Çok çabuk öfkelenen ve çok çabuk unutan bir yapısı olan Türk Milletinin, düşmanlarına ve yapılan kötülüklere karşı Balık Hafızalı olmamız, düşmanlarımızı cesaretlendiriyor.
15 Mart 2019 da, aşırı sağcı terörist Brenton isimli aşırı sağcı bu manyağın tüfeğinin üzerine yazdığı birçok yazılardan anlaşılacağa üzere, yüz yıl öncesindeki pek çok İslam ve Türk düşmanlığını unutmadığını ve unutturmamak için bilinçli bir şekilde planlanmış saldırıdaki İslamofobik ve Türk düşmanlığını, Avrupa da yeniden canlandırmak üzere planlı bir komplo olduğunu, geçen haftalarda Avrupa’nın orta yerinde Kur’an’ı Kerim’i yakmaları, Amerika’daki ENNUR Camiini ve Avrupa’daki pek çok Camilerin peş peşe yakılması, güya medeni geçinen barbar ve yobaz Avrupa’nın İslam dünyasında yaptıkları katliamların üzerine tuz basmıştır.
Bu hiç de FETÖ’nün söylediği gibi, Güya Medeni Avrupalılar sizin mabetlerinize, kadınlarınıza, kızlarınıza ilişmemiştir açıklamasına uymamaktadır. FETÖ içerisindeki inançlı ve hizmet amaçlı koşanlara bir öz eleştiri yapmaları için belki bir vesile olabilir de, anca o zaman kandırıldıklarını anlayabilirler.
Danimarka parlamentosu önünde yapılan Cuma Namazı sırasında, karşıt gösteri düzenleyen bir grup aşırı sağcı, İsrail bayrağını taşırken havalı kornalar ile gürültü yaparak, Cuma Namazının kılınmasını engellemeye çalıştılar.
Göçmen ve İslam karşıtı fanatik Haçlılar, Kur’an’ı Kerim’i de yakarak, Namaz kılanları tahrik ederek kışkırtmaya çalıştılar.
30 Mayıs 2019 Perşembe günü; Suudi Arabistan'da 139 ülkeden 1500’e yakın Müslüman ülke temsilcilerinin katılımıyla, Mekke bildirgesi yayımlandı. İtidal ve orta yol konulu uluslararası konferansın sonucu açıklanmış oldu. Toplumların dini ve kültürel çeşitliliğinin çatışmayı ve Kaosu asla haklı çıkaramayacağının altı çizildi.
Altı çizilen bildirgede, din ile hatalı politika arasında bağ kurulması reddedildi.
Fakat bunun bir yaptırımının olması gerektiği ile ilgili, en ufak bir siyasi ve politik bir yaptırım olabileceği üzerinde durulmadı.
Buna karşılık Dinler Arası Diyaloğun çözüm olarak en iyi yol olacağı anlatıldı. (FETÖ’nün Dinler Arası Diyalog projesinin uygulanması resmen kabul edilmiş oldu.)
Orta Doğu Coğrafyasındaki ( Darbeler, işgaller ve katliamlara karşı bu insanları, tepkisizleştirme ve uyuşturma açısından, en makul yol olarak kabul edildi ve tavsiye edildi.)
Arabistan'ın Kutsal Mekke kentinde düzenlenen, devlet ve hükümet başkanlarının buluştuğu 14. İslam işbirliği teşkilatı zirvesine, Tayyip Erdoğan katılmadı. Türkiye'yi dış işleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun temsil ettiği zirvenin sonuç bildirgesinde, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına karşı, her hangi bir tepki çıkmadı. Bayrama yakın özellikle her sene İsrail’in attığı roketler ile vurulan Camiler, Hastaneler, okullar, şehit olan Kardeşlerimiz toplantıda gündeme getirilmeyerek, Yahudi yerleşimcilerin sürekli işgalleriyle ve Mescid-i Aksa’ya yapılan hücumların gündeme getirilmesi ile ilgili hiçbir sonuç çıkmadı.
En dikkat çekici bildirge maddesi ise; Katar Dış işleri bakanı Muhammed El Sani’nin, İran ile olan komşuluk ilişkilerimizi düzeltmeye değil, Amerika’nın İran karşıtı politikasına dayanıyor açıklaması oldu. Bu bildirge adeta ABD’nin Arap ülkelerini İran’a karşı kışkırtılması planlanıyor şeklinde, algılanmaya dikkat çekiyor.
100’ün üzerinde NATO üssüyle çevrelenmiş İran’ı mezhep farklılıklarını kullanarak, diğer İslam ülkelerini İran’a karşı boy hedefi olarak gösteriyor.
Keşke Haçlı dünyasının ve Trump’un özellikle Arap krallarıyla kılıç dansı yaptığı bütün İslam dünyasının liderleri ile can ciğer olduğu, İran’a karşı kurulan bu tuzaklara düşülmeseydi. Daha önce IRAK, SURİYE, LİBYA, TUNUS gibi pek çok İslam ülkesini parçaladığını unutmadan, bu sefer İran’ı boy hedefine koymak isteyenlerin oyununu bozalım.
Tüm İslam Alemi’nin Ramazan Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Hakiki kardeşlik duygusuyla bir araya gelip, dünyadaki zulümlere dur diyecek bir Türkiye’yi ayağa kaldırmasını, yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.
Nurettin VEREN