Biri Birileriyle

Ahmet Kubilay

20-03-2018 18:13

Onlar ki, gerek ayakta, gerek otururken ve gerekse yanları üzerinde yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında inceden inceye düşünenler «Ey Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın, seni bütün eksiklerden tenzih ederiz; o halde bizi o ateş azabından koru." derler.
Âli İmran 191

"Bir Çinli işçi şirketin çıkarlarını patrondan çok savunur. Kaytarmaz. Gönüllü fazla mesai yapar ve şirketi başarılı olsun diye büyük bir mücadele verir. Burada (maalesef ülkemizde) işçi kaytarır. 'Şirketten ne koparsam kârdır' der ve şirketi düşman gibi görür. Yani kusura bakmayın ama her iki ülkede aynı anda işveren konumundayım ve üzülerek söylemeliyim ki: işçiler arasında bariz fark var. Çin'de işçiler her işi kusursuz halleder ve biz işverenler sadece gezinti yapmak niyetiyle fabrikaya geliriz. Buradaysa her an tetikte olmalısın."
Gda

Her ne kadar kanaatleri söyleyeni bağlarsa da, biraz subjektif olsa da, uzun yolculuklar neticesinde ve yoğun yılların tecrübesiyle aynı görüşte olduğumdan, ikinci alıntıdaki görüşten ötürü; aramızdan çoğunun birinci alıntıdaki metnin (Allah'ın ayetinin) hükmüne pek girme niyeti taşımadan; kokusuz, renksiz, karizmasız bir hayat sürmeyi marifet sayarak, ucuz kampanyalardan alınmış koltuklarında oturup, ellerinde kılıç, asla ve kata yakışmadıkları bir geçmişin ekrandan yansıyan masallarını seyreden garip gureba, fakir fukaralar olmaktan gayet de memnun olduğunu var sayıyoruz. Ne denir hayatın ve alt kültürün böylesine? Yazıklar olsun, yazıklar olsun. "Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama."

- "Eğri oturalım, doğru konuşalım." Öyle denir, değil mi? Ama fazla da "gaz"a gelmeyin, siz öyle dediniz diye muhataplarınız ardınızdan iftira atmayacak, dedikodu yapmayacak, hele varlığınız ve yayılma ihtimali çok kuvvetli olan fikirlerinizden korkup, önünüzü kesmeye çalışmayacaklar sanmayın. Çalışacaklar çünkü işgal ettikleri noktaları asla hak etmediklerini, emin olun, sizden fazla biliyorlar. O yüzden, eğri oturalım, doğru konuşalım, (Allah yalanı sevmez), "fren patladı, araba uçuruma gidecek" deyip de bir müddet sonra zaten herkesin kabul edeceği bir şeyi erkenden söyleyip de kötü olmayın. Benden size tavsiye. O araba uçuruma yuvarlandığında dönüp, sizi bulup, takdir edip, madalya falan vermeyecekler. Belki çoğu dediklerinizi hatırlamayacak bile. Hatta es kaza, "Araba uçuruma gidiyor beyler" diyerek çok üstelediyseniz, o gün canlarını sıktığınız için devrin iftira materyal ve argümanlarıyla yaftalanıp, zihinlerde o şekilde kalırsınız da derdinizi kimselere anlatamazsınız. Ne gerenk, değil mi "canlarım!"

E oldu mu şimdi? Yarın tarih önünde, vicdan önünde bizi mahkum etmez mi bu söylediklerimiz? (Yani aslında söylemediklerimiz!) Ben orasını bilmem. İbnül vakit olmaya çalışıyorum. Gün varsa bugündür.

Bazı toplumların bir türlü değişmeyen kaderleri vardır. Aynı sosyal ve çok genel örüntüler dönüp dönüp yeniden zuhur eder. Olaylar farklı farklı ve genelde bir döneminki sonra gelenle zıt aktörler eliyle tekrarlanır durur. Suya yazı yazmak kadar zor olduğu için de külli bir hafıza, kültür haline gelmiş adalet, ahlak, iş yapma ilkeleri bir türlü oturmaz o toplumun zihninde ve eylemlerinde. Herhangi bir alanda gerçek manada kurumlaşamazlar bir türlü. Var olan kurumlar ancak hayatın mecburi akış seviyesinde gerektirdiği kadar örgütlüdür. Nasa, Esa, Boeing, Apple ihtiyaç halinde zaten dışardan getirilir. Ne yorarsın kendini, basarız parasını alırız hemşerim.

Bu iş "bireysel kaderi kırmak" bahsinde de anlattığımız gibi düşünülebilir. Bireysel olanında nasıl çok hayırlı değişiklikler yapmanın batın, zahir karışık şekilde yürüyen özel usulleri var; aynen öyle de, "toplumun kaderi"nde de çok ciddi kırılışlar gerçekleşmesi sağlanıp, fay hatlarının enerjilerinin şişip şişip, üzerinde ayakta durmaya çalıştığı yeryüzünün, "Zemin"in bu millete bir daha tehdit arz etmeyeceği bir gelecek inşaının usulleri, yolu elbette, biiznillah var.

Biteviye tekrar eden, belki sadece nasipsizliğimizden, belki de bir türlü öğrenemediğimizden, on yıllık, yirmi  yıllık döngüler halinde aynı senaryoların farklı aktörlerle tekrar tekrar sahneye konduğu bir vasatta nice ocaklar söndüren, ne hayasız, arsız darbelere, çöküşlere sebep olan, bir türlü yürüyen şirketler, hayırlı işleyişler kurmamıza müsaade etmeyen vasattan kurtulabiliriz. Adı üstünde: Vasat. Vasat olma, üstün ol!

Çözüm her zaman ifade ettiğimizdir: Büyük aile inşaı. Yeni bir iç kavim. Eskisiyle makul, hayırlı irtibatta ama batın yönüyle de yine eskisiyle hiç alakası olmayan, uzaydan gelmiş gibi yeni bir kavim. Söz tutma şuuru, ciddiye aldığı şeyler listesi, çalışkanlığı, vazgeçmeyişi, ergence ve çocukça ruh hallerine asla teslim olmayışı, kararlılığıyla, analitik düşüncesi ve biri birileriyle ölümüne dayanışmasıyla, Gök'ten ineni, ilk muhatap kadro yani sahabeler gibi anlayabilen, yekvücut bir asil sınıf. Hemen ilerde. İşte şafağındayız!

Ahmet Kubilay

DİĞER YAZILARI Ayvaz İnsan 01-01-1970 03:00 İrlanda Yılanı, Zenci Kaleci, Deccal - Sekizleme 120920 01-01-1970 03:00 Akarken Arkadaş Seçme, Naim, Tırnak Arası Kültür - Sekizleme 090920 01-01-1970 03:00 Burji Le, Fare, Nonlineer Dil - Sekizleme 070920 01-01-1970 03:00 Yeni Dünyaya Giden Kafileler 01-01-1970 03:00 Gökten Kutlu Bir Makina 01-01-1970 03:00 Bambaşka Bir Dünya İçin Yeni Arayüz 01-01-1970 03:00 Hangi Dereden Hangi Tepeye? 01-01-1970 03:00 Yâr Bize Jokerler Medet 01-01-1970 03:00 Kesmeyin Tıraşı 01-01-1970 03:00 İçindeki İçindedir 01-01-1970 03:00 Aka Dur 01-01-1970 03:00 Amerikan Oskar Kara Listesi 01-01-1970 03:00 Kendi Göbeğini Kendi Kesmek 01-01-1970 03:00 Geri Dönüşüm Kutusu 01-01-1970 03:00 Kolay Yolun Zor Adımı 01-01-1970 03:00 Kurarsa Düzeni Garipler Kurar 01-01-1970 03:00 Bu Şey Bu Korku 01-01-1970 03:00 Müzik Düzen 01-01-1970 03:00 Canavar Yakındaydı 01-01-1970 03:00 Abbas Yolcu 01-01-1970 03:00 Kuralları Kaçanın Belirlediği Bir Oyun 01-01-1970 03:00 Kime, Ne Diyeceğiz? 01-01-1970 03:00 Fetâ’ya Ne Oldu? 01-01-1970 03:00 Berkitilmiş Sağcının Davası Olmaz 01-01-1970 03:00 Doktor Geniş Zaman Ve Game Over 01-01-1970 03:00 Vebal Benden Gitsin 01-01-1970 03:00 Güdümsüz Devletler 01-01-1970 03:00 Erdik Geleceğin Çetin Bilmecesine 01-01-1970 03:00 Hunza Türkleri ve Yalanın Tahakkümü 01-01-1970 03:00 Tarihi Çevir, Tarihi Kır! 01-01-1970 03:00 Konstant-o-polis 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - 10 01-01-1970 03:00 Külahtan Düşen Dondurma Topu Ve Kronosinklastik Kuvvayı Külahiyye 01-01-1970 03:00 Bizim Göğün Yıldızları 01-01-1970 03:00 Kedi Ne Renk? Kediye Ne Gerenk? 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - 9 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - 8 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - 7 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - 6 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - 5 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - 4 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - 3 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - Be 01-01-1970 03:00 Uzaydan Konuşma Notları - Elif 01-01-1970 03:00 Hep Muamma, Hep Bir Gizem! 01-01-1970 03:00 Başka Dil İmkânı 01-01-1970 03:00 Mağaradan Bazı Çıkanlar 01-01-1970 03:00 Gelecek Bir Bambaşka Devirdir 01-01-1970 03:00 Kelime Haznesi Hazinedir 01-01-1970 03:00 Mars'ta Su Bulan Ahmak Taifesi 01-01-1970 03:00 Değişecek, Değişecek Olan 01-01-1970 03:00 Karpe Diyem 01-01-1970 03:00 Başka Rüyalara Sahip Filler 01-01-1970 03:00 Yüzyılların Vebası 01-01-1970 03:00 Bu Gelen Kimin Yâri 01-01-1970 03:00 Harika İşler Kumpanyası 01-01-1970 03:00 Ciddiyet Mezhebinin Kalite Mektebi 01-01-1970 03:00 Gavur, Kadın Ve Belediye Başkanı 01-01-1970 03:00 Bireysel Kaderi Kırmak 01-01-1970 03:00 Kimi Kötü, Kimi İyi 01-01-1970 03:00 Bakanlar Çok Ama Şahit Yoğ İdi 01-01-1970 03:00 Men Arefe Neyin Arefesi Olur? 01-01-1970 03:00 Tahmini Zor Yeni Dönem 01-01-1970 03:00 Kehf Söylemi Üzerine Bir Kaç Not 01-01-1970 03:00 Neresi, Nerede? 01-01-1970 03:00