Gözünaydın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi!

İsa ÇOLAKER

08-08-2020 12:48

Mekanlara özgünlük katan şey, yüklendiği tarihsel misyondur. Amasya'daki Sultan Bayezit Camisi gibi, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif'i de bir misyona sahiptir.Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi,sadece bir cami değildir. Doğu Roma İmparatoru Fatih'in fetih sembolüdür. Bayezit Camii nasıl selatin camisiyse, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi  de fethin anahtar mekanıdır.Gençliğimiz Ayasofya açılacak, zincirler kırılacak sloganıyla geçti. Demek ki Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, tarihsel bir değere sahipti. Zamanın ruhu ve sahte bir imzayla kapatılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, açık bir öneri ve duruşla yeniden aslına rücu ettirildi. Fatihin Vakfiyesine uygun bir hale getirilen Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, vicdanlardaki yerini almıştır. Ayasofya üzerine neler yapılmadı ki; şiirler, denemeler, hitabeler, mitingler. Tümü onun ruhuna uygun hale getirilmesi için yapıldı. Bugün yaşadıklarımız, işin sonuç kısmıdır.

 

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi için yüreği çarpan insanların başında Yahya Kemal Beyatlı gelir. İstanbul ve tarihi mekanları üzerine onlarca yazı yazmış olan usta, bir gün gezerken, bir ezan sesi duyar ve durur:" "Gezintilerimde bir hakikat keşfettim.Bu devletin iki mânevi temeli vardır: Birisi, Fatih’in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki hâlâ okunuyor! Diğeri, Yavuz Sultan Selim’in Hırka-i Saadet önünde okuttuğu Kur’an ki hâlâ okunuyor! Duymuyor musunuz, yine ezan okunuyor!"der.Tarihe ve devletine büyük bir iştiyakla bağlı olan usta, aslında birinci Cumhuriyetin nasıl olması gerektiğini de anlatmıştır.Teori de pratiğe uymuş mu, o ayrı bir konu? Zamanın ruhu gereği müze yapılan  Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, tekrar mabet ruhuna döndürülmüştür. Bugün yapılan budur.

 

Ayasofya-i Kebir  Cami-i Şerifi mütedeyyin insanlar için bir hüzün vesilesi olmuştur. Kapalı olması ve açılamaması ayrı bir tartışma konusudur.. Halide Edip Adıvar, meşhur İstanbul Kara Cuma mitingini, bu iki cami (Sultan Ahmet ve Ayasofya Camileri) arasında gerçekleştirmiştir. Bunu bilerek yapmıştır. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi kılıç hakkı  olduğu kadar, bizim için bir özgürlük meselesidir. Anadolu'daki dayaşkanlarmızdan birisi de Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'dir. Onun hür olması lazımdı, oldu da. Mescidi Aksa'yı müze yapmaya çalışan evanjelist kafayla, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi müze kalsın diyen kafa aynı çanaktan beslenmektedir. Üstad Hüseyin Nihal Atsız'a sorarlar: Dünyada en çok ne olmak istersin? Ayasofya Camisinde imam olayım yeter der. Rahmetli üstad, meselenin önemini bu veciz sözüyle anlatmıştır.

 

Kapalı Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, her zaman şiire konu olmuştur. Şiir vicdandır, haysiyettir, direniştir, haktır, hukuktur derken anlatılmak istenen bir duruştur.Ayasofya duruşu olan şairlerimiz vardır. Bunların başında Necip Fazıl Kısakürek gelir. Şiirini davasına veren usta, Ayasofya-i Kebir  Cami-i Şerifi konusunda epey şeyler söylemiştir.En ateşli hitabeleri, konferansları yapan odur. "Ayasofya açılmalıdır..Türk'ün kapanış bahtıyla beraber açılmalıdır. Yalnız manayı anlasak yalnız onu yerine getirebilsek. Ayasofya'nın kapıları sabır taşı gibi çatlar kendi kendisine açılır. Kendi öz evimizde ruh ve mukaddesat odamız Ayasofya budur!" diyen Üstad Necip Fazıl Kısakürek, Ayasofya'ya ayrı bir başlık açar.Üstadın Büyük Doğu dergisinde kapak yaptığı  Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi zincirlerini kırmış ve Müslüman-Türkün has camisi olmuştur. Rahat uyu üstadım.

 

 Modern şiirimizin kudretli ozanlarından Nazım Hikmet de, Ayasofya-ı Kebir Cami-i Şerifi  konusunda şiir kaleme almıştır.Eski ve gençlik şiirlerinden olan metin, epey zaman gizli tutulmuştur! Akdeniz şiiri gibi! 857 başlıklı şiir, oldukça yüklü duygularla doludur. 857 hesabının ebced hesabı karşılığı belde-i tayyibe'dir.O da İstanbul'un fethini gösterir. Ne güzel bir söz ve kelime oyunu.Nazım'a yakışan da bu yerlilik olmalıdır. "İslam'ın beklediği en şerefli gündür bu/Rum Konstantiniyye'si oldu Türk İstanbul'u/Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi/Türk'ün genç padişahı, bir gök yarılır gibi" diyen Nazım, tıpkı Yahya Kemal gibi, Türk ve Müslüman İstanbul'a vurgu yapmaktadır.Konstantiniyye özlemi çekenlerin dili kopsun!Rum Konstantiniyye'si, oldu Türk İstanbul diyen Nazım, görülür bir duruşa imza atar.Evet, bugün Ayasofya'nın çektiği azap  bitti Nazım usta.

 

"Mahzun Ayasofya! /Ulu mabed, neye hicrana büründün böyle, /Fatih’in devrini bir nebzecik olsun söyle! / Beş vakit loşluğunda saf saftık, /Davetin vardı dün ezanlarda,/ Seni ey mabedim utansınlar, /Kapayanlar da, açmayanlar da!... diye söylenen Arif Nihat Asya, Ayasofya-i  Kebir Camii Şerifi'nın boynu bükük halini en iyi resmeden şairimizdir. Mahzun camimiz üzerine değişik şiirleri kaleme alan ustadır.Ayasofya şiiri yazdı diye idamla yargılanan rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti'yi de unutmayalım. Adaleti kız ismi anlayanların kulakları çınlasın!Tek Parti faşizmi  de böyle bir şeydi. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nin tekrar ibadete açılması da zincirlerin kırılma dönemini başlatmıştır."Bu olacak Ayasofya,/Bu muhakkak olacak.../İkinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt.../Bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır,/Ayasofya, belki yarından da yakın!..."diyen Osman Yüksel usta ileri görüşlü bir adammış. O gün, bugündür usta. Rahat uyu, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi açıldı. Mahzunluk bitti.Haydin salaha.

DİĞER YAZILARI Bana derler aşık senin neyin var? 01-01-1970 03:00 Âlemde Bir Devir Dönüyor Amma 01-01-1970 03:00 Cihan Yıkılsa Emin Ol Bu Cephe Sarsılmaz 01-01-1970 03:00 Totemli hayat Totemi put bilirdik 01-01-1970 03:00 Işık Düşünceler 01-01-1970 03:00 Bir Sepet Hayal 01-01-1970 03:00 Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları 01-01-1970 03:00 Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları 01-01-1970 03:00 Asabiyet Çukuru 01-01-1970 03:00 Hayatımız Roman 01-01-1970 03:00 Üç Nesil, Üç Şair 01-01-1970 03:00 İnsan İyiliği Kadar Taşlanır 01-01-1970 03:00 Erbakan Hocanın Yoldaşları 01-01-1970 03:00 Bilmem Bu Gurbetlik Ne Kadar Uzar 01-01-1970 03:00 Enkaz Dili 01-01-1970 03:00 Bakmak İstiyorum Günler Günü Gökyüzüne 01-01-1970 03:00 Dînî ya da Lâdînî Edebiyat 01-01-1970 03:00 Unutulmayan öğretmen kimdir? 01-01-1970 03:00 Yazmaktır Yaşamak 01-01-1970 03:00 Hepimiz Ölecek Yaştayız 01-01-1970 03:00 Tükenmemek İçin 01-01-1970 03:00 Issız Hüzünlerin Adamı Behçet Necatigil 01-01-1970 03:00 Nesillerin Zamanla İmtihanı 01-01-1970 03:00 Yunus Pirimiz Olur 01-01-1970 03:00 Ahlâk 01-01-1970 03:00 Ezanların Aydınlığında 01-01-1970 03:00 Tehlikeli Gerçeklik mi! 01-01-1970 03:00 Unutulmuş Bir Amasyalı: Ahmet Yetkin Emri 01-01-1970 03:00 Yeşil Giresunlu Bir Fikir İşçisi Fethi Naci 01-01-1970 03:00 İdeallerin Adamı Olmak 01-01-1970 03:00 Dava Adamı 01-01-1970 03:00 Ne İşimiz Var Siyaseti? 01-01-1970 03:00 Bürokratik Eziyetin Müdür Tipleri 01-01-1970 03:00 Dokuz Köyden Kovulsak da 01-01-1970 03:00 Yönetici Yapmayacaklarımızın Özellikleri 01-01-1970 03:00 Putları Var İnsanın 01-01-1970 03:00 Toplumsal Şiddetin Paradigmaları 01-01-1970 03:00 İstemezükçenin Bir Başka Adı 01-01-1970 03:00 Kaht-ı Rical 01-01-1970 03:00 Sekülerin Diyanetle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Korona Dersleri 01-01-1970 03:00