Üç Nesil, Üç Şair

İsa ÇOLAKER

24-05-2023 12:05

İyi şairler, iyi nesiller inşa etmede öncü şahsiyetler olabilirler. Bundan mülhem bir başlık oldu. Bazı şairlerin yol ve yoldaşları vardır. Onların nesillere vaatleri de mevcuttur. Şiirleriyle yolunuzu çizerler. Size yoldaşlık da yaparlar. Şiirin böyle bir görevi olmasa da şairler size ışık tutarlar. Akif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç böyle şairlerdir. Şiirleriyle sanatı icra ederler, düşünceleriyle de size yol açarlar. Yani yol başçılarımızdırlar. Asımın Nesli, Büyük Doğu, Diriliş Nesli sırasıyla yürüyen yolun adıdırlar. Bugün de davamızı aydınlatan bu kuşak isimleri, artık yürüyüşün nefer isimleri olmuşlardır. Asımın Nesli yurdu, Büyük Doğu gençliği, Diriliş Nesli de imanı tazelemiştir. Yani kuşakları yenileyen şairlerimiz olmuştur. Bunları daha iyi anlamak için, üç kuşak şairimize ve şiirlerine bakmak yeterlidir.

 

Asımın neslinden başlayalım. Akif’in nesli aslında Asımın neslidir. Milli, yerli, Müslüman bir kimlikle inşa edilen bu nesil; Mehmet Akif’in şiirinde vücut bulmuştur. Asım Nesli ileri bir idealin adıdır. Uzak idealimizin adıdır. "Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek." Diyen Akif, gençlere bir misyon yüklemiştir. İmanlı, vicdanlı, merhametli bir nesil Akif’in muradıdır. Gençlerimiz de bu yolda yürümektedir. İstiklal Marşı, Asımın Nesli manifestosudur. Ama Mehmet Âkif”in öne çıkan ve gençlerimize örnek gösterilmesi gereken en önemli vasfı ise bir düşünce ve hareket adamı olmasıdır.“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım./Hangi çılgın, bana zincir vuracakmış? şaşarım!/Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;/Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.”Millî marşımızda yer alan yukarıdaki mısralar, bir milletin bağımsızlık, özgürlük ve kendine güven duygusunun ifadesidir. Asımın Nesli de bunun adıdır.

 

Gelelim Büyük Doğu gençliği meselesine. Necip Fazıl Kısakürek de Büyük Doğu gençliğini inşa etmeye çalışmıştır. Gençliğe Hitabesi’de bulunan üstat, Büyük Doğu gençliğini adım adım inşa etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinden sonra aynı adlı ikinci hitabet metnidir. Ne diyordu üstat:”.. Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik..” Gençliğe böyle bir yol gösteren üstat, aslında ahlaki bir davanın ilkelerini de göstermiş oluyordu. Mecmuasının adı bile Büyük Doğu olan üstat, yıllarca gençlik yazıları yazmıştır. "Zaman bendedir ve Mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik mayası tutturmak için verdiği onca mücadele ve emeği okuduğumuz satırlardan anlıyoruz... O'nun "Gençliğe Hitabe'si" de mayasını tutturmaya çalıştığı gençlikte bulunması gereken özellikleri anlatan en öz yazısıdır. İnşallah onu okuyup tanıdıktan sonra O'nun davasını anlayabilir, o davaya ortak olabiliriz!.. Bir konferansla devam edelim:”Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim manevî babanın tabutunu musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymandır! Bu gençliği karşımda görüyorum. Maya tutması için otuz küsur yıldır, devrimbaz kodomanların viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp bir ömür Allah'a hamd etme makamındayım. Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim manevî babanın tabutunu musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymandır! Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes! Ey kahbe rüzgar, artık ne yandan esersen es! Allah'ın selamı üzerine olsun..”

 

Davasının öncüsü, yakında kaybettiğimiz bir ustayla yürüyelim. Diriliş Neslinin büyük inşacısı Sezai Karakoç’la. Sezai Karakoç bir iman ihyacısıdır. Gençliğe de bu açıdan bakmıştır. Sadece çıkardığı derginin adı bile bizi doğrular. Dirilişin gazetesi, mecmuası, partisi olur da gençliği olmaz mı? Üstat, gençliğin imanını kurtarmaya kendini adamıştı. Diriliş Neslinin Amentüsünü de bu anlayışla yazmıştır. Bütün uyuyanları uyandırmak için bir uyanık gerekse, bu, Sezai Karakoç olmuştur. Ustanın bir şiiri de Diriliş Nesline çağrı yapar: “Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır/Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır/Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır/Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.” Evet. Gençliğe yol gösteren usta, naat da bile umut aşılamaktadır. İhsana, çalışmaya, başarıya inanan bir şairdir Sezai Karakoç. Diriliş Şairi de diyebileceğimiz usta, Doğan Hızlan'a göre Sezai Karakoç iyi bir şairin sadece şiirle değil, toplumsal meselelerle, hatta siyasetle de uğraşması gerektiğine inanıyordu, der. Diriliş Şairi gençleri de sürekli yazılarıyla motive etmiştir. Ömer Erdem, Karakoç'un Diriliş fikrini nasıl aktardığını şu sözlerle özetliyor: “Vaktiyle bir İslam medeniyeti vardı. Geniş bir coğrafyaya yayılmıştı. Bu medeniyetin sanat, düşünce, siyaset ve ilim boyutu vardı. Bir medeniyeti yaratan şeyler bunlar. Osmanlı'nın çöküşüyle İslam medeniyeti de dünyadan çekilmiş durumda…İslam'ın özünde dirilik ve hayatiyet vardır. Bu da kıyamete kadar sürecektir. Hayatiyet esprisinin yeniden hayat bulabilmesi için de ekonomide, sanatta, siyasette entelektüel çapı gelişmiş çağdaş, modern bilgilerle donanmış, kendisini kazanmış bir fikre ihtiyaç vardır." Akif, Yunus Emre vb. biyografileri de bu örneklikler için yazmıştır. Diriliş Nesli, bir gazete özelinde de devam etmektedir. Diriliş Postası gibi.

 

Kuşaklarımıza talip olan şairlere ve nesillere sahip olmak ayrıcalıktır. Onlara ve eserlerine sahip çıkalım, Asımın Nesli, Büyük Doğu, Diriliş Nesli varolsun. Onların takipçilerine de selam olsun. Merhum Mehmet Akif Ersoy’a, Necip Fazıl Kısakürek’e, Sezai Karakoç’a hassaten teşekkür ediyorum. Benim kelam sahibi olmamda da payları çoktur. Babamın Çile kitabıyla başlayan okuma yazma yolculuğum devam ediyor. Kuşak şairi Sezai Karakoç’un bir şiiriyle bitirelim:

 

 “Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara

 

Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi.

 

Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara:

 

Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.

 

Koyverip telli pullu saçlarımı rüzgara,

 

Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi”

 

Arayanlar bulur, bulanlar arayanlardır dileğiyle, aramaya devam.

 

 

DİĞER YAZILARI Bana derler aşık senin neyin var? 01-01-1970 03:00 Âlemde Bir Devir Dönüyor Amma 01-01-1970 03:00 Cihan Yıkılsa Emin Ol Bu Cephe Sarsılmaz 01-01-1970 03:00 Totemli hayat Totemi put bilirdik 01-01-1970 03:00 Işık Düşünceler 01-01-1970 03:00 Bir Sepet Hayal 01-01-1970 03:00 Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları 01-01-1970 03:00 Öğretmenin fark oluşturacak tutum ve davranışları 01-01-1970 03:00 Asabiyet Çukuru 01-01-1970 03:00 Hayatımız Roman 01-01-1970 03:00 İnsan İyiliği Kadar Taşlanır 01-01-1970 03:00 Erbakan Hocanın Yoldaşları 01-01-1970 03:00 Bilmem Bu Gurbetlik Ne Kadar Uzar 01-01-1970 03:00 Enkaz Dili 01-01-1970 03:00 Bakmak İstiyorum Günler Günü Gökyüzüne 01-01-1970 03:00 Dînî ya da Lâdînî Edebiyat 01-01-1970 03:00 Unutulmayan öğretmen kimdir? 01-01-1970 03:00 Yazmaktır Yaşamak 01-01-1970 03:00 Hepimiz Ölecek Yaştayız 01-01-1970 03:00 Tükenmemek İçin 01-01-1970 03:00 Issız Hüzünlerin Adamı Behçet Necatigil 01-01-1970 03:00 Nesillerin Zamanla İmtihanı 01-01-1970 03:00 Yunus Pirimiz Olur 01-01-1970 03:00 Ahlâk 01-01-1970 03:00 Ezanların Aydınlığında 01-01-1970 03:00 Tehlikeli Gerçeklik mi! 01-01-1970 03:00 Unutulmuş Bir Amasyalı: Ahmet Yetkin Emri 01-01-1970 03:00 Yeşil Giresunlu Bir Fikir İşçisi Fethi Naci 01-01-1970 03:00 İdeallerin Adamı Olmak 01-01-1970 03:00 Dava Adamı 01-01-1970 03:00 Ne İşimiz Var Siyaseti? 01-01-1970 03:00 Bürokratik Eziyetin Müdür Tipleri 01-01-1970 03:00 Dokuz Köyden Kovulsak da 01-01-1970 03:00 Yönetici Yapmayacaklarımızın Özellikleri 01-01-1970 03:00 Putları Var İnsanın 01-01-1970 03:00 Gözünaydın Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi! 01-01-1970 03:00 Toplumsal Şiddetin Paradigmaları 01-01-1970 03:00 İstemezükçenin Bir Başka Adı 01-01-1970 03:00 Kaht-ı Rical 01-01-1970 03:00 Sekülerin Diyanetle İmtihanı 01-01-1970 03:00 Korona Dersleri 01-01-1970 03:00