Osmanlı’nın parçalanmasından sonra, kolu kanadı kırılmış İmparatorluk, zalim Haçlı ittifakı ile en son elimizde kalan Anadolu toprağını da almak üzere, büyük bir ittifakla Çanakkale boğazından, toplu halde üzerimize saldırmışlardır. O güne kadar dünyada eşi görülmedik bir donanma gücü ile bir araya gelmişlerdir.
Bütün bu zulümlere ve gaddarlıklara rağmen, Çanakkale’yi geçememiş ve en büyük mağlubiyetlerini almışlardır. Çılgına dönen mağrur Batı emperyalizmi, Haçlı ittifakına karşı fikren ve inanç yönüyle, bu direnci kırmak üzere İslam’ın yumuşatılması, Hoşgörü ve Diyalog yaftaları altında Cihat ve Şehitlik söylemlerini yumuşatmak, İslam’ın dayanıklılığını ve mücadele ruhunu aşındırmak ve soluklaştırmak için son dönemler de, Dinler Arası Diyalog Arap Baharı ve İslam baharı gibi kelimelerle, toplumları uyuşturmak, özgürlük vaatleriyle diktatörlere başkaldırma düşüncesini enjekte ederek, kendi liderlerine karşı iç karışıklıkları arttırarak, kendi milletleri eliyle kendi liderlerini yok ettirmişlerdir. Sonrada başsız kalan bu ülkeleri, istedikleri gibi peylemiş ve paramparça etmişlerdir.
Bu Batı’nın, uzun vadeli uyutma ve narkozlama programıdır.
Dinimiz de, onlarca Cihat Ayetleri vardır ve Cihat’ın hiçbir zaman unutulmaması ve tedbirin elden bırakılmamasına teşvik eden Ayetlerde vardır. Bütün bunları ört bas edip, tam bir Hümanizm ile sana bir tokat vurana, diğer yanağını da çevir, hatta onlar sizin ciğerinizi çıkarsalar, siz kalbinizi de çıkarıp verin gibi Müslümanları iyice tepkisizleştirip uyuşturmak, ahmaklaştırmak, yaygın hale getirilmeye çalışılmaktadır. İslam'da, iyiliğe ve kötülüğe karşı davranışlarda, dengeli davranış tavsiyeleri vardır.
Sırat-ı Mustakim: Her hususta insanları, orta yola davet etmek demektir. Sırat-ı Mustakim orta yoldur. Ne yumuşak, ne sert, ne çok zalim, ne çok şefkatli. Peygamber Efendimiz şefkat ve kılıç Peygamberidir. Peygamberimize ait İstanbul da sergilenmek de olan 9 kılıcı vardır. Osmanlı döneminde gelen emanetler arasında, Peygamberimize ait 9 kılıç ve harp malzemeleri zırhları ve miğferi vardır. Efendimiz (SAV) şefkatinin yanında, aynı zamanda büyük bir komutandır. Zalimlere karşı alabildiğince sert, müminlere karşı çok şevkatlidir.
Kuranı Kerim'de Cihat’ı teşvik eden pek çok ayet vardır. Bir kaç tanesini yeniden hatırlatmakta fayda görüyorum. Batılı zalim Haçlıların, üstünü örttükleri şu ayetleri yeniden hatırlamak da fayda var.
(Yoksa siz Hacılara su dağıtmak ve Mescidi Haram’ı Kabe'yi onarma işini, Allah'a ve ahirete inanıp, Allah yolunda Cihat eden kimsenin işi gibimi kabul ettiğiniz. Bunlar Allah katında bir değillerdir. Tevbe Suresi 9/19)
Müslümanlığı tembellik ve miskinlik olarak algılayanlar, yaşadığı dünyanın gerisinde kalırlar ve ayaklar altında çiğnenirler.
Müminlerden özür sahipleri müstesna oturanlarla, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda Cihat edenler, bir olamaz. Allah mallarıyla, canlarıyla, Cihat edenleri derece bakımdan, oturanlara karşı üstün kılmıştır. Nisa suresi 4/95
Düşman topluluğunu takipte gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyorsanız, sizin acı çektiğiniz gibi onlar da acı çekiyorlar. Hâlbuki siz onların ummadıklarını, Allah'tan umuyorsunuz. ( CENNETİ VE ŞEHİTLİĞİ ) Nisa suresi 4/104
Şehitliğin en yüce makama olduğunu ümit edenler, ölürsem şehidim diyen bir mümin, batıl bir dava uğruna cepheye giden ve orada canını verenlerden, daha cesur olmak mecburiyetindedir.
Yeni Zelanda da, Camide katledilen 50 Müslüman kardeşimizin, acısının tepkisini bütün İslam Dünyasının Başkentlerin de, toplu namazlarla ve protesto yürüyüşlerle, Dünya gündemine taşımalıyız. Zalim Haçlı dünyasının kalplerine, korku salmalıyız. Bir gün bunların intikamının alınacağını unutturmamalıyız. Aç kurda karşı, sevgi ve şevkat göstermek, kurdun iştahını teşvik eder.
Nurettin VEREN