Edebiyatın, moderniteye yenildiği günlerdeyiz.
Nevzuhur meselelerle karşılaşıyoruz. Sapmanın bile edebiyatta normal karşılandığı günlerdeyiz. Sapkınlık, kurmaca bir metinde, özenli ve dikkatli anlatılır. Eseri de sapma üzerine kuramazsınız. Piyasa yazarının sapkınlığını, kızsam da anlarım! Edep kelimesinden beslenen bir yazar, sapkınlığın kurmacasını yazamaz. Bir edebiyat adamı, gerçeği yazıyorum diye, sapmanın ideolojisini yapamaz.
Kenize Murat, Azra Kohen, Ahmet Altan, Elif Şafak, Ayşe Kulin, Abdullah Ergün gibi yazarların, toplumdan alacağı çok irfan dersi vardır. Edep baştacı imiş diyen şairi çok şeyi ifade eder. Çağının şahidi olan yazar; libidonun, lgbtnin, erotizmin, pedofilinin zirvesini yapamaz.
Sıradan vatandaş, edepsizlik yaptığında kızıyoruz. Haklısınız da. Onlara sapmış diyen de bu ekip! Belki de haklılar? Kendi eserlerindeki sapmaları da pazarlayanlar da aynı taife. Neymiş efendim, bunlara edebi şekilde yazıyorlarmış! Sevsinler!
Gezi panayırında prezervatifler bulunduğunda, ne alaka demiştim..Beden benim, evlenmeden doğururum diyen de aynı şürekadandı!Sizin tehlikeli gerçeklik diye yutturduğunuz, edepsizliğin süslü püslü olanıdır. Rol için öpüşüyoruz diyenlerin sahiciliği de böyledir! Tehlikeli gerçeklik abisi!Nasıl oluyorsa, lebâleb dedikleri bu olsa gerek!Bunun canlandırılması nasıl olacak, kendisi gerçeklik zaten!Siz kimi kandırıyorsunuz.
Ondan sonra da ahlakçılık taslamaya devam!Siz, ahlakı başkasında arayan, kendinden menkul tiplersiniz.Önce sen ahlaklı olacaksın, sonra ahlakı toplumda arayacaksın.
Ahlak gökte değil, yerdedir.Tiyatroya canlı cinselliği, argoyu, küfrü sokan da bu hazcı ve hedonist tayfa. Sorsan, ahlakı da kimseye bırakmazlar. Birinci yalanı, ikinci yalanla kapatan ezik adamlar.
"Ey özün insan bilen/Var edeb öğren edeb/Ey edeb erkân bilen/Var edeb öğren edeb." diyen Kaygusuz Abdal, edebin hayatta ne kadar önemli olduğunu anlatır. Kendisi de bir edep abidesidir. Sapma, ansızın gerçekleşen bir durum değildir. Senaryoyu yazan, repliği çeken, herşeyi bilerek yapandır.Kara mizah karikatür, küfürlü dizi, yatak odası fetişizmi, hep bile isteye yapılan şeylerdir. Onun için batı romanına mesafeliyiz!Leyla ile Mecnun'u, Ferhat ile Şirin'i, Emrah ile Selvi'yi onun için seviyoruz.Onları yazanlar, tehlikeli gerçekliği bilmiyor muydu? Biliyordu. Metnin kendi akışınıı yazarken, edep frenine basıyorlardı!Tıvıtır,fesbuk,yutup kanalları da; tehlikeli gerçekliği yazıyoruz diye kendini meşrulaştıran adamlarla dolu! Dinleyiciye söven, hakaret eden ezikler bunlar.
Beslendikleri batı(k)cı kafa budur. Söv sövüştür, sevme seviştir kafası budur. Tüm olanlardan sonra, ahlak simsarlığı yapanlar da bu ekiptir.
Biz edepli, düzgün bir edebiyat üretmekle mükellefiz.İyi filmler yapacağız. CMY ve BKM, sövmelerinin ideolojisini yapmıyorlar mı?Evimize giren kablolu, internetli sapmalardan, bu millet mi sorumlu?Kültürel iktidarı elinde tutanlar, bunlar değil mi? Dayattıkları sanal gerçeklik budur. Şimdi de tehlikeli gerçekliği savunuyorlar.
Ondan sonra, gelsin kadınıma ve çocuğuma dokunma ikiyüzlülüğü!Kardeşim, çorak kültürsüzlüğü yaratan, ortamı bulandıran sizsiniz.Ürettiğinizin tipler, karaktesizliğe dönüşüp aramıza karışmıyor mu?Siz, bu halkın üstünden elinizi çekiniz.Bu milletin kadim irfanı, vicdanı, kazanımları sapıkları engeller. Siz, kendi kendinize çalın oynayın.
Evlenmem sevişirim, beden benim, sevişirim size ne diyen kafaların tehlikeli gerçekliği budur.
Darbükatör Bayram'ın tilmizlerinden bir şey öğrenemeyiz.Ekrandan halka söven, erotik film çeken, sapmanın tarihini yazanların, halka edep dersi vermesi mümkün değildir.
Söverek komedi yapan madrabazlara, gülemiyorum bile.
Düşün halkın yakasından.Halk sizin ikiyüzbinli yüzünüzü görüyor.
Eskiler; âdem alemdir, alem âdemdir derken, insanın özüne vurgu yapardı. Olmayan ahlakıyla, halka saldıran kalemşör tayfaysa, ruhun değil, nefsin peşindeler.Yani hazcılık yapıyorlar.Sevgi, saygı, erdem hak getire.Onların derdi yok, davaları da yok.
Lümpen tayfa. Batının da pek sevdiği, malayani tipler!Niyetleri kötü, insanımıza nefsinden yaklaşıyorlar. Çektikleri sinemada bile bunu görebilirsiniz.Açılışı öpüşmeyle yaparlar!Ne alaka, hangi sanatsal filmde bunu gördünüz?Olsun, biz böyle yaşarız, böyle de dayatırız kafasındalar.Sıradışı yaşam, absürt sözler, ahlaksız konuşmalar, ters görüntüler, onların varlık nedenidir.
Bunları romana yansıttığın zaman, süfliliğin tarihini yazmış olursunuz.Yaptıkları da budur.Biz bunlara talip olamayız ey okur.
Erdeme, vicdana, tefekküre, sevgiye, aşka, fazilete talipsen, bu tarafa gel, derim.Zamanın, hakikatin, ruhun burada rahatlar.Gerçeğin tehlikelisine değil, hakikatin kendisine talip olalım.
Gerçek, hakikatin eşiğidir. Hakikat, beşeri olanın değil; insani olanın türküsünü söylemektir.Hakikati aramak da, kolay bir yol değildir.Hakikatin yolu, nefisten değil; adam olmaktan geçer.İhsana, insana, ideallere uygun yazmaya ve söylemeye devam. Tehlikeli gerçeklik cümlesinin kendisi ile sorunlu.
Gerçeğin tehlikelisine değil, hakikatin eşiğine payanda olanlara selam olsun. Onlar Hak yolcusudur.Afşar Timuçin ustanın arayış dizeleriyle sonlandıralım:" “Seni sevmek mor denizlerdi biraz/Ne kadar gidilse bir o kadar gidilmeyen” Evet, gidilemeyen ama, arananlara yâr olalım.