25 Eylül 2018 tarihli KÖŞE yazım da, şunları hatırlatmıştım: FETÖ’nün yazar, çizer kadrosunda özeleştiri ve tartışmalar başladı. Hatta örgüt bölünüyor mu? Diye bir başlıkla yazmıştım.
Bu olay hayra alamet gibi görünüyor: Gülen her gün ağlıyor.
Gülen’e karşı bugüne kadar en küçük bir fikir beyan edilemeyen bu yapı içerisinde, yakınlarından Gülen’e karşı özeleştiri yapmaya Ahmet Kurucan, Osman Şimşek, Enes Ergene, Süleyman Sargın gibi yazılarıyla; örgütün içine düşmüş olduğu bu durum hakkında, mantıklı izahlar getirmeye çalışıyorlar.
Sonsuza kadar devletle savaşmanın mümkün olamayacağını, hem örgüte hem de Türkiye’ye verdiği zararların hiç kimseye faydası olmadığını söylüyorlar.
Bulunduğu ülkelerde de, buna benzer istenmeyen bir yapı oluşturmanın, hiç kimseye faydası yok. İslam sevgi, güven ve kardeşlik dinidir, hizmet diye gidilen her ülkede Türkiye'de yapılan yanlışlar gibi, aynı yanlışları o ülkelerde de yapmaya devam etmek, Türkiye’ye karşı güveni sarsmakla kalmayıp, FETÖ içerisinde de kırılmalara sebep oluşturmaktadır.
Yaklaşık 167 ülkede, FETÖ bu altyapıyı örümcek ağı gibi 1993’ten itibaren gittiği o ülkelerde, devletin bütün kurumlarını ele geçirmeye yönelik, tıpkı dünyanın bütün ülkelerine daha önceden yayılmış Siyonist Teşkilatın çalışmaları gibi, Ticaretini, siyasetini ve yönetimini sinsice ele geçirmeye devam ediyor.
O ülkelerde yapılan her türlü sosyokültürel ekonomik faaliyetler, ihtilaller ve yönetimlerin el değiştirmelerin de, FETÖ’nün parmak izlerini bulmak mümkündür.
Eğer örgütün içinde bir bölünme ve arınma olmazsa bu hain metot, yapılan darbelerle bütün dünyada aynı şekilde, FETÖ'nün inisiyatifine geçebilir. Onun kontrolü altında kurulan yeni bir ABD destekli yeni NATO, yeni Varşova paktı, yeni SENTO gibi bahaneler ile FETÖ MASON BİRADERLER ve yönetimi ile, FETÖ adına o Ülkelerde büyük karışıklıklar meydana getirerek, dünyanın başına büyük problemler açabilirler.
Bugün pek çok ülkede araştırılırsa, iç karışıklıkların ve darbe girişimlerinin altında, bu örgütün planları olduğu ortaya çıkacaktır.
2016'nın 3.ayında darbeden 5 ay önce FETÖ'nün uygulayacağı 3 darbe metodundan bahsetmiştim.
1.Askeriye içerisindeki uyuyan hücreler.
2.Yurtdışına kaçan FETÖ'nün üst düzey siyasi, askeri, yargı ve finans ayağı.
3. En önemlisi ve en son tehlikeli ayağı da, Siber saldırı metotları ve Türkiye'nin ekonomisini alt üst edileceğidir. (Trump bunu açıkça söylemişti.)
Bu metotlarla Türkiye'nin sıkıştırılacağını 2016’da, Darbeden 5 ay önce anlatmıştım. Bugün görüldüğü üzere, Türkiye'deki Dolar üzerindeki yapılan ekonomik suni dalgalanmalar, Siber saldırının açık kanıtıdır.
Doları bir sopa olarak kullanıp, 7 liraya kadar çıkarılmış ve takriben 3 yıldır bu civarda devam etmektedir. Doların daha yukarı gitme tehlikesi ihtimali hala vardır.
Siber saldırılar hususunda da, Türkiye'ye uygulanan yaptırımlar, bankalara ve borsalara uygulanan Siber saldırılara, bir de FETÖ’nün elemanlarının içinde bulunduğu YouTube, Google, NASA teşkilatının içinde dahi bulunmuş olmaları, örgütün nerelere kadar girdiğinin ABD ile iç içe olduğunun kanıtıdır.
FETÖ ile mücadele etmenin en önemli iki kolu, insan kaynakları ve ekonomik kaynaklardır. Geçen hafta içerisinde, inanılmaz bir haber küçük puntolarla geçiştirildi ve haber olarak da üzerinde çok konuşulmadı. Türkiye’nin ekonomik olarak en sıkıntı yaşadığı bu dönemde, Bank Asya ve Samanyolu TV yönetim kurulu başkanı Ali Çelik'in, İngiltere'ye 17 milyar dolar kaçırdığı ve Londra’da yaşadığı haberi verildi.
Akın İpek ile beraber şu anda Londra'da yaşayan Ali Çelik ile bütün dünyada FETÖ’nün emrinde olan bunun gibi nice ekonomik olaylar, FETÖ'nün istediği tarzda yürütülmektedir.
Maalesef binlerce muvazzaf kamu görevlisinin de, Darbeden sonra bugüne kadar, her gün gözaltı kararları ile yakalanmaya devam ediyor olması, yüreğimizi sızlatmakta ve mücadelenin yeterli olmadığını göstermektedir.
Nurettin VEREN