Bir Sepet Hayal

İsa ÇOLAKER

03-11-2023 12:02

Recep Seyhan arkadaşımın bir kitabının adı böyleydi. Yakın zamanda Taşova’da ziyaret etmiştik. Şair-Yazar Kadir Ünal’la yola revan olmuştuk. Hastaydı, niye zahmet ettiniz emişti! Ne münasebet dostum demiştik. Demek ki son görüşmemizmiş. Öyle de oldu. Velut bir yazardı. İyi bir arkadaştı. 8O’li yıllardan beri tanışırdık. Geçen sene fakültede bir program yapmıştık. Onlarca kitabını bana bırakmıştı. Biz de talebelere dağıttık. Kitap imzası yaptı. Topluma hizmet kapsamında eserlerini değerlendirmiştik. Talebeleri çok sevmişti. Bana Hikâye Anlatma derdi. Mavera kuşağı yazarlarındandı. İlmek ilmek ördüğü bir yazı dili vardı.

Bu yaz yorucu ve moralsiz geçmişti. Bana da hece baskısı yeni kitaplarını göndermişti. Ziyaretimizde çok mütevekkildi. Hastalığının farkındaydı. “Gitmeden kitapları çıkarabilsek” demişti. Evet, mümin bir duruşu vardı. Kitapları da çıktı, emanetini de teslim etti. Yeri nur olsun.28.Ekim 2023 tarihli Hakkı Yanık yazısını okuduktan sonra, arkadaşlardan ölüm haberini aldım. Sosyal medya ölümü de hızlı yayıyor! Bu da öyle oldu. Geçen yıl annesini kaybetmişti. Anasına olan ilgisine şahidim. İstanbul-Amasya arası mekik dokudu. İyi bir evlattı. Ara ara fakülteye geldi. Sohbet ettik. Dergiler aldı.

“Hikayeleri yazarken…’hikmet ’kavramıyla ve onun çağına düşen gölgesiyle ilgiliyim” derdi. Hikayelerini içelerken gördüm ki, Anadolu ve insanımızla çok ilgili. Uğultu, Pusu, Bir Göl Masalı hikayeleri bunlara açık örnektir. Hikâye dilinde mahalli unsurlar da mevcuttur. Kadınge gibi yerel Amasya ağzını da eserlerinde kullanmıştır. Ona göre bu dünya, bir sepet hayalden ibarettir. Öyle de yaşamıştır. Görev yaptığı yerlerdeki unsurları mekân yapacak kadar da yerel bir anlayışa sahipti. Zongo’nun Değirmeni ve Floranın Çıngırakları hikayesi böyle bir alt yapıya sahiptir. Hikayelerinde, geleneksel olanla moderni harmanlayan Seyhan, yoluna uzun hikayelerle de devam etmiştir.

Bana Hikâye Anlatma tam bir retorik kitabıdır. Talebelerim bayağı ağır bulmuştu. Yeni düzenlemesiyle Heceden yayınlanmıştır. “Hikâyenin gerçek olandan kotarıldığını, öykünün ise kendine mahsus bir gerçeği bulunduğunu söyleyebiliriz.” Demişti eserinde. Ben de okudum eseri. Oldukça teorik, bir o kadar da kuramsal buldum. Hikâyeyi ve öyküyü inceden anlatan bir dili vardı. Kitabının başlığını oldukça ironik bulmuştum. Uzun uzun eserlerini konuşmuştu talebelerle. Çok da keyif almıştı. Bir panel havasında geçen yazar-okur buluşması onu çok mesut etmişti. Gençleri seviyordu. Hikayeleri ontolojik ögelerle doludur. Peygamber, tarikat, cemaat vb. unsurları kapsayan metinleri vardır.

Tam bir kelime ustası ve anlık durum yazarıydı. Ebucehil Karpuzu adlı ödüllü romanında on beş temmuz darbesi ve dini kullanan katileri anlatmıştı. Bir çok yayınevi kitabını basmak istememişti! Sonunda basıldı. Anlatılarının dili sade, basit, akıcı ve bir o kadar da otantiktir. Eserlerinde çok ilginç kelime yapıları vardır. Hem dönem, hem olay ve durum hikayeleri yazmıştır. Ben de olay hikayesi tarafındayım. Bunu ona da belirtmiştim. Yaşımız ve yaşadıklarımızdan ötürü, durum hikayesi sıkar bizi derdi. O da olay hikayesi tarafındaydı. Havlamayı Özleyen Köpek adlı hikayesi tam bir durum hikayesidir.

Recep Seyhan’la ilk tanışmamız seksenli yıllarda bir dost meclisinde olmuştur. Ankara Zafer Çarşısında. Rasim Özdenören, Mustafa Kutlu ve Fatih kitabevinde. Ey gidi günler. Sonra Samsunlu yıllar. Görüşemediğimiz uzun bir ara ve tekrar Amasyalı yıllar. Kesintili yıllara rağmen bir hukukumuz oldu. Hep kaldığımız yerden devam ettik. Anacığı için Amasya’ya dönünce, kaldığımız yerden ve kuvvetle devam ettik. Sağlık sorunları olsa da devam eden bir dostluk. Gerçekten vefalı bir dosttu. Hikayelerindeki tiplerin toplamı bir kişilikti. 28 Şubat’ı iliklerine kadar yaşamıştır. Mağdur olmasına rağmen, mağrur olmadı. Sade ve mütevazı yaşadı. Hakkında ağır ve haksız eleştiri yazan köşe yazarı, baron arkadaşlarına bir şey söylemedi! Mavera, Kayıtlar, Hece, Yedi İklim, Türk Edebiyatı, Töre gibi dergilerde yazdı.

Uzun süren yazma orucunu aleyhine kullanan edebiyat erbabına tek kelime etmedi. Hakkında çıkan yazıları ona ulaştırdığım da hep teenniyle karşıladı. Küsmedi, kızmadı. Aldı ve dinledi. Hikâye ve romanındaki başlıklar, biraz da onun yaşadıklarını özeti gibidir. İlginç. “İnsanın iç dünyasını onarır sanat; varlığına ve eşyaya anlam kazandırır, varlık bilinci veri ona” derdi. Sanata böyle bakan arkadaşım, her daim içine bakan bir adamdı. Cengiz Aytmatov’u da çok severdi. Aytmatov’u çok konuşmuştuk. Amasya’da çalışmalar yapalım dedi ama pek de gerçekleştiremedik. Değişik ziyaretlerimiz oldu. Bürokratik eziyetten yakınırdı. Ben de eleştirirdim. Çözüm adamıydı. Öğrencilerime hediye ettiği kitaplar için çok teşekkür ediyorum. Bütün eserlerinde bir iç muhasebe, tılsımlı bir hayal dünyası mevcuttur. Sepeti hayallerle dolu bir arkadaştan geriye, sağlam eserler ve güzel hatıralar kaldı.

Recep Seyhan’ın kendi notlarıyla bitirelim: "Beni ilk terk edecek olan adım ve yazılmamış öykülerimdir.

Adım terk edecek ilkin beni,

"Cenaze geldi mi?" diyecekler "Recep geldi mi?" değil sözgelişi... "Cenaze nerede" diyecekler ısrarla adımı anmayacaklar...

Sonra bir hikâye bile yazamayacağım...

Hikâye(m) bitmiş olacak.

Dünya budur..."  Aynen söylediğin gibi oldu. Seni özleyeceğiz arkadaşım. Ruhun şad, mekânın cennet olsun.

DİĞER YAZILARI Bana derler aşık senin neyin var? 01-01-1970 03:00 Âlemde Bir Devir Dönüyor Amma 01-01-1970 03:00 Cihan Yıkılsa Emin Ol Bu Cephe Sarsılmaz 01-01-1970 03:00 Totemli hayat Totemi put bilirdik 01-01-1970 03:00 Işık Düşünceler 01-01-1970 03:00 Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları 01-01-1970 03:00 Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları 01-01-1970 03:00 Asabiyet Çukuru 01-01-1970 03:00 Hayatımız Roman 01-01-1970 03:00 Üç Nesil, Üç Şair 01-01-1970 03:00 İnsan İyiliği Kadar Taşlanır 01-01-1970 03:00 Erbakan Hocanın Yoldaşları 01-01-1970 03:00 Bilmem Bu Gurbetlik Ne Kadar Uzar 01-01-1970 03:00 Enkaz Dili 01-01-1970 03:00 Bakmak İstiyorum Günler Günü Gökyüzüne 01-01-1970 03:00 Dînî ya da Lâdînî Edebiyat 01-01-1970 03:00 Unutulmayan öğretmen kimdir? 01-01-1970 03:00 Yazmaktır Yaşamak 01-01-1970 03:00 Hepimiz Ölecek Yaştayız 01-01-1970 03:00 Tükenmemek İçin 01-01-1970 03:00 Issız Hüzünlerin Adamı Behçet Necatigil 01-01-1970 03:00 Nesillerin Zamanla İmtihanı 01-01-1970 03:00 Yunus Pirimiz Olur 01-01-1970 03:00 Ahlâk 01-01-1970 03:00 Ezanların Aydınlığında 01-01-1970 03:00 Tehlikeli Gerçeklik mi! 01-01-1970 03:00 Unutulmuş Bir Amasyalı: Ahmet Yetkin Emri 01-01-1970 03:00 Yeşil Giresunlu Bir Fikir İşçisi Fethi Naci 01-01-1970 03:00 İdeallerin Adamı Olmak 01-01-1970 03:00 Dava Adamı 01-01-1970 03:00 Ne İşimiz Var Siyaseti? 01-01-1970 03:00 Bürokratik Eziyetin Müdür Tipleri 01-01-1970 03:00 Dokuz Köyden Kovulsak da 01-01-1970 03:00 Yönetici Yapmayacaklarımızın Özellikleri 01-01-1970 03:00 Putları Var İnsanın 01-01-1970 03:00 Gözünaydın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi! 01-01-1970 03:00 Toplumsal Şiddetin Paradigmaları 01-01-1970 03:00 İstemezükçenin Bir Başka Adı 01-01-1970 03:00 Kaht-ı Rical 01-01-1970 03:00 Sekülerin Diyanetle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Korona Dersleri 01-01-1970 03:00