Arvalap Adası’nda ormanlaşma süreciyle birlikte yeni nesle orman kanunlarını öğretmek için bir eğitim sistemine ihtiyaç duyar. Kim? Elbette, “Orman Konseyi!” Ormanın refahı adına bütün orman hayvanları aynı konuda uzlaşmak durumundadırlar. İnsanlar buna konsessüs derler. Mutabakat da denilir bu duruma. İstenilir ki artık ormana huzur hakim olsun!
Kurulacak bu eğitim sistemiyle, Ormanın varlığı ve bağımsızlığı, hayvan yuvalarının ve cinslerinin bölünmez bütünlüğü, hayvanların kayıtsız ve şartsız egemenliği hedeflenmelidir. Hukukun üstünlüğü, demokratik ve seküler yönetime ve Orman Konseyinin ilke ve inkılaplarına bağlı bir nesil yetiştirilmelidir. Ormanın huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin hayvan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Orman Konseyi’nin layık gördüğü yasalara sadakatten ayrılmayacak bir nesil…Büyük orman milleti önünde namus ve şeref üzerine ant içen nesiller için mükemmel bir orman eğitimi hedef alınmalıdır.
Önce pilot bir uygulama yapılacak, buradan elde edilecek modelleme bütün ormanda kurulacak okullarda tatbik edilecektir. Eğitimin bütün şartnamesi orman konseyi tarafından belirlenir. Bir okul inşa edilir. Okula yönetici olarak Orangutan Orhan atanır.
Bir Tavşan Tarık, Serçe Sezen, Sincap Sadri, Balık Ayhan ve Yılan Balığı Bülent okulun yönetim kurulunu oluştururlar. Önemli toplantılar gerçekleştirilir. Bol bol fotoğraflar çektirilir. Sosyal medya hesaplarında paylaşımlar yapılır. Bütün kurul üyeleri birbirlerine plaketler takdim ederler. Toplantılarda orman konseyinin gönderdiği kutlama ve başarı mesajları okunulur. Zaten bütün orman halkı heyecan içerisinde bu eğitim sisteminin yapacağı faaliyetlere kilitlenmişlerdir.
İlk önce Arvalap Adası’nın kuruluş tarihi orman milli bayramı olarak ilan edilir. Bu bayram yumurtadaki yavrulara hediye edilir.
Sonra Ormanın kuruluş tarihi kuluçkadaki yavrulara hediye edilir.
Orman konseyinin kurucu başkanlarının doğum yıldönümleri de sırasıyla, larvalara, eniklere, cücüklere, sıpalara ve bakterilere hediye edilir. Bu günler resmi tatil olarak ilan edilir.
Müfredat ve muallim konusu yönetim kurulunu en çok düşündüren iki önemli konudur. Muallim konusunda nedense Timsahların en çok göreve talip olmaları kurul üyelerini tedirgin eder.
Nihayet müfredat konusu masaya yatırılmıştır.
Tavşan Tarık; müfredatta olması gereken ilk ders ona göre koşu’dur. Koşmanın öneminden bahseder. Ana okulundan başlamak üzere ilk, orta, lise ve üniversite hayatında önemli ders olarak koşmanın belirlenmesini istemektedir. Bu konuda Çita Taci’ninde kendisi gibi düşündüğünü belgeleriyle ortaya koyar. Basından takip edilebildiği kadarıyla Tavşan Tarık’ın bu konuda ki lobi çalışmalarından ormandaki bütün hayvanların haberi vardır. Bu konuda ayakkabı firmaları sponsor olarak Tavşan Tarık’ın girişimlerine destek verirler. Orman konseyi başkanı aslan da bu teklifi önemsemektedir.
Serçe Sezen; uçmanın öneminden bahseder. En önemli ders olarak müfredata dahil olmasında ısrarcıdır. Orman konseyi üyelerinden Lord Kartal “Kanatların Faziletleri” üzerine 30 ciltlik kitap hazırlamış Serçe Sezen’i kurulda yalnız bırakmamıştır. “Kıldan, tüyden mevzular” isimli bir tv programı kamuoyunda algı yapmak için oldukça yoğun bir çalışma sürdürür.
Balık Ayhan; yüzmenin müfredatta olması gerektiğinde ısrar eder aylar süren kurul toplantılarında. Bilinmezlik ormanını çepeçevre saran Büyük Okyanus’un ve ormanın içinden geçen Mavera Nehri’nin sakinleri Balık Ayhan’ı desteklemektedirler. Balina, Köpek balığı, Yunus ve diğer irili ufaklı su canlıları bu konuda orman halkının gerekirse referanduma bile gidilmesi gerektiğini söylerler.
Sincap Sadri; ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söylemektedir. Kendisine en büyük destek Okul yöneticisi Orangutan Orhan’dan gelir. Konsey üyeleri Ayı ve Panda’da Sincap Sadri’yi desteklerler. Konsey üyesi Horoz bu konuda çekinceli davranır. Onun aklı fikri tavuklardadır.
Yılan Balığı Bülent ise konuşulanlar hakkında fikir beyan etmez. Bütün oturumları yalnızca izlemekle yetinir. Bana göre hava hoş diye geçiştirir konuşulanları.
Aylar süren uzun oturumlar, hararetli tartışmalar neticesinde kurul üyeleri bütün talepleri bir araya getirip, bir müfredat programı yaparlar ve bütün hayvanların istisnasız bu dersleri görmesini isterler. Her guruba mensup öğrenciler bir araya getirilir.
Tavşanlar koşu dersinden A alıyor olmasına rağmen, ağaca tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundur. Sürekli kafa üstü düşmektedirler. Bir süre sonra beyinleri hasar görür ve eskisi gibi koşamazlar. Artık koşuda bile A almak yerine, C alırlar. Tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf getirirler. Yüzme ve uçma derslerine katılamazlar bile! Halkta da huzursuzluklar baş gösterir. “Ne olacak bu orman milli eğitiminin sonu” diye nümayişler bile yaparlar.
Kuş öğrenciler ise uçmada çok başarılıdırlar, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değillerdir. Sürekli gagalarını ve kanatlarını kırarlar. Bir süre sonra öğrencilerin toprak kazma notu hala F olmasına rağmen, uçma notları da C'ye düşer. Kuşlar ağaca tırmanmada çok zorlanırlar.
Aradan zaman geçer. Karne zamanı gelmiştir. Sonuçta sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekalı Yılan Balığı Bülent olur.
Ancak sonuçtan eğitimciler çok mutludur, çünkü herkes bütün dersleri görüyordur. Herkesin dediği müfredatta yer almıştır. Orman Konseyi buna "geniş tabanlı eğitim sistemi" derler!
Formal eğitim dedikleri, tek tipleştirme eğitimi Orman Konseyini mutlu eder. Çünkü bütün orman halkları kendilerine muhtaçtırlar. Hepsinin ihtiyaçlarını ancak onlar giderebilir. Gerçek adalet böyle mümkün olabilir.
Bütün bunlar olup biterken ormanın kuytu köşelerinde Bozkurt etrafında Ormanın eğitim sistemi üzerine düşündüklerini paylaşmaktadır. Ona göre, informal eğitim olmadan formal eğitim başarılı olamaz. Öncelikli olarak her hayvan gurubu kendi yavrularını kendi değerleriyle yetiştirmelidir. Aslan Aslana, Kurt Kurda kendi hikayelerini anlatmalıdır. Yavru hayvan edebiyatı olmazsa olmaz. Her yavru kendi anasından babasından gördüğü terbiye ile büyümeli onların oyunlarıyla avlanmayı öğrenmelidir.
Bozkurt’un bu konuşmaları bir süre sonra Orman Konseyi’nin kulaklarına gelir. Durumdan rahatsız olurlar. Orman müesses nizamına karşı bir kalkışmadır bu.
Hemen gereği yapılacaktır.