Filistinlilerde bulunan Kudüs’ün Anahtarı… “Elbet bir gün o kapı açılacak ve Kudüs yeniden bizim olacak…”
4 Bölüm halinde Filistin Seyyahı olarak yeni bir yazı dizisi hazırladık. Hazırladık diyorum çünkü çok sevdiğim dostum Sinan Öztekin Bey bu bayram da Filistin’i ziyaret etme fırsatı buldu. Haliyle bu seyahat ile ilgili bolca resim ve bilgi aktardı. Bana da tabi ki bu bilgileri derlemek ve sizlere sunmak kaldı…
Filistin Seyyahı’nın her bir bölümünü okurken sanki Filistin’i gezdiğinizi ve Filistin’de ki havayı soluduğunuzu hissedeceksiniz.
Haydi Başlayalım,
Ya Allah, Ya Bismillah…
Filistin Seyyahı
1….) Filistin doğunun kapısıdır. Yüzyıllarca haçlı saldırılarına uğramıştır. 27 bin kilometre karelik Filistin’in yüz ölçümünün %80’i İsrail işgali altındadır. Filistin toprakları ile bildiğimiz en büyük yanılgımız ise Filistinlilerin bu toprakları İsraillilere sattığı yalanıdır. Aslında satılan çok az bir alandır, Daha ziyade zorla el konulmuş topraklar ve binalar var. Ayrıca zorla zulmederek öldürerek yakıp yıkarak elde edilmiş yerler çoğunlukta. İsrail’de yerleşim alanları olarak çok boş arazi olmasına rağmen Filistin Halkının topraklarına göz dikmiş işgale devam etmektedir. Amaç bu topraklardan Filistin halkını tamamen uzaklaştırmaktır.
Filistin, Batı Şeria ve Gazze olarak anılır. Batı Şeria 3 bölgeye ayrılmış;
Filistin’e ait A bölgesi,
Tampon B bölgesi,
İsrail’in işgalinde ki C Bölgesi.
Filistin peygamberler diyarı. 5000 yıldan beri Orta doğuda Filistin, Egemenlik simgesi olduğundan her dönem işgale maruz kalmış, Kudüs kimin eline geçmişse o dünyada büyük devlet olmuştur.
Filistin tarihi ile Yahudilerin tarihi ise de her dönemde birlikte olmuş…
Hristiyanlar, Hazreti Ömer’in fetih zamanından beri Müslümanlarla iyi ilişkiler içindeler ve Hristiyan nüfusta %5 civarında…
Filistin Seyyahı
2….) İsrail halkı da zannedildiği gibi aslında çok mutlu ve huzurlu bir yasam sürmüyor. Halkın %80’den fazlası yıllardır süren savaş ve mücadeleden bıkmış ve huzurlu bir yasam istiyor. Toprak dertleri kalmamış. Lakin İsrail devletinin politikaları yüzünden Filistin sorunu bitirilememekte. Filistin meselesi sebebiyle İsrail halkının yaşam standartları da bu süregelen savaş ve kaos ortamından dolayı sürekli düşmekte olduğundan dolayı da İsrail halkının büyük bir kısmı artık Barış istiyor.
Filistin halkını ise ikiye ayırabiliriz. Birinci kısım İsrail’e entegre olmuş kısım, İkinci kısım ise davası için ölmeyi göze alabilecek kısım.
İsrail politikalarının Yahudi kesiminde olduğu gibi Filistin halkında da bezginlik oluşturduğu görülüyor. Zira İsrail zulmünü ve baskısını her alanda görebiliyorsunuz.
Mescid-i Aksa da genel selamlaşma Şekli ise Esselamu Aleyküm şeklinde. Müslüman-Yahudi-Hristiyan halk birbirini bu şekilde selamlıyor.
Filistin Seyyahı
3….) İsrail devleti Hazreti Süleyman’ın hazinesini bulabilmek için 1960’lardan beri sürekli kazılar yapıyor. Üstteki resimde kazı alanının hemen ön tarafı ise Ağlama Duvarının olduğu yer. Mescid-i Aksa ve Bati Şeria bölgesini Yahudileştirme isteklerinden biriside bu hazinenin bu topraklarda olması olasılığı. İsrail bu hazineyi kutsal olarak gördüğü için Mescid-i Aksa’nın yıkılıp yerine Hazreti Süleyman’ın sarayını yapma isteklerinden dolayı da sorunlar yaşanmaya devam etmekte. Bu arada Müslümanlar için kutsallık ifade eden Mescid-i Aksa’yı yıkmak İsrail devletinin en mühim meselelerinden bir tanesi…
Filistin Seyyahı4…) Batı Şeria 730 KM’lik utanç duvarı ile kuşatılmış, Yerleşim bölgeleri İsrail Devleti tarafından işgal edilip Filistinlilerin giriş çıkışı engellenmiş. Kudüs çevresine örülen bu utanç duvarı ile Batı Şeria’da ki Filistinliler hapsedilmiş. Filistin’in en verimli topraklarının olduğu bölgede bu alanda. Filistinlilerin girmesi izine bağlı. Filistin halkına ait olan verimli bu bölgeyi İsrail, topraklarına katmış ve resmen işgal etmiş. İsrail, Bölgede yeni yerleşim birimleri kurarak ta işgali meşrulaştırmaya da çalışmakta. Filistin Seyyahı
1920’den sonra bölgeye İngilizler, Yahudileri getirip yerleştirmeye başlamış. Deryasıl köyü Katliamı ile 400 kişiyi öldürdüklerinden dolayı Filistinliler topraklarını terk etmişler. 1948 yılında İsrail devleti kurulmuş, O dönemde ki katliamlarda binlerce Filistinli, İngilizler tarafından katledilmiş. Ve 800 bin Filistinli topraklarını terk etmek zorunda kalmış…
Filistin Seyyahı5….) Dünyanın en derin çukuru olan Lut Gölü de Filistin’dedir. Ve yine bölgeye girmek isteyen Filistinliler İsrail’den izin almak zorundadır. Lut Gölü, Deniz seviyesinin 400 metre altında dünyanın en derin ve en tuzlu bölgesi, Lut kavminin helak olduğu yerde burası…
Lut Gölü üzerinde biraz durmamız gerekiyor;
Lut Kavminin helak olduğu Lut Gölünün kıyısındaki yerlerde hala belirli şehir kalıntıları var ve gerek Yahudiler gerekse Hristiyanlar kalıntıların olduğu bu bölgeye turistik geziler düzenliyor. Hatta bu bölge de Lut Gölüne girerek bir nevi tatil yapıyorlar. Filistin Seyyahı
Peygamber Efendimiz ise bu bölge ile ilgili olarak “Bu bölgeden geçmeyin, Geçmek zorunda kalırsanız da bu bölgeden çıkana kadar yeyip-içmeyin ve biran önce durmadan geçin gidin, Durmayın.” diye hadis-i şerifi bulunmaktadır. Gerçekten de Lut Kavminin helak olduğu bölgeye uzakta olsanız da Lut Gölü çevresine geldiğinizde sizi rahatsız eden ve adını koyamadığınız bir huzursuzluk içinizi kaplıyor. Ruhen rahatsız olduğunuzu hissediyorsunuz.
Lut Kavminin helak olduğu bölgeye turistik seyahatler yapan Yahudi ve Hristiyanlarda nasıl bir etkinin oluştuğunu da Tel Aviv’i anlatırken sizlere tekrar değineceğim…
Filistin Seyyahı6…) Eriha Şehri ise Dünyanın en eski şehirlerinden olma özelliğine sahip. Filistin Seyyahı Eriha, Filistin yerleşim bölgesi. Şehre girişlerde tabelalar ile İsrail halkı uyarılmış ve şehre girmemeleri söylenmekte. Lut gölüne 10 km’lik bir yakınlıkta olan Eriha Şehrine girişte Filistin polisi güvenliği sağlamakta. İsrail Şehirleri ile Filistin şehirleri arasındaki fark bariz bir şekilde görülmekte. Şehir bir Mülteci kampı durumunda. BM gözlemcileri de Eriha’da bulunuyor.
Filistin Şehirlerini Türkiye ile kıyaslamaya kalkarsak eğer, Türkiye’nin 1930-1940’lı yıllarının Anadolu şehirleri gibi diyebiliriz.
Filistin Seyyahı7…) Bölgede müthiş bir Turist akımı mevcut. Lakin bu bölgelerin tamamına yakını İsrail’in kontrolünde ve işin maddi kazancı da İsrail’e akmakta…
Filistin Seyyahı
8…) Eriha Şehri, Filistin’in yamacında bulunuyor. Eriha şehrinde ki Manastırda Hazreti İsa Kudüs’e giderken konaklamış ve 40 gün oruç tutarak Şeytan ile mücadele etmiştir. Şehirden dağa(Manastıra) doğru teleferik ile bağlantı kurulmuş, Teleferiği ise Hristiyan zenginler yapmışlar.
Filistin Seyyahı9….) Selahattin Eyyubi’nin rüyasına binaen, Hazreti Musa’nın makamı olarak Eriha şehri kuvvetle ihtimal rivayet ediliyor.Yine bir rivayete göre de Mescid-i Aksa’yı gören Ürdün tepeleri olduğu söyleniyor. Makam, bakımsızlıktan resmen dökülüyor. Hazreti Musa’nın Allah’a “Benim canımı alacağında Mescid-i Aksa’ya yakın bir yerde al” diye dua edermiş. Bir hadisi şerifte de Kızıltepe civarı işaret edilmektedir ki bu makam da Kızıltepe’nin yakınında bir yerdedir. Filistin Seyyahı
Yahudiler aslında Hazreti Musa’ya inanmamakta ve kabul etmemekteler. Bu sebeple de makam harap ve bakımsız…
10…) Kudüs ve Bati Şeria çevresinde ki çevre yollarında Filistin plakalı araçlar ile İsrail plakalı araçların yolları bile farklı.Filistin plakalı araçlar İsrail tarafına geçtiğinde engellenir ve kontrol noktasında durdurulur.bu bile İsrail’in nasıl bir ayrımcılık yaptığının göstergesi…
Filistin Seyyahı
11…)Kudüs’te Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudilerin mezarlıkları karşılıklı. Zeytin Dağı eteklerinde Yahudilerin mezarlıkları karşısında Müslümanlar ait mezarlıklar ve alt tarafında da Hristiyanların mezarlıkları var.
Cehennem deresinin sonunda Hazreti Meryem’in ve Annesinin mezarı bulunuyor…
Filistin Seyyahı
12…) Ortodokslara göre Hazreti İsa, Zeytin dağında Çarmıha gerildiği söylenirken Katolikler ise bunu kabul etmiyor. Hazreti İsa döneminde Yahudiler, Roma İmparatoruna Hazreti İsa’yı şikayet etmişler ve öldürülmesini istemişlerdir. Son akşam yemeğini Hazreti İsa, Siyon tepesinde havarileri ile yemiştir. Yakup-Yuhanna-Yatus…
Yuhanna’nın hain olduğunu bilmesine rağmen Hazreti İsa tepki vermemiş ve Roma askerleri orada Hazreti İsa’yı tutuklamışlardır.
Hazreti İsa’nın hikayesi Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler tarafından farklı şekilde anlatılıyor. Hristiyanlar ölmediğini suretinin çarmıha gerildiğini söylerken, Yahudiler çarmıhta öldüğünü söylüyor. Müslümanlar ise Çarmıha gerilmeden ölmüştür der. Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerim’de ise çarmıha gerilmediği anlatılmaktadır.
Yahudiler, Hazreti Süleyman’dan dolayı Siyon Tepesi bizim kutsalımız derlerken, Hristiyanlarda Hazreti İsa’nın son akşam yemeğini burada yediği için ve suretinin orada çarmıha gerildiğine inandıkları için kutsalımızdır, demekteler. Siyonizm’in çıkış şekline de burada bakmamız ve en azından Siyonizm söylemi nereden gelmekte buna da değinmemiz gerekiyor…
Filistin Seyyahı Hristiyanlar, Hazreti İsa’yı Roma’lılara jurnalleyinin Yuhanna adlı Yahudi olduğu için Yuhanna’ya “SİYON”,Olayın olduğu tepeye ise “SİYON TEPESİ” demişlerdir. Ve bu söylemi de dünya literatürüne bu şekilde yerleştirmişlerdir. Google’de “Siyon, Siyon Tepesi” olarak arama yaptığınızda çok fazla bir şey bulamazsınız! Sebebi de elbette ki google’nin sahibinin Yahudi olması sakın olmasın!!!
Bir de “SİYONİST” kavramı vardır ki, Bu da tüm Yahudiler için söylenmiyor. İsrail dışından İsrail’e taşınan ve İsrail’de yaşayan Yahudiler için kullanılıyor…