanya’da “Yahudi Katliamları” başlayınca, buradan Filistin’e 650 bin Yahudi’nin göç etmesi , nüfus dengesini  Araplar aleyhine iyice değiştirdi. Siyonist Yahudiler ayrıca, bir kolordu tutarınca  gönüllü askeri birlikleriyle İngilizlere zaferleri  için cephelerde  de yardımcı oldular. Rotchiller gibi İngiliz Yahudi Siyonistler zayıflayan  İngiliz bütçesine  harbi finanse  için büyük paralar akıttılar vb.

       1947’de Filistin’de Yahudi nüfusu Arap nüfusu eşitlenince,  bundan istifade ile  Araplara saldıran Yahudiler   günümüzün “Filistin Meselesi” nin doğmasına yol açtılar. Osmanlı’yı yıkarak yok etmişlerdi. Şimdi sıra Araplarla mücadeleye  gelmişti. Mesele Birleşmiş Milletlere  taşınınca, iki devletli bir bölünme kararı alındı. Filistinli Araplar  bunu tanımadılar. İç savaş daha da  arttı.  Araplar donanımsız oldukları için yenilince, Siyonist Yahudiler, 14 Mayıs 1950’de İsrail Devleti’nin kurulduğunu resmen ilan etiler.

      Bunun ilk cumhurbaşkanı İngiliz Siyonist Yahudi lideri Chaim Weizamnn oldu. Başbakanlığına da Türkiye’li  Siyonist Yahudi David Ben- Gurion atanmıştı. Weizmann, hatıra kitabında, devletlerini  kurmaları karşılığı, Ortadoğu ve Süveyş kanalı bölgesinde “İngiltere’nin Jandarması devlet” olduklarını kabul ettiklerini açık açık yazar. (Chaim Weizmann, Trial and Error, Happen and  Brothers Publishers, New York, 1949, s. 149)

Siyonist Yahudiler ve İsrail’in Türkiye İçin  Yeniden Bir “MİLLİ BEKA MESELESİ” Haline Gelişi

     14 Mayıs 1950’de “Küçük İsrail” kurulunca, bununla sınırlı kalmayacak, Siyonizm’in yeni amacı “BÜYÜK İSRAİL” i kurmak olacaktı. Zaten, 1967  ve 1973 İsrail-Arap Harpleri  bunun için yapıldı. Zaferi İsrail kazanınca, topraklarını  Süveyş kanalına kadar kazandığı topraklarla da  iki katına çıkardı. Bu da yeterli değildi. Theodor Herzl’in gösterdi hedef, “Kapadokya dağları” na kadar uzanılarak “Büyük İsrail” kurulmalıydı. Bunun için de Osmanlı gibi “Türkiye zayıflatılmalı”  ve giderek parçalanmalıydı.

       Bu uğurda 1978’de CIA-MOSSAD ikilisi tarafından PKK’nın kurulması tam bir dönüm veya kırılma noktası oldu.2017’de İsrail Genelkurmay Başkanı Yardımcısı  Yair Golan, “PKK biz hizmet ediyor” itirafında bulundu. (Yeni Şafak,  13 Eylül 2017)     Anlaşılan, İsrail’i kurmak için  Osmanlı’yı dağıtan Siyonist Yahudiler, bu sefer de “BÜYÜK İSRAİL ” in önünde “EN BÜYÜK ENGEL” olarak gördükleri Türkiye’yi de “parçalayıp güçsüzleştirmek” suretiyle emellerine ulaşmak istiyorlar. Bu sefer zafer bizde kalacaktır. Cumhurbaşkanımız  Recep Tayyip  Erdoğan’ın Mayıs 2021 Kudüs –Filistin olayları sebebiyle, “Terör ve Soykırım Devleti” denilen İsrail’i  durdurmak için    dünya liderleri arasında  en çok “çırpınan” lider olması,    herhalde adı gecen milli beka meselemizden  kaynaklansa gerektir.

NELER SÖYLENDİ?
@
Süleyman KOCABAŞ

Süleyman KOCABAŞ

DİĞER YAZILARI Siyonist İsrail’in Koloniyal Jandarma –Polis Devleti Olarak Doğuşu Harf Devrimi’nden Sonra Gelen Dil Devrimi Harf Devrimi Hakkında İtiraflar Eleştiriler ve Analizler Dil Devrimi Hakkında Yabancı İlim Adamlarının Görüşleri Iıı Yabancı İlim Adamlarının Dil Devrimi Hakkında Görüşleri 2 Yabancı İlim Adamlarının Dil Devrimi Hakkında Görüşleri 1 Cumhurbaşkanı ve Muhalefet Liderlerine Açık Mektubum Kur’an Yakma Haçlı Saldırısı ve Alınması Gereken Tedbirler İngilizce Gramer Kaidelerinin Türkçenin Gramer Kaidelerini İşgali İslamiyet Arap Kültürü Değildir Enver Paşa ve İttihatçı Liderlerin Kaçışları Ve Enver Paşa Tarihinin Sonu Aralık 1914 Sarıkamış Faciası TBMM’de bir ajan provokatör! Ukrayna Savaşının Amerika’nın Üçünçü Yeni Dünya Düzeninin Yeni Bir “Vekalet Savaşı” Oluşu Sultan ıı. Abdülhamit’in 31 mart olayında rolü meselesi Dört şair ve yazardan Sultan ıı. Abdülhamid hakkında teessürname ve istimdatnameler Yabancı Dilde Eğitim Sömürgecilik - Sosyal Asimilasyon Ve Gençliği Dumura Uğratma Uygulamasıdır İşyerlerimize İngilizce İsimler Vermek İstiklalimize Ve İstikbalimize Aykırıdır DİL EMPERYALİZMİ Türkçenin Korunmasının Milli Beka Sorunu Haline Gelmesi Ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Açık Teşekkür İşyerlerimize İngilizce İsimler Vermek İstiklal Ve İstikbalimize İşyerlerimize İngilizce İsimler Vermek İstiklal Ve İstikbalimize Milli ve dini değerlerimize nasıl dokunuldu? Milli Ve Dini Değerlerimize Nasıl Dokunuldu? Dilimizde Yaşanan İki Büyük Dil Yol Kazası Ortaçağ kimin karanlık kimin aydınlık çağıdır? Türkçenin Yaşatılması Milli Beka Sorunu Haline Gelmiştir Dil Devrimi” İle Gelen Dilimizin Devrilmesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun Helalleşeceğim İsteğinden Ürkenler Ve Korkanlar Süleyman KOCABAŞ: Türkçenin İdeolojik Ve Siyas Tercihlere Ȃlet Edilmesi “Dil Devrimi”, “Uydurukça Dil” İle Niçin Ve Nasıl Başladı Ve Atatürk Bundan Neden Vazgeçti? I.napolyon’un Ölümünün 200. Yıldönümü Münasebetiyle Türkiye’de Siyasi Partiler Enflasyonu Ve Trajedisi Anayasa Sorunlarımızdan Kurtulmak İçin En İyisi Anayasa Yapmamaktır Hafızamızın Kaybı
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA