Ne İşimiz Var Siyaseti?

İsa ÇOLAKER

27-11-2020 08:11

Politika üretmeyen, siyasetsiz adamların en popüler cümlesi budur. Aslında  siyasetsizlik kokan da bir cümledir. Ülken için bir şey  yaptığında, ne işin var kardeşim, boş ver diyenlerin klasik cümlesi budur. Biraz da tembellik içeren bir cümledir.

Ne işimiz var demek, hiçbir iş yapmayalım demektir. Dünya siyasetinden çekildiğimizden beri, bu cümleyle kayıtlanmış ezikler var: Beyrut'ta, Suriye'de, Libya'da, Kafkasya'da, Balkanlarda ne işimiz var diyenler, aslında bir mağlubiyet ideoloijisi sahipleridir. Onlar, itirazlarını sahiplerine yapsınlar. Bizim dünyada pek çok işimiz var. Çünkü vicdanımız, merhametimiz, adamlığımız ve sevgimiz var.

Ne işimiz var tembelliği, genelde risk almayan bir anlayışın ürünüdür. Oysa ülkesini seven risk alır. Mesela, Endonezya'da ne işimiz var diyen birisi, orada neler döndüğünü merak eder. Osmanlı bakiyesi olan Türkiye Cumhuriyetinin, Endonezya'da söyleyeceği şeyler olmalıdır. Ben böyle düşünüyorum. Anadolu'ya hapsedilecek bir Türkiye kendini ve misyonunu koruyamaz. Birleşik Krallık sömürgelerini takip ederken, biz niye gönüllü dostlarımızdan vazgeçelim. Bizi seven onlarca ülke ve halkları var. Müslüman Türk, vicdanlı bir hareketin devamıdır.

Kendini dünyadan soyutlamış bir milletten kimseye hayır gelmez. Kendin çalar, kendin söylersin! Bazıları böyle umarsız olmamızı istese de, tarih peşimizi bırakmıyor.

Mesela, önce coğrafi sorumluluktan bakalım. Libya'da ne işimiz var diyenlere soruyorum? Mustafa Kemal Atatürk, niye Trablusgarp'a gittiyse, biz de onun için oradayız. Çünkü suyun karşı yakası meselesi var. Trablusgarp'a başbakan atayan bir geçmişimiz var. Tarihçi merhum Orhan Goloğlu'nun babası, eski Libya başbakanımız değil miydi? Tarihin bahşettiği sorumluluktan kaçanlar, millet olamazlar. Hakkı da tutup kaldıramazlar. Köy haline gelen dünyamızda, artık adalet dağıtmak durumundayız. Gücü nispetinde kuvvetli bir devlet olmalıyız. Bunu kendine uygun görmeyenler, cahil değilse, gafildirler. Türk devleti yaşatacak ve dostlarını kollayacak güce sahiptir. Ermeni saldırılarına karşı, Azerbaycan milletine karşı sorumluluğumuz da bu kabildendir.

Ne işimiz var siyasetsizliğinin bir başka alanı da, bilimsel gelişmeler karşısındaki acziyette gizlidir. Bizden adam olmaz, batılı gibi üretemeyiz, coni ahlaklıdır tanımlamaları bu aymazlığın sonucudur. Mağlubiyet ideolojisine teslim olmuş kesimler, bizim aklımızla dalga geçiyorlar. İha, siha, uçak, tank, otomobil vb. şeyleri yapamayacağımızı söyleyen azgın azınlık; aslında ezik bir batıcı müstağriptir. Ne gerek var canım, adam zaten yapmış! Biz pahalı, katma değerli işlerle değil; tarım, ot, samanla uğraşalım diyen cinslerdir! Onlara göre batı arayı açmış, bize düşen marabalıktır! Halkı maraba gören bu kafa, dünkü uçak fabrikalarını kapatan bedbahtların torunlarıdır. Nuri Kıllıgil'i öldüren, Nuri Demirağ'ı süründüren, Vecihi Hürkuş'u pişman eden, Devrim arabasına operasyon çeken bu dar kafalı yapıdır.Biz bu geri kafalı anlayışı reddediyoruz.

Bunların en çok korktuğu kelime yerli bir adam olmaktır.

Sorsan, hepsi Yorgo'ya karşıyız numarası çeker! Ama pratikte Yorgo'yla iş tutmayı severler.

Politik halüsinasyonla yaşayan kesimlerin büyülü cümlelerinden olan ne işimiz var kalıbı, bir başka alanda da çok işlevsel kullanılıyor: Barış. Evet, büyülü bir kelime olan barış, bu kesimlerin elinde savaşla yer değiştiriyor. Ülkesini savunmayı sağlık sorunu gören ezikler, sizin ürettiğiniz araçları da saldırı  amaçlı diye reddediyorlar. Uzay çalışmamızı bile gereksiz gören bunlardır. Kanal İstanbul'u savaş çıkarır diye karşı çıkan barışçılar da bunlardır!

Aslında bunlar batının turuva atıdırlar. Bazen savaş da barıştır. Kıbrıs Barış Harekatı  gibi. Dün barış adına Harekata karşı çıkanlar, bugün, sizin yurt savunmanıza, barış adına işgal diyebiliyorlar. Ülkesinin refahından ziyade, batının çıkarını kollayan batıperest bu ekip, barış kelimesini de işlevsiz hale getirmişlerdir.

Biz dünyada çok işimiz var diye yırtınırken, ne işimiz var diyerek gezinenlere inat, çok işler yapmalıyız. Biz büyük bir milletin ahfadıyız. Yoksula yardım etmeye, su kuyusu açmaya, mazlumu korumaya, insanları doyurmaya, sulhu temin etmeye ve dünyaya nizamat vermeye devam edeceğiz. Bu böyle biline. Biz meselesi olan bir milletiz. Ayasofya-i  Kebir Cami-i Şerif'ini açarken de, Afrika haklarına yardım ederken de bu saikle hareket ettik. Bundan sonra da ne işimiz var demeyecek, meseleleri çözmeye ve insanlığa yardıma deva edeceğiz. Bugün Anadolu'dayız; yarın İstanbul'da ne işimiz var dememek için, bildiğimiz doğruları aktarmaya ve yaşama geçirmeye devam edeceğiz. Ne işimiz var diye ortalıkta gezenleri de, izana ve ortak akıla çağırıyoruz. Buyurun, biz halkız ve buradayız. Hiçbir yere gitmiyoruz. Sizin de sancılarınız ve meseleniz olsun.

Şair der ki: "Kendini sadece bir gölge bilme/İnsanlık sevgini kalbinden silme/Kimseye zulmedip öldürme ölme/Rahmân seni görür sen de seni gör."

Arpaçaylı İlhamî'nin tabiriyle, sen de seni görerek yaşa. Ne işimiz var diye, nemelazımcılık yapma!

DİĞER YAZILARI Bana derler aşık senin neyin var? 01-01-1970 03:00 Âlemde Bir Devir Dönüyor Amma 01-01-1970 03:00 Cihan Yıkılsa Emin Ol Bu Cephe Sarsılmaz 01-01-1970 03:00 Totemli hayat Totemi put bilirdik 01-01-1970 03:00 Işık Düşünceler 01-01-1970 03:00 Bir Sepet Hayal 01-01-1970 03:00 Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları 01-01-1970 03:00 Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları 01-01-1970 03:00 Asabiyet Çukuru 01-01-1970 03:00 Hayatımız Roman 01-01-1970 03:00 Üç Nesil, Üç Şair 01-01-1970 03:00 İnsan İyiliği Kadar Taşlanır 01-01-1970 03:00 Erbakan Hocanın Yoldaşları 01-01-1970 03:00 Bilmem Bu Gurbetlik Ne Kadar Uzar 01-01-1970 03:00 Enkaz Dili 01-01-1970 03:00 Bakmak İstiyorum Günler Günü Gökyüzüne 01-01-1970 03:00 Dînî ya da Lâdînî Edebiyat 01-01-1970 03:00 Unutulmayan öğretmen kimdir? 01-01-1970 03:00 Yazmaktır Yaşamak 01-01-1970 03:00 Hepimiz Ölecek Yaştayız 01-01-1970 03:00 Tükenmemek İçin 01-01-1970 03:00 Issız Hüzünlerin Adamı Behçet Necatigil 01-01-1970 03:00 Nesillerin Zamanla İmtihanı 01-01-1970 03:00 Yunus Pirimiz Olur 01-01-1970 03:00 Ahlâk 01-01-1970 03:00 Ezanların Aydınlığında 01-01-1970 03:00 Tehlikeli Gerçeklik mi! 01-01-1970 03:00 Unutulmuş Bir Amasyalı: Ahmet Yetkin Emri 01-01-1970 03:00 Yeşil Giresunlu Bir Fikir İşçisi Fethi Naci 01-01-1970 03:00 İdeallerin Adamı Olmak 01-01-1970 03:00 Dava Adamı 01-01-1970 03:00 Bürokratik Eziyetin Müdür Tipleri 01-01-1970 03:00 Dokuz Köyden Kovulsak da 01-01-1970 03:00 Yönetici Yapmayacaklarımızın Özellikleri 01-01-1970 03:00 Putları Var İnsanın 01-01-1970 03:00 Gözünaydın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi! 01-01-1970 03:00 Toplumsal Şiddetin Paradigmaları 01-01-1970 03:00 İstemezükçenin Bir Başka Adı 01-01-1970 03:00 Kaht-ı Rical 01-01-1970 03:00 Sekülerin Diyanetle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Korona Dersleri 01-01-1970 03:00