24 Haziran öncesi özellikle son haftaya girerken Türkiye bir çok algı operasyonunun hedefi oldu. Vatandaşın çıldırdığı hatta bu kadar da olmaz dediği anlar yaşandı. Peki bu kadar algı operasyonundan ne amaçlandı?
Öncelikle şunu çok açık yüreklilikle ifade etmek gerekiyor. Ne CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ne de İyi Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener’in bu yarışı galibiyetle bitireceğine hiç kimse inanmıyordu. Hatta bu yarışa girenler ve destekçileri bile seçimin ilk turda biteceğini biliyordu Bir tek CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce seçimin 2. tura kalacağını umuyordu. Umuyordu diyorum çünkü meydanlara zorla doldurulan CHP’li belediyelerden taşınan insanları gerçek taraftarları sanmıştı…
Yurt dışında başlatılan algı operasyonlarını hatırlayalım öncelikle;
F-35 Savaş uçaklarının verilmeyeceği algısı üretildi. Paramız boşa gidiyor bu hükümet ile bir şey olmaz, yeni şeyler söylemek lazım dendi, Arkasından da eklendi! S-400 Savunma sistemi anlaşmalarını iptal ederseniz BELKİ!
Türkiye’nin savunma sistemi seçimin algı operasyonu olarak kullanıldı.Ancak 21 Haziran günü teslim alınan ilk F-35 ile bu algı çalışması darmadağın oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesi durumunda AB ile anlaşmaların sona ereceği ve AB’nin artık Türkiye’yi AB’ye üye olarak almayacağı çalışması yapıldı. Sanki 50 yıldan beri kapısında beklenen AB, Seçimler sonrası ertesi gün Türkiye’yi AB’ye alacakmış gibi operasyonlar düzenlendi. AB’nin hayal olduğunu ve Türkiye’de ki vatandaşların büyük çoğunluğunun AB’ye üyeliği istemediğini bile bile…
Yurtdışı merkezli olup, Yurt içinde ki bazı bankaların döviz üzerinde spekülasyonlarını ve algı operasyonlarını desteklediğini de gördük. ABD Dolarının en az 5,5TL, Euro’nun ise 6-6,5 TL olacağı algısı çalışıldı. Yetmedi sürekli olarak hükümetin piyasaya döviz sürmesi ve faizleri yukarı banda çekmesi sağlandı. Aslında kaybeden ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı ne de Hükümet. Kaybeden sadece vatandaştı ancak öyle bir algı operasyonu çalışıldı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Hükümet giderse bütün bunların hepsi bitecekti!!! Bitmeyeceğini bile, bile…
Yurt içinde ise CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce başta olmak üzere Muhalefetin tüm adayları HDP’nin eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’a destek vererek skandal sözlere imzalar attılar. Demirtaş’ın suçsuz ve masum olduğundan tutunda neden hapis tutulduğuna dair en ufacık bir yasal zeminin olmadığı yalanını seçmenlere sundular. Kaçma şüphesi nedeniyle tutuklu bulunduğunu hapis cezası aldığını sadece üst mahkemenin onay sürecinin beklenmesini yok saydılar. Kürt seçmenin oyunu almak için her türlü şirinliği yaptılar!!!
Hatta Bisiklete bile bindiler!
Cumhurbaşkanı olunca Bisikletle işe gidip gelme algısı bile çalışıldı. Ama işin arka planında mitingden mitinge koşturulurken özel uçaklar kullanıldı. Koruma orduları,Lüks araçlar seferber edildi. CHP seçmeni hemen bisiklete binen ve korumasız Cumhurbaşkanı algısını çalışadursun İsveç eski Başbakanı Olof Palme’nin 1986 şubatında Dünyanın en güvenilir ülkesi kabul edilen İsveç’in başkent Stockholm’de sinemadan eşiyle birlikte çıkarken sokak ortasında öldürüldüğünü bilmezden geldiler. Kaldı ki Türkiye Cumhuriyetinin terörle mücadelesini bilmelerine rağmen. Bu arada Olof Palme cinayetinde PKK’nın da adının geçtiğini ancak kanıtlanamadığını ve faili meçhul cinayet olduğunu sizlere dip not olarak vereyim.
Seçimler bittikten sonra ise Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Cumhurbaşkanını ve Cumhurbaşkanı adaylarını sıkı güvenlik önlemleri ile korumanın şart olduğunu açıkladı. Hatta “Düşünsenize Cumhurbaşkanı Adayının yada Cumhurbaşkanının öldürüldüğünü? Türkiye Kaos’a girer…” sözlerini sarf etti. Ama gelin görün ki Bisikletle işe gidip gelme algısı yapılırken kimse ses çıkarmıyordu!!!
Hazır bisiklet konusuna değinmişken;
Akıllara durgunluk veren vaatlerde duymadık değil. Tüm yatırımları durduracaklarından, Yerli Otomobil’in zaman kaybı olduğundan, 3.Havalimanının gereksiz olduğundan ve bu inşaatın hemen durdurulacağından tutunda İstanbul-Sivas hızlı treninin Sivas’ta sadece göçü hızlandıracağını o yüzden bu yatırımın dahi durdurulacağına varıncaya kadar akla hayale sığmayacak vaatler sıralandı. Sanırsınız ki bu vaatleri yapanlar kağnılarla seçim çalışmalarına katılıyor!
Tüm bunların haricinde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Ak Parti Pensilvanya’da kuruldu algısına bile şahit olduk. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pensilvanya’ya gidip FETÖ Papazından icazet aldığına kadar uzadı iş! Ancak İddiasını desteklediğini öne sürdüğü kitabın yazarı bile kendisini yalanladı.
Son haftaya girdiğimiz de ise iş iyice çığırından çıktı!!!
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yaklaşık olarak 30.000 sandıkta sorun tespit ettiklerini söyledi. İyi de daha seçim bile olmamış ne sorunu bu?! Madem sorun var müdahil olsana!!! Kaybedeceklerini bilenlerin seçimde hile vardı zaten algı operasyonu olduğunu kimse fark etmez zannettiler herhalde…!!! Sandıkları (Seçmen) taşıma işlemi ise sanki insanlara Ak Partiye oyları bastırılacak gibi bir algı çalışması yapıldı. Seçimlerde görüldü ki sandıkların taşıma işlemi gerçekleştirilen yerlerde bile seçmenler özgür iradelerini kullanmış…
Yine CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimler öncesi büyük bir algı operasyonuna imza attığı Man Adası belgeleri de seçimler için kullanılacakken, Yargıdan CHP Liderine üst üstüne yüzlerce bin liralık tazminat cezası geldi. Bunun üzerine CHP Lideri ve CHP yöneticileri her zaman yaptıkları gibi Erdoğan’ın Mahkemeleri algısı üzerine çalıştı. Erdoğan’ın Polisi,Erdoğan’ın Askeri,Erdoğan’ın Yargısı,Erdoğan’ın Sarayı….
CHP Lideri Kılıçdaroğlu ise bu durum karşısında bir üst mahkemeye başvuracağını açıkladı.
Bir de Patates, Soğan işi var ki sormayın gitsin….
Terörle,Dövizle,Darbe girişimi ile istediklerini elde edemeyenler Patates ve Soğan fiyatları ile oynayarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Hükümeti devirecekleri algısına kapıldılar. Buradan aslında çıkardığım en büyük sonuç ise bu algı çalışması yapanların MAKARNA’ya çok fazla geldikleri! Sanıyorlar ki Ak Parti seçmeni sadece Patates,Soğan ve Makarna yer! Allah kimsenin aklını başından almasın
Ve seçim günü her seçimde olduğu gibi Ak Partililer oyları çalıyor algısını çalıştılar….
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin oyunu Yalova’da kullandıktan sonra YSK’nın önüne gidiyorum, ”Bu ülkenin değerli avukatları, 50 bin avukat 24 Haziran günü cübbelerinizi arabalarınızda tutun. Her an sizi YSK’nın önüne çağırabilirim” sözü de boşu boşuna söylenmiş bir söz değildi.
24 Haziran akşamı daha oylar sayılırken Anadolu Ajansı oy sayımlarını verirken CHP Genel Başkanı Bülent Tezcan ekranların karşısına çıkıp genel merkezlerine gelen bilgilere göre seçimlerin 2. tura kaldığını açıkladı. Tezcan’ın bu açıklamayı yaptığı sırada ise tüm Türkiye’de oyların %50’den fazlası sayılmış ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimin galibi olduğu ortaya çıkmıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın “Kendi teşkilatlarımızdan gelen sonuçlara göre…” diye bir cümle kurmuştu. Ancak daha sonra ki açıklamalardan anlaşıldı ki CHP genel merkezine gelen bilgiler tasnif bile edilememişti. Ve bilgiler anlık olarak Anadolu Ajansından alınıyordu…
İyi de neden böyle bir yalana, yada neden böyle bir algı çalışmasına ihtiyaç duyulmuştu?
Bu algı çalışmaları ise kısa bir süre sonra çöktü…
Peki ne zaman?
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin “ADAM KAZANDI.” WhatsApp mesajı ortaya çıkınca…
Hazır Aklımdayken!!!
Suriyelilere oy kullandırılıyor algı çalışması bile yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kazananların oy kullanmaları bile algı çalışmalarında kullanıldı. Seçimlerden önce ise Suriyeliler ile ile ilgili YSK’nın çalışma yaptığı gibi algı operasyonunu CHP Milletvekili Gürsel Tekin çalıştı!!!
YSK ise bu algı operasyonuna yargı kartını açtı….
Evet seçimler bitti ancak Kaos’un Algı operasyonu bitti mi?
Tabii ki HAYIR…
Seçimler bitti ama FETÖ Teröristlerinin ve bazı CHP’li seçmenin Ak Parti-MHP-BBP’nin kurmuş olduğu Cumhur İttifakına hakaretleri bitmedi!!!!
Özellikle Ak Parti seçmenine Makarnacı,Aptal,Cahil yakıştırmaları devam ediyor…
Yeri gelmişken SONAR Araştırma şirketi Başkanı Hakan Bayrakçı’nın, 24 Haziran seçimleri öncesi yaptığı anketlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferini gördüğünü ancak CHP’den gördüğü baskı nedeniyle sonuçları açıklayamadığını hatırlayın lütfen…
Peki bütün bu algı çalışmaları neden yapıldı?
Kaldı ki seçimleri kaybedeceklerini bile bile neden böyle tehlikeli oyunlara girdiler?
Cevap çok basit aslında…
Seçimde kazanamayacaklarını anlayanlar Kaos ile Türkiye’yi kazanacaklarını zannettiler. Tıpkı 15 Temmuz gecesi hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı deviremeyeceklerini anlayanların Darbe kalkışmasına girişmesi gibi…
Seçimlerden önce Suruç’ta Ak Parti Milletvekilinin kardeşinin PKK’lılarca öldürülmesi olayında ise kaos için ellerini ovuşturanlar ama elleri boş dönenler, Suruç’ta HDP’lilerin oy pusulalarını çalması bile Ak Parti üzerine evirmeye çalıştılar.Gerçekler ortaya çıkınca da ise yine suspus oldular…
Hani bir bitmediniz diyorlar ya,Aynen öyle…
Bir bitmediniz…
Ne yaparsanız yapın bu Millet sizin Kaos çıkartmaya yönelik Algı operasyonlarınızı artık dikkate almıyor. 1970-1980-1990 hatta 2000’li yılların algı operasyonlarına vatandaş artık prim vermiyor. Fakirsiniz algısı ile birlikte Makarnacı,Kömürcü,Cahil dediğiniz aydın kesimin elinde akıllı telefonlar var. Söylediğiniz yalanları anında tespit ediyor, Hatta tespit etmekle kalmayıp yüzünüze çarpıyor…
Son söz;
Ne yaparsanız yapın, Ne söylerseniz söyleyin Bu Milleti bölemeyeceksiniz, Bu Vatanı parçalayamayacaksınız, yapmış olduğunuz ve yapacağınız algı operasyonlarınızı bu Millet yüzünüze Osmanlı tokadı olarak vurmaya devam edecek…
Orhan Sarıkaya