Kasas suresi 5.ayette Cenab-ı Hak buyuruyor ki: Biz istiyorduk ki o yerde zayıf düşürülmek istenenlere ihsanda bulunalım, onları (hayır hizmetlerinde önderler yapalım.) Ezilmiş bastırılmış, zayıf toplumlardan önderler ve liderler çıkaralım. Her dönemde zalim, gaddar, adaletsiz toplumların mahvettiği Milletler arasından önderler, liderler çıkmış ve bulundukları toplumdaki zalimlerle, Mücahede etmiştir.
Liderlik insanları yönetmek değil, insanların kabiliyetlerini yönlendirerek işi yönetmektir. Bütün Peygamberler müjdeleyici, uyarıcı ve korkutucu olarak gönderilmiştir. Yoksa sen onlar üzerinde yönetici ve gözetleyici değilsin. ( FURKAN-56)
İslam insanları kölelikten çıkarıp, kendi kendisinin Efendisi olacak, kendi kendisinin lideri olacak cevherini ortaya çıkarmıştır. Bütün dünyada geçerlilik olan kölelik sistemi, İslam ile yeryüzünden kaldırılmak üzere bir başlangıç olmuştur. Köle ve efendi ayrımı zincirini kırmıştır. Mekke de başlayan bu köle efendi zincirini kırma hareketi, 1400 yıl önce Hz. Bilal-i Habeşi ile başlayıp, bütün dünyaya kademe kademe yayılmıştır. Belki de Kuran’ın en büyük mucizelerinden birisi budur. İnsanı insana kardeş ve eşit pozisyona getirerek, hak ve hukuktaki eşitliğe atılmış bir adımdır.
İnsanlar kendindeki Cevheri keşfedip harekete geçirmeyi deneyerek, bireyin kendi hayatı ile ilgili olarak, stratejik düşünce modeline sahip olması, bu modeli uygulayabilmesi için elindeki malzemenin ne olduğunu görmesi ve bunları nasıl değerlendirebileceğine dair, uzun vadeli plan ve programlar yapmasıdır. Bireylerin kölelik anlayışını zincirini kırıp, dünyaya Lider, Önder ve medeniyet öğrettiği pek çok misaller ile gösterilebilir.
İnsanın özgürlüğü, yüce yaratıcı tarafından artı ve eksi sonsuz olarak serbest bırakılmış, cennetin sınırsız güzellikleri ile cehennemin en dibine kadar gidebilecek, yollar açık tutulmuştur.
Tin suresine bu açıdan baktığımız zaman: Allah CC, insanı eğitimsiz olarak geldiği bu dünya mektebinde, en güzel şekilde eğitim alabilecek şekilde gönderdiği gibi hayvanlardan farklı bir ruh ve ceset güzelliğinde yaratmış.
Fakat eğer eğitimle geliştirilebilirse antrenman yapa yapa ( TAALÜM ile TEKEMMÜL ) iman nurunu da içine koyarsa, cennetin en üst makamlarına kadar gider. Fakat saf duru fıtratını bozar da kötülüğe kendini müptela ederse, cehennemin en dibine kadar gidebilecek bir özgürlük alanı da, kendisine sunulmuştur.
Tercih sebebi kendi aklı, iradesi, ruhu ve kendisine uyguladığı eğitim ve çalışmalarıdır. Hiçbir hayvan ne kadar eğitilirse eğitilsin, insan suretine ve insan davranışlarına ulaşamaz. Ama insanlar eğitimle ve çalışa çalışa, ilimle kendisini geliştirerek, insanlıktan Melekliğe kadar yükselecek seviyelere çıkabilir.
Dünyada da, ahirette de insanların en güzeli ve en mükemmeli haline gelebilir ve melekleşebilir. Veyahut ta tam tersine şer kabiliyetlerini geliştirir ise, şeytanı dahi çatlatacak ve utandıracak dereceye düşebilir. İşte bu iki kutup arasındaki gelgitlere açık olarak yaratılmıştır.
Elmaslık ile kömür seviyesi arasındaki özellikleri iç dünyasında barındırır. Elmas seviyesindeki insanlar, iman ruhuyla hareket etmezler ise, bu hadisenin ve bu oluşumunun milleti, ırkı ve coğrafyası yoktur.
Bütün katliamlar ve acılar, başka Milletlere zulmedenler, hep bu seviyeyi tutturamayan Zalimler, başkalarını insan olarak görmeyen gaddar, bencil, egoist insanlardır. Peygamberler insanlara yol göstererek seviyeleri yükseltecek Lider insanlardır. Etrafındaki insanlar ne düşüncede olursa olsun, onların seviye atlama sınavı geliştirmesini sağlamak üzere, yol göstericilerdir.
Nurettin VEREN