Mesleğimiz, birbirine benzeyen meslektaşlarla dolu. Öğretmenlik, fark yaratan bir meslek anlayışı gerektiriyor. Sıradan bir meslek değil öğretmenlik. Fark yaratan hocaların da belirli özellikleri vardır. Yılların yolculuğunda bunları tespit etme şansı yakaladım. Aslında bunlar günlük tutumlar ama insanı inşa eden anlayışlar toplamı. Teşekkür etmeyi bilmek, özür dilemek, zamanında gelmek, zamanı iyi kullanmak, söz kesmemek, hatayı kabul etmek, hayallerini kovalamak gibi. Şimdi bunları açmakta fayda vardır. Bir adabı muaşeret kuralları manzumesi olan bu değerler, artık bir hazine gibi. Ara ara bulasın!
Teşekkür etmek, eskilerin klasik kibarlığının bir unsuruydu. Bugün aranan bir nitelik haline gelmiştir. Öğretmen, talebesine ve başka insanlara teşekkür edebilen insandır. Teşekkür, içinde şükür barındırır. Talebe bizim için şükür kapısıdır. Talep eden olmasa ne yapacağız? İlmi talep edene teşekkür etmekte sıkıntı yoktur. Öğrenci de teşekkür etmelidir. Onlarca teşekküre, biz müteşekkir oluruz. Öyle de yapıyoruz. Onun için teşekküre ayrı bir önem atfediyorum.
İkinci önemli davranışımız, rehberlik vasfımızdır. Öğretmen rehber adamdır. Yaşadığını anlatır ama anlattığını da yaşar. Vaaz veren öğretmenin etkisi anlık ve geçicidir. Eylem ve amel birliği esastır. Unutulmayan hocalar da bunlardır. Rehber olan öğretmen, iyi bir mürebbidir. Rehberlik vasfını kaybeden öğretmen, etki ve tepki de sıkıntı yaşar. Tutumlarımız ahlaki ve adaletli olmalıdır. Rehber öğretmen, pratikte de emsal olan insandır. Davranışlarıyla tutarlı olan öğretmen, ileriye dönük insan inşa eden adamdır. İbda’yı Allah, inşayı insan yapar gerçeğini en iyi biz biliriz. Onun için örneklik yapmak durumundayız.
Öğretmen hayallerini de kovalayan adam olmak zorundadır. Bizim için her öğrenci, bir harç malzemesidir. İnşa ettiğimiz her âdem, kazanılmış her birey, sevilmiş her talebe, bir evren mensubudur. Yani hayallerinizle kalıcı oluyorsunuz. Sırasıyla yetiştirdiğiniz her fert, sizin olmaktan çıkar, toplumun bir tuğlası olur. Hayali olmayan öğretmen insan dönüştüremez, kendini tekrar eder. Sıradan bir fert olur. Öğretmeni seçilmiş görürüm. Bir nedeni de budur. İnsan tarlasına bir ruh aşılıyorsunuz, bütün mesele budur. Zor da bir durumdur. Bunu ancak donanmış bir öğretmen ruhu yapar.
Öğretmen kapıları açık tutan adamdır. Modern insan kendini ne kadar kapatsa da biz insana koşar adım gitmeliyiz. İnsan insanın yurdu olmalı der İbrahim Tenekeci, doğrudur. İnsanın her şeyi olur da bir dostu olamaz. Mesele budur. Biz ötekini değil, kendini inşa edeceğiz. Kendi olamayan adam, milletin bir ferdi de olamaz. Kendi olmanın yolu, bencil olmamaktan geçer. Banal, bencil, egosu güçlü olmak, bir adam olmak meselesi değildir. Yabancıya nasıl naziksek, kendi insanımıza da efendi davranacağız. Kibir bizi öldürür. Mesleğimizin en sıkıntılı düşmanı, üstenceli davranmaktır. İnsanı dinleyen talebesini de dinler. Öğrencisini dinlemeyen insanı nasıl dinler? Tasavvuftaki reşahat kitapları, kişisel gelişim eserleri, ilmihaller tümüyle davranış kurallarını anlatır. Eskiler bunları okur, talebelerine anlatırdı. Şimdilerde aranır oldular.
Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları, biraz da yaşamın kendisiyle ilgilidir. Yani hocalar halkın içinde bilim yapacaklar. Kendi camdan fanusundan çıkmayan bir ilim erbabı, kolay kolay adam eğitemez. Fikri takip yapmayan, eser okumayan, hayatı içinden görmeyen bir öğretmen sadece aktarıcı konumunda kalır. Bugün yaşadığımız budur. Test ve elektronik bilgiye teslim olmuş bir halimiz var. Halbuki her şey insan içindir. İnsandan insana bir yol vardır. Biz bu yolun hadimi olmalıyız. Bizi hiçbir engel, bu yoldan alıkoymamalıdır. Yürüyüşümüzü bozacak her tutum, davranışlarımızın katili olacaktır. Mesleğimizin itibari durumu biraz da bununla ilgilidir. Sonuçta öğretmen de bir fanidir. Baki olan değerlerimizdir. Ne diyor filozof: "21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; okumayanlar, öğrendikleri yanlış bilgileri değiştiremeyenler ve yeniden öğrenemeyenler olacaktır." Alvin Toffler haksız değil, belki de bizden alacakları var.
Mesleğimiz kendini yenileyebilenlerin eliyle gelecek yüzyıla yürüyecektir. Öğretmenlik bir bilinç inşası olduğuna göre, bize düşen bu yolda yürümektir. Israrcı bir fikri talep, yenilenmiş ve çağdaş bir ili yürüyüşü bizi yolda tutacaktır. Yoksa çağdaş uygarlık yolunda tökezleriz. Tüm bunları niye yazdım, yeni asra çıkan yürüyüşümüz kesilmesin, devlet ve millet inkıtaa uğramasın diye. Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır. Hadi yeni yüz yıllara, hep birlikte ve coşkuyla. Hepinize gönül selamı gönderiyorum. İyi ki varsınız.